İmzalı Ücret Bordrosunun İspat Gücü

hesap_pusulasi

“Ücret Bordrosunun İmzalı Olması Durumunda, Bordronun Aksi İspatlanıncaya Kadar Geçerli olduğu kabul edilir”

hesap_pusulasi

İşverenler tarafından her ay ödenen ücretler için düzenlenen ve ayrıntılı olarak dökümlerini gösteren belgelere ücret bordrosu denir. Ücret bordroları yargılamada kabul edilen belgelerdendir.

Ücret bordroları işçiler tarafından imza edilmektedir. Ücret bordrosu düzenlememesi veya usulüne uygun düzenlenmemesi halinde delil olarak kabul edilmediği gibi yasalar gereğince usulsüzlük cezası ve idari para cezaları uygulanmaktadır.

İş Kanununun 37. Maddesinde ücret bordrosu düzenlenmiştir. Buna göre

“İşveren işyerinde veya bankaya yaptığı ödemelerde işçiye ücret hesabını gösterir imzalı veya işyerinin özel işaretini taşıyan bir pusula vermek zorundadır. Bu pusulada ödemenin günü ve ilişkin olduğu dönem ile fazla çalışma, hafta tatili, bayram ve genel tatil ücretleri gibi asıl ücrete yapılan her çeşit eklemeler tutarının ve vergi, sigorta primi, avans mahsubu, nafaka ve icra gibi her çeşit kesintilerin ayrı ayrı gösterilmesi gerekir.”

Yargılamada işçilik alacaklarının ispatı hususunda ücret bordroları önemli bir yere sahiptir. Yargıtay’ın görüşü ücret bordrolarının usulüne uygun düzenlenmesi, bordrodaki bilgilerin doğru olması, işçinin ihtirazı kayıt koymadan imzalanması halinde imzaladığı ayla ilgili alacağı bulunduğunu iddia edemeyeceği şeklindedir.

Konu ile ilgili olarak Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 16.12.2014 tarihinde 2013/27146 E. 2014/35923 K. Sayılı kararı vermiştir. Karar şöyledir;

“Davacı, 31.10.2003-23.09.2009 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığını, iş sözleşmesini işçilik alacaklarının eksik ödenmesi gerekçesiyle haklı sebeple feshettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ve bir kısım işçilik alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.

Davalı davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

imzali-ucret-bordrosu

…Davacı işçinin hafta tatili ücretine hak kazanıp kazanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.

4857 sayılı İş Kanunu’nun 46. maddesinde işçinin, tatil gününden önce aynı Kanun’un 63. maddesine göre belirlenmiş olan iş günlerinde çalışmış olması şartıyla yedi günlük zaman dilimi içinde yirmi dört saat dinlenme hakkının bulunduğu açıklanmıştır. İşçinin hafta tatili gününde çalışma karşılığı olmaksızın bir günlük ücrete hak kazanacağı da 46. maddenin 2. fıkrasında ifade edilmiştir.

Hafta tatili gününde çalıştığını iddia eden işçi norm kuramı uyarınca bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda yer alan hafta tatili ücreti ödemesinin yapıldığı varsayılır. Bordroda ilgili bölümünün boş olması ya da bordronun imza taşımaması halinde işçi, hafta tatilinde çalışma yaptığını her türlü delille ispat edebilir.

Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hafta tatili çalışması konusunda hesap yapılırken sadece davacı şahit anlatımları dikkate alınmıştır. Ancak davacı şahitleri hafta tatilinde iş olduğunda çalıştıklarını belirtmiştir. İşçi tarafından hafta tatilinde de çalışmayı gerektirir iş yoğunluğu olduğu ispatlanamamıştır. Varsayıma dayalı ve istisnai nitelikteki hafta tatili çalışması kabul edilemez. Mahkemece yazılı şekilde hafta tatili alacağının reddi yerine kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.


 

Sonuç olarak;

İmzalı ücret bordroları sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir.

Eğer ücret bordrosu imzalı değil ise işçilik alacaklarının ödenmediği her türlü delil ile ispat edilebilir.

Bununla birlikte bordroda ilgili alacak kısmı boş bırakılmış veya sıfır yazılmış ise de alacak her türlü delil ile ispat edilebilecektir.

Av. Tuba Özcan

Konya

 

Yorum Bırak

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir