Yardımcı İşlerde Muvazaa ve İşçi Temini

4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/6 maddesi uyarınca, “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.

Alt işverene verilen iş, işyerinde mal veya hizmet üretiminin yardımcı işlerinden olmalıdır. Asıl işin bölünerek alt işverene verilmesi durumunda ise, verilen iş işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş olmalıdır.

Peki temizlik gibi yardımcı işler ya da IT sistemleri gibi uzmanlık gerektiren işler için kurulan bir alt işverenlik sözleşmesinin muvazaalı olduğu iddia edilebilir mi ?

Yargıtay’ın uygulamalarına göre Bir asıl işin yasa kapsamında işveren tarafından alt işverene verilmesinin düzenlenmesi, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/7 maddesi ve Borçlar Kanunu’nun ilgili hükümleri uyarınca muvazaa iddialarının araştırılmasına engel teşkil etmez. Söz konusu hükümde sayılan işlerin alt işverene verilmesine dayanılarak iş sözleşmesinin feshi, muvazaa iddiasının ispatı hâlinde geçersiz olacaktır.

Konu ile ilgili Yargıtay 9.Hukuk Dairesi’nin 13.11.2017 tarih 2016/29641 E ve 2017/18039 K sy kararında bu konular tartışılmıştır. Karara konu olan olaylarda;

1- Davacının İddiaları

Davacı vekili; davacının 05.03.2009 tarihinden itibaren farklı işverenler nezdinde ve en son davalı … Ltd. Şti’nin sigortalısı olarak diğer davalı …’nin bünyesinde …… Mahallesinde bulunan …’de (…. Meslek ve Sanat Kursları) usta öğretici olarak çalıştığını, bu çalışmasının 30.11.2014 tarihine kadar kesintisiz olarak sürdüğünü, alt işveren olarak görünen firmaların tek bir bilgisayarı, tek bir kalemi dahi olmadığını, bu firmaların işçi temini dışında fonksiyonları olmadığını, davalı Belediyenin davacıyı bir süre bizzat kendisinin kurduğu …. A.Ş adlı firmada bile çalıştırdığını, davacının yaptığı işin davalı Belediyenin asıl işi olduğunu belirterek Davalı Belediye’ye iadesini talep etmiştir.

2- Davalıların Cevapları

Davalı şirket vekili cevaplarında;  müvekkili şirket ile … arasında akdedilen ihaleye istinaden davacının müvekkili şirket bünyesinde 01.11.2014 – 30.11.2014 tarihleri arasında çalıştığını, davacı ve diğer işçiler üzerindeki yönetim hakkının diğer davalı … tarafından kullanıldığını, bu durumun uygulamada açıkça görüldüğünü, örneğin işçilerin işe başlamalarına ve iş akitlerinin sonlandırılmasına diğer davalı Belediye tarafından karar verildiğini, davacının fiiliyatta Büyükşehir Belediye Başkanlığının personeli olup belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştığını, davacı hakkında asıl işveren diğer davalı … Belediyesi tarafından tutanaklar tutulduğunu, bu tutanaklar kapsamında da işçinin çıkışı yönünde kendilerine talimat verildiğini, bu kapsamda müvekkilinin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Belediye Vekili cevabında;  davacının müvekkili belediyenin personeli olmadığını, davacının, müvekkili idareden hizmet alımı kapsamında ihale yolu ile iş alan yüklenici firmalar bünyesinde çalıştığını, …. Büyükşehir Belediyesi Meslek ve Sanat Eğitim Kursları Komek) kapsamında kurulan internet evlerinin gençler ve çocuklara yönelik sosyal tesisler olduğunu, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 67. Maddesi kapsamında olduğunu ve ihale yolu ile üçüncü şahıslara gördürülebileceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.

3- Yerel Mahkemenin Kararı

Mahkemece davacı vekilince muvazaa iddiasında bulunulmuş ise de, mevzuat gereğince yardımcı işlerin ihale yolu ile alt işverenlere verilebileceği, davalılar arasındaki ilişkinin muvazaaya dayanmadığı, feshin geçerli ya da haklı nedene dayandığı iddiasının ispat edilemediği, 4857 sayılı yasanın 2. ve 6. maddeleri gereğince davacı taleplerinden asıl-alt işveren ilişkisi nedeniyle davalıların birlikte sorumlu oldukları gerekçesiyle davacının davalı … Tah. Hiz. Dış Tic Ltd Şti işyerindeki işine iadesine, işe iadenin mali sonuçlarında her iki davalının müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasına hükmedilmiştir.

yargitay

4- Yargıtay 9.Hukuk Dairesi’nin Kararı;

Kararı, taraflar vekilleri temyiz etmiştir.

Yargıtay 9.Hukuk Dairesi’ne göre; Asıl alt işveren ilişkisinde ilişkinin muvazaalı veya yasadaki unsurları taşıyıp taşımadığının belirlenmesinde,

  • Biri asıl diğer hukuksal ve ekonomik bağımsızlık ile ayrı bir iş organizasyonuna sahip iki ayrı işverenin bulunup bulunmadığı,
  • Alt işveren işçilerinin sadece asıl işverenden alınan iş kapsamında çalıştırılıp çalıştırılmadıkları,
  • Alt işverene verilen işin, işyerinde asıl işveren tarafından yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin asıl işin, yardımcı işlerinden olup olmadığı,
  • Alt işverene verilen işin işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş olup olmadığı;
  • Alt işverenin daha önce o işyerinde çalıştırılan bir kişi olup olmadığı;
  • Alt işverenin işe uygun yeterli ekipman ile tecrübeye sahip olup olmadığı;
  • İstihdam edeceği işçilerin niteliklerinin yapılacak işe uygun olup olmadığı;
  • Alt işverene verilen işte asıl işveren adına koordinasyon ve denetimle görevlendirilenlerden başka asıl işverenin işçisinin çalışıp çalışmadığı;
  • Yapılan alt işverenlik sözleşmesinin iş hukukunun öngördüğü kamusal yükümlülüklerden kaçınmayı amaçlayıp amaçlamadığı;
  • Yapılan alt işverenlik sözleşmesinin işçilerin iş sözleşmesi, toplu iş sözleşmesi yahut mevzuattan kaynaklanan bireysel veya kolektif haklarını kısıtlamaya ya da ortadan kaldırmaya yönelik yapılıp yapılmadığının

araştırılması ve irdelenmesi gerekir.

Bir alt işveren, bir asıl işverenden sözleşme ile üstlendiği mal veya hizmet üretimi için belirli bir organizasyona, uzmanlığa ve hukuksal bağımsızlığa sahip değilse, kısaca üretim ya da hizmet sunumuna ilişkin ekonomik faaliyetin bağımsız yönetimini üstlenmemişse asıl işveren alt işveren ilişkisinden çok olayda, asıl işverene işçi temini söz konusu olacaktır.

Somut uyuşmazlıkta, dosyada mübrez hizmet alım sözleşmelerine göre hizmet alım sözleşmelerinin konusunun hizmet alımı olmayıp, işçi temini mahiyetinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle davacının baştan itibaren davalı belediyenin işçisi olduğunun kabulü gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.

Yargıtay 9.Hukuk Dairesi bu gerekçeler ile; Yerel Mahkeme kararını bozarak ortadan kaldırmış ve Davacı’yı belediye nezdindeki işine iadesine karar vermiştir.


SONUÇ

1- İş Kanunu’nun 2/6.maddesine göre; sadece yardımcı işler ve/veya uzmanlık gerektiren işler alt işverene verilebilir. 

2- Bir iş nitelik olarak alt işverene verilebilir bile olsa, bu husus muvazaa incelemesi yapılmasına engel değildir. 

3- Alt işverenin ekonomik bir bağımsızlığı yoksa, bir yönetim organizasyonu yoksa  iş alt işverene verilebilen bir iş dahi olsa, ortada bir işçi temini olduğundan bahsedilip muvazaa tespiti yapılabilir ve işçinin asıl işveren işçisi olduğu tespit edilebilir

Av. Eren Evren
Patent & Marka Vekili

        Okyay | Evren 
Avukatlık & Arabuluculuk 
   www.okyayevren.com

 

Yorum Bırak

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir