İş Akdinin Feshinden Önce İşçinin Savunmasının Alınması Zorunlu mudur ?

iscinin-savunmasinin-alinması

iscinin-savunmasinin-alinması

İş sözleşmesi feshedilirken, işçiden savunma almak zorunluluğu var mıdır? veya zorunluluk hangi durumlarda aranmaktadır? Savunma alınmadan yapılan fesih işlemi geçerli olacak mıdır?  Bu haftaki yazımda, güncel Yargıtay kararı ışığında bu sorulara yanıt bulmaya çalışacağız;

İş sözleşmesi feshedilirken bazı durumlarda işçinin savunmasının alınması gerekmektedir. İşveren tarafından geçerli nedene dayanarak yapılacak fesihlerde bu böyledir.

4857 sayılı İş Kanunu’nda işçinin davranışına ve verimine dayandırılan nedenlerle iş sözleşmesinin feshedilmek istenmesi halinde, işçinin savunmasının alınması zorunluluğu bulunmaktadır. Diğer taraftan, işletme veya işin gereklerine dayalı olarak yapılacak fesihlerde böyle bir yükümlülük öngörülmemiştir. Kaldı ki, işçiden kaynaklanmayan, onunla bir ilgisi bulunmayan, işletme gereği fesihlerde işçinin savunmasının alınmasının anlamı da yoktur. Yani iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı nedenle feshedildiği bu tür durumlarda, işçi savunmasının alınması zorunlu değildir.

Özetle işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından dolayı geçerli nedene dayalı olarak iş sözleşmesinin feshedilmesi isteniyorsa mutlaka işçinin savunması alınmalıdır. İşçinin savunması alınmadan bu sebebe dayalı olarak yapılan fesihler haksız fesih olacaktır.

Şimdi, konu ile ilgili Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin 11.5.2015 tarih ve 2015/12446 E. 2015/16971 K. sayılı kararını inceleyelim;

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalıya ait işyerinde 17.06.2013 tarihinde kasa elemanı olarak çalışmaya başladığını, 16.09.2013 tarihinde işyeri sendika temsilcisi olarak atandığını, mağaza müdürünün bu durumdan rahatsız olduğunu, göze battığını belirttiğini, 22.10.2013 tarihinde davacının işine son verildiğini, işyeri sendika temsilcisi olan davacının iş akdinin bu nedenle feshedilmesinden dolayı, iş sözleşmesinin feshinin geçersizliğinin tespiti ile işe iadesine, işe başlatılmaması halinde 8 aylık ücreti tutarında tazminat ödenmesine, 4 aylık ücret ve diğer tüm hakların ödenmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalı vekili yanıt dilekçesinde özetle; davacının mağaza müdürü tarafından başarılı bir eleman olarak değerlendirilip, kendisini geliştirebilmesi için bir çok fırsat verdiğini, kasa anahtarları teslim edilerek sorumluluk verildiğini, davacının bu sorumluluklarını doğru kullanmadığını, arkadaşlarına ve müşterilere agresif davrandığını, almış olduğu raporlar nedeniyle kendisinden beklenen performansı gösteremediğini, sendikalı olmasından dolayı baskı görmesinin mümkün olmadığını , davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiştir.

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi;

-Davacının iş yeri sicil dosyasının incelenmesinde; 22.10.2013 tarihli fesih bildiriminde davacının yapmış olduğu çalışmalarda beklenen verimi karşılayamadığından, yönetici ve çalışanlara uyum sağlayamadığından İş Kanunun 17. maddesi gereğince iş sözleşmesinin feshedildiği anlaşılmıştır.

-Dinlenen davacı tanığı M.S.; kendisinin T.K.'da çalıştığını, davacı ile de bir süre aynı işyerinde bir süre birlikte çalıştıklarını, davacının M.M.'da çalışmaya başladıktan sonra sendika işyeri temsilcisi olduğunu, ilk işe girdiğinde müdürüyle arasının iyi olduğunu ancak sendika temsilcisi olmasından sonra müdürünün ona karşı tavırlarının değiştiğini, davacının zaman zaman gelip kendisine ağlayarak olanları anlattığını, müdürün sendikadan çıkması için kendisine baskı yaptığını anlattığını.. belirtmiştir.

-Davalı tanıkları K.D., H.T., İ.Ç., A.S., İ.E., A.F.İ. anlatımlarında; Davacının kasiyer olarak çalıştığını, sendika üyesi olduktan sonra hafta tatili iznini kullandıktan sonra rapor aldığını, çalışanlarla uyumlu olmadığını, iş yerinde sendikaya üye 3-4 kadar çalışanın olduğunu, sendikaya üye olan çalışanlara işveren tarafından herhangi bir baskı yapılmadığını belirtmişlerdir.

Hakkındaki iddialara karşı savunmasını almadan bir işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesi, o işçinin davranışı veya verimi ile ilgili nedenlerle feshedilemez. Ancak, işverenin 25. maddenin ( II ) numaralı bendi şartlarına uygun fesih hakkı saklıdır.' denilmektedir.

İşyeri özlük dosyası içeriğine göre davacının işveren tarafından performansının düşük olduğu konusunda yazılı olarak uyarılmadığı ve savunmasının alınmadığı görülmüştür.

Yapılan yargılamaya ve dosya kapsamına göre davacının iş sözleşmesi davalı işveren tarafından 22.10.2013 günlü yazılı fesih bildirimi ile çalışmalarda beklenen verimi karşılayamadığı, yönetici ve çalışanlara uyum sağlayamadığından İş Yasası 17. madde hükümleri gereğince fesih edildiği anlaşılmış ise de, davacının 4857 Sayılı Yasanın 19.maddesi gereğince hakkındaki iddialara karşı yazılı olarak uyarılıp, savunmasının alınmadığı, fesih gerekçesinin 4857 Sayılı Yasanın 25. maddesinde belirtilen haklı fesih sebeplerine uygun olmadığı, zira iş yeri sendika temsilcisinin iş sözleşmesinin feshinin 6356 Sayılı Yasanın 24. maddesi gereğince haklı sebeplere dayalı olarak fesih edilmesi gerekeceğinden davacının iş sözleşmesinin feshinin geçersizliğine karar vermek gerekmiştir.

iscinin-savunmasinin-alinması-iki

SONUÇ

İş sözleşmesi feshedilecek işçiden savunma alınması her durumda zorunlu değildir. Ancak işçinin davranışına ve verimine dayandırılan nedenlerle iş sözleşmesinin feshedilmek istenmesi halinde, işçinin savunmasının alınması zorunluluğu bulunmaktadır. Bu zorunluluğa rağmen işçiden savunması alınmadığında, bu sebebe dayalı olarak yapılan fesihler, geçersiz fesih sayılacaktır.

 

Av. Gözde Gökçe

           Okyay | Evren 

Avukatlık & Arabuluculuk Ofisi

        www.okyayevren.av.tr

Yorum Bırak

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir