İşe İade Davasının Açılma Şartları ve Otuz İşçi Kuralı

ise-iade-otuz-isci-sarti

ise-iade-otuz-isci-sarti

İş Güvencesi”, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 vd. maddelerinde düzenlenmiş olup; işçinin işini güvence altına almak maksadıyla, işverenin süreli fesih hakkı yasayla sınırlandırılmıştır. İş güvencesinin temel amacı keyfi nedenlerle işten çıkarmaları engellemek ve işverenlere bu konuda caydırıcılık sağlamaktır ancak yararlanma koşullarından dolayı kapsadığı alan, ülkemizde oldukça dardır. İş güvencesinin teminatı olan işe iade davasının şartlarını  inceleyecek olur isek;

1-    İşyerinde en az otuz işçinin çalışıyor olması,

Otuz işçiden az işçi çalıştıran işyerlerinde iş güvencesi kuralları uygulanmaz ve işe iade davası açılamaz iken; otuz

veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde feshin mutlaka geçerli veya haklı bir sebebe dayandırılması gerekir.

 2-    İşçinin kıdem süresi,

En az altı aylık kıdemi olan işçi iş güvencesi hakkından faydalanabilecektir.

3-    İşçinin belirsiz süreli hizmet akdi ile çalışılıyor olması,

Belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçiler otuz kişilik çalışılan işyerinin belirlenmesinde toplama dahil edilir fakat iş güvencesi hükümlerinden yararlanamazlar, işe iade davası açamazlar.

4-  Feshin geçerli veya haklı bir sebebinin olmaması,

Otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli veya haklı bir sebebe dayanmak zorundadır. Fesih geçerli ya da haklı bir sebebe dayanmıyorsa işçinin işe iadesine karar verilebilir.

Bu koşullar içinde yer alan iş güvencesi kapsamına giren işçilerin belirlenmesine esas 30 işçi kavramını inceleyecek olursak,

Otuz işçi sayısının belirlenmesinde belirli-belirsiz süreli, tam-kısmi süreli, daimi-mevsimlik iş sözleşmesi ile çalışanlar arasında bir ayırım yapılamaz. Fesih bildirimin yapıldığı tarihte 30 işçi sayısının tespitinde göz önünde bulundurulacak işçinin iş sözleşmesinin devam etmekte olması yeterli olup, ayrıca fiilen çalışıyor olması gerekmemektedir. Konumu itibarıyla güvence kapsamı içerisinde olmayan işveren vekillerinin ve yardımcılarının da işyerinde çalışan işçi sayısının belirlenmesinde dikkate alınması gerekir.

İş Kanunu kapsamı dışında kalan ve işçi sıfatını taşımayan çırak, stajyer ve meslek öğrenimi gören öğrencilerle süreksiz işlerde çalışanlar, keza işyerinde geçici iş ilişkisi ile çalıştırılanlar ile alt işveren işçileri o işyerinde çalışan işçi sayısının belirlenmesinde hesaba katılmazlar.

yargitay(1)

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 06.03.2014 tarihli 2013/10684 E ve 2014/7406 K sayılı kararında bu konu incelenmiş ve şu tespitler yapılmıştır;

Davacı, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan davalı işveren tarafından feshedildiğini belirten davacı işçi, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini talep etmiştir. Yerel mahkeme davanın kabulüne ve davacının işe iadesine karar vermiştir.

Kararı inceleyen Yargıtay 9. HD,

İşçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilmesi için fesih bildiriminin yapıldığı tarihte işyerinde 30 ve daha fazla işçi çalıştırılması gerekir. İşverenin aynı işkolunda birden fazla işyerinin bulunması halinde, işyerinde çalışan işçi sayısı, bu işyerlerinde çalışan işçi sayısına göre belirlenir.

Alt işverenin işçileri otuz işçi kıstasının belirlenmesinde dikkate alınmazlar; fakat, iş güvencesi hükümlerinden kaçmak amacıyla, işçilerin bir kısmının muvazaalı olarak taşeron işçisi olarak gösterilmesi halinde, bu işçilerin de işçi sayısına dahil edilmesi gerekir.

 Fesih bildirim tarihinden önce iş sözleşmesi feshedilen, bu nedenle feshin geçersizliği davası açıp, lehine feshin geçersizliğine karar verilen işçinin işverene işe başlatılması için başvurusu halinde, adı geçen işçinin de 30 işçi sayısında değerlendirilmesi gerekir şeklinde yapılan genel tespitlerin ardından davaya konu olan somut olaya, işçi sayısının belirlenme esasları şu şekilde uygulanmıştır;

Dosya içeriğine göre somut uyuşmazlıkta; Mahkemece işe iade davasının ön koşullarının mevcut olduğu kabul edilerek, davanın esasına girilerek karar verilmiş ise de; dosyada mevcut SGK Başkanlığı’nın yazısı ekindeki işyeri bilgilerini içeren belgeden, davacının çalıştığı işyerinin unvanının “Aktüel Tekstil San. Tic.A.Ş.”, sigortalı sayısının da 3 olarak gösterildiği, ancak karar başlığında davalı Şirketin unvanın “Aktüel Tekstil San. ve Tic. Ltd Şti” olarak gösterildiği görülmüştür. Buna bağlı olarak, öncelikle davacının çalıştığı işyerinin niteliğinin doğru olarak saptanıp dava şartı olması sebebiyle resen göz önüne alınacak “fesih tarihindeki 30 işçi çalışıp çalışmadığı” koşulunun oluşup oluşmadığının tereddüde mahal verilmeksizin belirlenmesi gerekirken eksik araştırma ile davanın esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.

 SONUÇ

İş güvencesinin temel amacı, keyfi nedenlerle işten çıkarmaları engellemek ve işverenlere bu konuda caydırıcılık sağlamaktır. Ancak çalışmakta olan her işçi bu güvenceden yararlanamamakta, belli koşulların sağlanması gerekmektedir. Bu koşullar arasında yer alan, fesih tarihinde işyerinde en az otuz işçi çalışma koşulu işyerinin niteliği ile ilgili olduğundan ve aynı zamanda fesih sonucunda açılacak davada, dava şartı olması sebebiyle duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi gerekmektedir.

Stj. Av. Gözde Gökçe

             Okyay | Evren 

Avukatlık & Arabuluculuk Ofisi

       www.okyayevren.av.tr

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yorum Bırak

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir