Sözlü Fesih Bildirimi Daha Sonra Yazılı Olarak Bildirilse Bile Geçersizdir

İşçinin iş akdini feshederken geçerli sebebe dayanmak zorunda olan işveren, yine kanunda düzenlenen sıkı şekil şartlarına uymak zorunda olup sözlü fesih bildiriminden kaçınmalıdır. Aksi halde, feshin geçerli sebebe dayandığını ispat etse bile sırf sözlü fesih bildirimi yapmış olduğu için fesih işlemi geçersiz hale gelecektir.

Uygulamada bir anlık sinir veya hata ile çalışanın iş akdini aniden fesheden işverenlerin daha sonra hatalarını anlayıp yazılı bildirimi arkasından göndermiş oldukları da görülmektedir.

Ancak Feshe ilişkin şekil şartları İş Kanunu’nun 19. Maddesinde

“İşveren fesih bildirimini yazılı olarak yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorundadır. Hakkındaki iddialara karşı savunmasını almadan bir işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesi, o işçinin davranışı veya verimi ile ilgili nedenlerle feshedilemez. Ancak, işverenin 25 inci maddenin (II) numaralı bendi şartlarına uygun fesih hakkı saklıdır.” olarak düzenlenmiş olup yasa metni çok açıktır.

İş güvencesi hükümlerinden yararlanan işçinin işten çıkarılmadan önce savunmasının alınması gerekmekte ve daha sonra iş akdi feshedilirken; fesih sebebinin açık ve kesin bir şekilde belirtilerek feshin yazılı şekilde yapılması gerekmektedir. Düzenlenen bu şartlara uyulmaması feshin geçersizliğine yol açacaktır.

Bu sebeple işçiye işten çıkartıldığı sözlü olarak ifade edildikten daha sonra yazılı olarak bildirimin gönderilmesi doğru olmayacaktır. Geçerli sebebe dayalı yapılan fesihlerde bildirim mutlaka yazılı olmalıdır.

Konu ile ilgili Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 18.12.2019 Tarihli 2019/5228 E. sy Kararında;

1- Davacının İddiaları

Davacı vekili, iş akdinin haksız ve geçersiz olarak feshedildiği 20/03/2017 tarihine kadar aralıksız 10 yıl çalıştığını, müvekkilinin davalı şirket tarafından işe girdiği tarihten itibaren ( yaklaşık 10 yıl ) toplam 207 gün rapor alması gerekçe gösterilerek iş akdinin 20/03/2017 tarihi itibarıyla feshedildiğini belirterek feshin geçersizliğinin tespitine, davacının işe iadesine, karar verilmesini talep etmiştir

2-Davalının Savunmaları

Davalı; iş akdinin geçerli nedenle fesih edilmesinin sebebinin davacının iş akışını bozacak şekilde parçalı olarak sık sık rapor alması olduğunu, davacının almış olduğu raporlar nedeniyle iş yerinde olumsuzluklar yaşandığını, davacıya almış olduğu raporlar dolayısıyla disiplin kurulu kararı ile ihtar çekildiğini, uyarıldığını ancak buna rağmen tutumunu sürdürdüğünü, bu nedenle iş akdinin feshedildiğini savunarak haksız davanın reddine verilmesini istemiştir.

3- Yerel Mahkeme Kararı

Davalı işverenin, davacının sık sık rapor alması nedeniyle iş sözleşmesinin feshedildiğini beyan etmiş ise de, feshin son çare olma ilkesine uyulmadığı sonuç ve kanaatine ulaşıldığı belirtilerek davanın kabulüyle davacının işe iadesine karar verilmiştir.

  İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili; “mahkeme tarafından verilen kararın yerinde olmadığını, davacının sürekli rapor aldığını toplam aldığı raporun 207 gün olduğunu ve raporların ağırlıklı olarak son dönem olduğunu iddia ederek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

4- Bölge Adliye Mahkemesi

Davacının aralıklı olarak 207 gün rapor aldığı, daha önceden de bu konuda disiplin cezası aldığı, fesihten önce savunma talep edildiği, davalı tarafından yapılan feshin geçerli nedenle yapıldığı, bu nedenle davanın reddi gerektiği halde, ilk derece mahkemesi tarafından verilen işe iade kararının yerinde olmadığı anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüyle ilk derece mahkemesinin kararının ortadan kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararına karşı bu defa davacı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

yargitay

5- Dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’ne göre;

Somut uyuşmazlıkta, davacının hizmet akdi, 22/03/2017 tarihinde düzenlenen ve tebliğ edilen yazılı fesih bildirimi ile 20/03/2017 tarihi itibariyle feshedilmiştir. Davacının işten ayrılışı da Sosyal Güvenlik Kurumu’na 20/03/2017 tarihinde bildirilmiştir.

Buna göre, davacının iş akdinin feshedildiği 20/03/2017 tarihinde yapılmış yazılı bir fesih bildirimi yoktur. Geçerli fesihlerde fesih yazılı olarak yapılmak zorundadır. Fesih tarihinde yazılı olarak bir fesih yapılmadığından fesih salt bu nedenle geçersizdir.

Başka bir deyişle 20/03/2017 tarihinde yapılan feshin, işçiye fesihten 2 gün sonra bildirilmesi, feshin yazılı olarak yapılma zorunluluğunun yerine getirilmesi sonucunu doğurmaz. Fesih sırasındaki eksiklik sonradan giderilemez. Davalı işveren, feshi yazılı olarak yapmadığından davanın kabulüyle davacının işe iadesine karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi hatalıdır.

Gerekçeleri ile Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararı hatalı bulunmuştur.

SONUÇ

  1. İşçiden kaynaklanan veya işletmesel nedenle geçerli sebeplerle iş akdinin sona erdirilmesi hallerinde; fesih bildiriminin yazılı olarak yapılmaması halinde fesih geçersizdir.
  1. Fesih bildirimi, iş akdinin daha önceki bir tarihte sona erdiğini içeriyorsa söz konusu fesih geçersizdir.
  1. İş akdi önce sözlü bir şekilde feshedilip daha sonra yazılım bildirimi gönderilmemeli. Geçerli sebebe dayalı fesih, en baştan yazılı yapılmalıdır.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 18.12.2019 Tarihli 2019/5228 E. sy Kararının tam metnine buradan ulaşabilirsiniz

 Stj. Av. Asena Ballı

            Okyay | Evren  

 Avukatlık & Arabuluculuk Ofisi

       www.okyayevren.com

Not: Bu yazı Av. Eren Evren tarafından incelenerek yayına uygun  bulunmuştur.

Yorum Bırak

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir