İş Sözleşmesinin Devamsızlık Sebebi İle Feshedilmesi

4857 sayılı İş Kanununun 25/II-g maddesine göre;

  • İşçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü işe gelmemesi,
  • İşçinin bir ayda üç iş günü işine gelmemesi,

Durumlarında iş sözleşmesi devamsızlık sebebi ile feshedilebilecektir. Ancak, burada fesih yapmadan önce mutlaka devamsızlık tutanakları düzenlenmeli ve noterden işçinin adresine bir yazı gönderilmek suretiyle savunması talep edilmeli ve haklı bir nedeni olup olmadığı araştırılmalıdır.

İşçinin savunmasını istemek üzere noterden gönderilen ihtarnamenin işçiye tebliğ edilip edilmediğinin sürekli takip edilmesi gereklidir. Ancak ağır yükümlülük ihlalleri nedeni ile işverenin iş sözleşmesine devam etmesinin beklenemeyeceği hallerde işçiye davranışından dolayı ihtar verilmesine gerek olmayacaktır.

İşçinin devamsızlık yaptığı tarihten itibaren mutlaka her gün ayrı ayrı devamsızlık tutanağı düzenlenmelidir. İş sözleşmesinin bildirimsiz ve tazminatsız olarak feshedilebilmesi için işçinin gelmeme nedeninin işverence araştırılması ve haklı bir nedenin olmadığının anlaşılması gerekmektedir. Yoksa, salt işçinin işe gelmemiş olması nedeniyle iş sözleşmesinin feshedilmiş olması halinde sonradan işçinin haklı bir nedeninin bulunduğunun anlaşılması durumunda ihbar ve kıdem tazminatı ödenme zorunluluğu doğabilecektir.

Hangi hallerde işe gelmemenin haklı sayılacağı ve devamsızlık hükmüne dayanılarak fesihte bulunulamayacağı belirli bir kurala bağlanamaz. Her olayda durumun özelliğine göre bu konuda bir sonuca varmak gerekir. Ancak, işe gelmemenin genellikle haklı sayılabilmesine örnek olarak, işçinin akraba veya yakınlarından birinin ölümü, seçime katılması, hastalanması, doğum yapması, nişanlanması gibi nedenler sayılabilir.

Devamsızlığa dayalı fesihlerde ispat yükü işverendedir. Burada işyerinin tutanak, tanık ve işyeri kayıtlarıyla devamsızlığı mahkemeye ispatlamalıdır. Yargıtay, işverenin tutanak, tanık ve işyeri kayıtlarıyla kanıtladığı devamsızlık durumunu sadece işçi tanıklarının beyanlarına dayanılarak yok sayılamayacağına karar vermiştir.

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 23.01.2017 tarihli ve 2017/731 E. 2017/566 K. Sayılı güncel kararında bu konu incelenmiştir;

Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin haklı ve geçerli sebep olmadan davalılar tarafından feshedildiğini, davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğunu belirterek feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine, işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat ve alacakların belirlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalılar, davacının iş sözleşmesinin devamsızlık nedeni ile haklı sebeple feshedildiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

Mahkemece davanın reddine ilişkin verilen karar davacı tarafın temyizi üzerine, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 03.11.2015 tarih, 2015/19089 esas, 2015/21263 karar sayılı kararı ile bozulmuştur. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.

Karar, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

yargitay

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi;

  • Dosya içeriğine göre, AB dış ilişkiler koordinatörü olarak çalışan davacının iş sözleşmesi 04, 10, 18 ve 24 Şubat 2014 tarihlerinde mazeretsiz olarak işe devam etmediği gerekçesi ile 28.03.2014 tarihi itibari ile haklı sebeple feshedilmiştir.
  • Mahkemece davacının belirtilen tarihlerdeki devamsızlığının sabit olduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir. Ancak dinlenen şahit beyanları, imzalı devam çizelgeleri ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacının 18.02.2014 ve 24.02.2014 tarihlerinde devamsızlık yaptığı kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya koyulamamıştır.
  • 02.2014 ve 04.02.2014 tarihlerinde ise, mazeretsiz olarak işe gitmediği anlaşılmışsa da kanunda, haklı fesih sebebi için belirtilen ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü devamsızlık yapılması koşulunun gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. Davacının en son devamsızlığından sonra makul süre içerisinde yapılmadığı anlaşılan fesih için dosya kapsamına göre geçerli sebep oluşturacak olguların da mevcut olmadığının anlaşılması karşısında davanın kabulü ile davacının işe iadesine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddedilmiş olması hatalıdır.

Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması gerekmiştir.


SONUÇ

İş sözleşmesinin devamsızlık nedeniyle  haklı olarak feshedilmesi için, işçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü işe gelmemesi ya da işçinin bir ayda üç iş günü işine gelmemesi durumlarında mümkündür.

Devamsızlığa dayalı fesihlerde ispat yükü işverendedir. Burada işyerinin tutanak, tanık ve işyeri kayıtlarıyla devamsızlığı mahkemeye ispatlamalıdır.

           Av. Gözde Gökçe

             Okyay | Evren 

Avukatlık & Arabuluculuk Ofisi

       www.okyayevren.com

 

Yorum Bırak

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir