Yıllık İzinden Dönmeyen İşçinin İş Akdinin Feshi

İşçinin,  işyerinde çalışması sonucu emeği karşılığında ücret alacağı dışında 4857 sayılı İş Kanunu ile sağlanan çeşitli hak ve alacakları mevcuttur. Bunlardan biri olan izin hakkını kazanmak için ücret karşılığında bir iş sözleşmesine istinaden çalışmak gerekir. İşçinin yıllık izne hak kazanabilmesi için işe girdiği tarihten itibaren deneme süresi dahil 1 yıl çalışmış olması gerekmektedir.  İşçi, istese dahi yıllık ücretli izin hakkından vazgeçemez.

Verilecek yıllık izin süreleri, işçilerin kıdemleriyle doğru orantılı olarak belirlenir, o da şu şekildedir;

Bir yıldan beş yıla kadar çalışmış olanlara 14 gün,

Beş yıldan fazla onbeş yıldan az çalışanlara 20 gün,

Onbeş yıl (dahil) ve daha fazla çalışanlara 26 gün’den az olmayacak şekilde izin kullandırılır.

Burada dikkat edilmesi gereken nokta, işçinin izinde iken bu izin süresinde rastlayan hafta tatilleridir. Yıllık ücretli izin süresi çalışılmış gibi sayılan süreler olduğu için, normal günlerde çalışılmayan gün olarak kabul edilen hafta tatilinin bu sürenin içinde hesaplanmaması gerekmektedir.

Ayrıca işveren tarafından yıl içinde verilmiş bulunan diğer ücretli ve ücretsiz izinler veya dinlenme ve hastalık izinleri yıllık izne mahsup edilemez. Yıllık ücretli izine hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında işçilerin, aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştıkları süreler birleştirilerek göz önüne alınır.

İşçi hak ettiği yıllık ücretli iznini, kullanmak istediği zamandan en az bir ay önce işverene yazılı olarak bildirir. Aynı tarihe rastlayan izin isteklerinde; işyerindeki kıdem ve bir önceki yıl iznini kullandığı tarih dikkate alınarak öncelikler belirlenir.

Konunun uygulamasına bakacak olursak, yıllık izinden dönmeyen işçinin iş sözleşmesi feshedilebilecek midir? Bu fesih geçerli ve haklı nedenle fesih sayılacak mıdır? Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 24.01.2017 tarihli 2017/539 E. ve 2017/987 K. sayılı kararını inceleyelim:

Davacı vekili, müvekkilinin davalı iş yerinde 01.02.2012 tarihinde penye makinecisi olarak işe başladığını, 08.10.2014 tarihinde iş yerine gittiğinde muhasebeye uğraması gerektiğinin bildirildiğini, muhasebede kendisine istifa dilekçesi imzalatılmak istendiğini ve iş sözleşmesinin 08.10.2014 tarihinde haksız ve nedensiz feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine, işe başlatılmaması halinde tazminat ve boşta geçen süre ücretinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili, davacının 08.10.2014-23.10.2014 tarihleri arasında yıllık ücretli izin kullandığını, izin dönüşü 24.10.2014 tarihinden itibaren işe gelmemesine rağmen müvekkilinin Ceyhan 3. Noterliğinin 30.10.2014 tarih ve 10150 sayısında kayıtlı ihtarnamesi ile davacıyı işe çağırmasına rağmen davacının işbaşı yapmaması üzerine iş sözleşmesinin 06.11.2014 tarihinde feshedildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.

Mahkemece, dosyaya sunulan yıllık izin cetvelinde davacının 08.10.2014-23.10.2014 tarihleri arasında ikinci yıllık izin hakkını kullandığının belirtildiği, PDKS (Personel Devam Kontrol Sistemi) kayıtlarında da davacının belirtilen tarihlerde yıllık izinli olduğunun belirtildiği, bu durumda davalı iş yerinde çalışmakta iken 08.10.2014 tarihinde yıllık ücretli izne ayrılan (yıllık izin defterinde imzası mevcut) davacının, yıllık ücretli izne gönderilme yönündeki davalı işlemini fesih olarak yorumlamak suretiyle dava açmasıyla iş sözleşmesini kendisi feshetmiş olacağından, kendi feshine 20. madde gereğince itiraz hakkının bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı, ayrıca davalı şirket tarafından Ceyhan 3. Noterliğinin 30.10.2014 tarih ve 10150 sayısında kayıtlı ihtarnamede davacının iş sözleşmesinin feshedilmediği, başvurusu halinde çalıştırılacağı belirtilerek işe davete rağmen davacı tarafça işe başlanılmadığı, Yargıtay içtihatlarına göre davalı işverenin işe başlatma davetine rağmen işe başlamayan işçinin işe iade talebinde samimi olmayıp işe iade davasının maddi sonuçlarından yararlanmak istediği kabul edildiği, davacının iş sözleşmesi feshedilmeden iş bu davayı açması ayrıca davalı tarafça işe başlama davetiyesine rağmen işe başlamadığından iş sözleşmesinin işverence geçerli ve haklı nedenle feshedildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı kanuni süresi içinde davacı vekili temyiz etmiştir.

yargitay

Kararı inceleyen 22. Hukuk Dairesi,

Somut olayda mahkemece, dosyaya işverence sunulan ve davacının imzası bulunan yıllık izin cetveline göre 08.10.2014-23.10.2014 tarihleri arasında davacının yıllık izin hakkını kullandığı kabul edilmiş ise de; davacı vekilince bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde, davacının izin kağıdına imza attığını hatırlamadığının beyan edilmesi karşısında, yıllık izin cetvelindeki imza davacıya gösterilerek, gerektiğinde imza incelemesi yapılarak, imzanın davacıya ait olup olmadığı belirlendikten sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirir.

SONUÇ

İşçinin emeği karşılığında ücret alacağı haricinde bazı hakları vardır, ücretli izin hakkı bunlardan biridir. İşçinin yıllık izine çıkıp dönmemesi durumu, iş hayatında karşılaşılabilecek bir sorundur. Bu durumda işe başlatma davetine rağmen işe dönmeyen işçinin sözleşmesi haklı ve geçerli nedenle feshedilebilecektir.

Ancak işçinin izin kağıdına imza attığını hatırlamaması durumu söz konusu ise, imza incelemesi yapılarak imzanın işçiye ait olup olmadığının tespit edilmelidir. Aksi halde, eksik inceleme nedeni ile mahkeme kararı bozulabilecektir.

         Av. Gözde Gökçe

           Okyay | Evren 

Avukatlık & Arabuluculuk Ofisi

Yorum Bırak

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir