Fesihten Önce İşçinin Savunmasının Alınması Gerekir mi ?

4857 İş Kanunu’nun 19’uncu maddesine göre: “Hakkındaki iddialara karşı savunmasını almadan bir işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesi, o işçinin davranışına veya verimi ile ilgili sebeplerle feshedilemez. Ancak, işverenin 25’inci maddenin ( II ) numaralı bendi şartlarına uygun fesih hakkı saklıdır”.

Bu hükümle, işçinin savunmasının alınması, işçinin davranışı veya verimi ile ilgili sebeplerle iş sözleşmesinin feshi için bir şart olarak öngörülmüş ve salt işçinin savunmasının alınmamasının tek başına, süreli feshin geçersizliği sonucunu doğuracağı ifade edilmiştir.

İşçinin savunması, sözleşmenin feshinden önce alınmalıdır. İşçi fesihten önce savunma vermeye davet edilmeli, davet yazısında davranışı sebebiyle işten çıkarma sebebi açık ve kesin bir şekilde belirtilmeli, makul bir süre önceden belirtilen yer, gün ve saatte hazır bulunması, bulunmadığı takdirde yazılı bir savunma verebileceğinin; bildirilen yerde belirtilen gün ve saatte hazır bulunmadığı ve de buna rağmen yazılı bir savunma vermediği takdirde savunma vermekten vazgeçmiş sayılacağının kendisine hatırlatılması şarttır.

Fesih bildirimiyle birlikte veya fesihten sonra savunma istenmesi feshi geçersiz kılar. Keza, ihbar önel süreleri içinde savunma alınması da feshin geçersiz olması sonucunu doğurur.

İş Kanunun’daki düzenleme bu kadar açık olmasına rağmen yine de savunma alınmaksızın fesih yapıldığı olmuyor mu?  dersek yanılırız.

Konu ile ilgili Yargıtay 9.Hukuk Dairesi’nin 18.04.2018 tarih 2017/24063 E ve 2018/8966 K sy kararına konu olan olaylarda Kurumsal bir şirket olan Banka işçinin savunmasını almaksızın iş akdini geçerli sebeple feshetmiş, açılan işe iade davasında bu hususa hiç dikkat edilmemiş, Bölge Adliye Mahkemesi dahi konuyu görmezden gelmiştir.

Davaya konu olan olayları kısaca özetlersek;

1- Davacının İddiaları

Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesi ile davalı yanında belirsiz süreli akitle çalıştığını, 6 aydan fazla kıdeme sahip olduğunu, işverenin müvekkilini işten çıkardığını, disiplin soruşturması yapılmadığını, yazılı savunma alınmadığını, feshin son çare olması gerektiğini, müvekkilinin 19 yıllık çalışan olduğunu, feshin geçerli ve haklı bir nedene dayanmadığını iddia ederek iş akdinin feshinin geçersizliğine ve müvekkilinin işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.

2- Davalının Savunması

Davalı vekili; davalının sosyal medya paylaşımlarının siyasi ve mesep farkını körükleyecek mesajlar paylaştığını, sosyal medya kullanımının, paylaştığı içeriklerin bankanın itibarını zedelediğini, feshin haklı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

3- Yerel Mahkeme’nin Kararı

İlk derece mahkemesince, Dosya içeriğine göre davalı işverenin davacı işçinin iş sözleşmesini 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca davranışlarından kaynaklanan sebeplerle feshettiği, ancak davacı işçinin savunmasını almadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

4- Bölge Adliye Mahkemesi’nin Kararı

İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

Bölge adliye mahkemesince, Davacının sosyal medyada yaptığı beğenilerinin içeriği dikkate alındığında işçi ile işveren arasındaki güven ilişkisinin zedelendiği, iş ilişkisinin devamının işverenden beklenemeyeceği, sosyal medya ortamında davacı tarafından yapılan beğenilerin işvererin bir kamu kurumu olması da dikkate alındığında doğruluk ve bağlılık ile örtüşmediği, bu hali ile yapılan feshin geçerli nedene dayandığının kabulüyle davacının davasının reddine karar verilmesi gerekir gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüyle ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.

yargitay

5- Yargıtay 9.Hukuk Dairesi’nin Kararı

Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararına karşı davacı vekilli tarafından süresinde temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

Somut uyuşmazlıkta, davacının iş sözleşmesi sosyal medya üzerinde yaptığı paylaşımların/beğenilerin Bankanın saygınlığını ve imajını zedelediği itibar kaybına neden olduğu bu fiilinin insan kaynakları yönetmeliğinin iyiniyet ve dürüstlük kurallarına riayet etmek Banka değerlerine uygun hareket etmek, ve etik ilkeler sözleşmesinin giriş bölümünde ifade edilen çalışanların tüm iş ilişkilerinde haysiyetli şerefli dürüst davranmalıdır maddelerine aykırılık teşkil ettiği gerekçesiyle 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca feshedilmiştir.,,

Ancak fesih öncesi davacının savunmasının alındığına dair bir delil bulunmamaktadır. Nitekim davalı bankanın 23.08.2016 tarih 34103/2488 Sayılı yazısında açıkça fesih öncesi davacının savunmasının alınmadığı bildirilmiştir. 4857 Sayılı Kanun’un 19/2. maddesine göre davranışlarına dayalı geçerli fesihlerde işçinin savunmasının alınması şarttır. Savunma alınmadan yapılan fesih salt bu sebeple geçersizdir. Buna göre feshin geçersizliğine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir.


SONUÇ

İş akdinin İş Kanunu’nun 17-18.maddesine göre yapılan feshin geçerli olabilmesi için işçinin savunmasının alınması şarttır. İşçinin savunmasının alınmamış olması, esasen geçerli olan bir fesih işlemini salt bu nedenle geçersiz hale getirir.

Av. Eren Evren
Patent & Marka Vekili

        Okyay | Evren 
Avukatlık & Arabuluculuk 
   www.okyayevren.com

Yorum Bırak

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir