15 Yılını Doldurup Emeklilik Sebebiyle İş Akdini Fesheden İşçi Başka Bir Yerde Çalışabilir mi ?

emeklilikten-sonra-calisma
 
emeklilik-sonra-calisma

Toplumumuzda emekliliğini isteyen bir kişi genelde çalışmaktan yorulmuş, artık çalışabilecek durumu kalmamış, yaşlanmış bir kişi olarak nitelendirilir. Kişinin emekliliğini istemesinin nedenleri de genelde bu sebepler olarak bilinir. Emekli olup olmamak yasanın aradığı şartları yerine getirmek kaydıyla kişinin kendi iradesine kalmış bir husustur.

4857 sayılı İş Kanunu`nun 120. maddesi yollamasıyla, halen yürürlükte olan 1475 sayılı Kanun`un 14/1. Maddesinin 4. ve 5. bendinde, işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla ayrılması halinde, kıdem tazminatına hak kazanılabileceği hükme bağlanmıştır. Ancak bunun için işçinin fesih bildiriminde bulunulabilmesi için bağlı bulunduğukurum veya sandıktan yaşlılık, emeklilik, malullük ya da toptan ödemeye hak kazanmış olması şarttır. Özellikle uygulamada en çok karşılaşılan, yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle iş sözleşmeleri fesheden işçilerin kıdem tazminatı hakları doğmaktadır.

Yasanın bu hükmü karşısında bir sorun gündeme gelmiştir. Şöyle ki; işçinin iş sözleşmesini emeklilik sebebine dayalı olarak feshetmesine rağmen, başka bir işte çalışmaya başlamasının hakkın kötüye kullanımı olarak nitelendirilebilir mi, böyle bir durumda işçi kıdem tazminatı alabilir mi?

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 12.02.2013 tarihli 2012/3673 E.2013/2597 K. Sayılı bir kararında bu konuyu tartışmış ve işçileri rahatlatacak bir karar vermiştir.

Karara konu olan olayda; Davacı, davalıya ait işyerinde 19. 01. 2002-19. 02. 2010 tarihleri arasında çalıştığını, iş yerinde fazla çalışma yapmasına rağmen bu çalışma karşılığı ücret alacaklarının ödenmemesi nedeni ile iş sözleşmesini haklı sebebe dayalı feshettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile fazla çalışma ücret alacağının tahsilini istemiştir.

Davalı, davacının 05. 02. 2010 tarihli dilekçesi ile emeklilik sebebi ile işten ayrıldığını bildirdiğini, belirtilen bu fesih sebebi ile bağlı olduğunu, işyerinde fazla çalışma yapılmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.

Mahkemece, davacının emekli olacağına ilişkin dilekçeyi davalı işverene verdikten üç gün sonra Anadolu Bank A. Ş. `de operasyon müdür yardımcısı olarak göreve başladığı, fesih dilekçesini vermiş olduğu 05. 02. 2010 tarihinde bildirmiş olduğu emeklilik düşüncesinin aksine Anadolu Bank A. Ş. ’de çalışma düşüncesiyle iş sözleşmesini sonlandırdığı, bu hususun hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu gerekçesiyle kıdem tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.

Somut olayda, davacı işverene ibraz ettiği 05. 02. 2010 tarihli dilekçesinde onbeş yıl ve üçbinaltıyüz gün sigortalılık süresini doldurduğunu belirterek, emeklilik işlemlerim başlatmak amacı ile iş sözleşmesini sona erdirdiğini bildirmiştir. Sosyal Güvenlik Kurumunun 05. 02. 2010 tarihli yazısı ile de, davacının onbeş yıl ve üçbinaltıyüz gün sigortalılık süresini doldurduğu ellisekiz yaşını tamamladığı 25. 03. 2013 tarihinde yaşlılık aylığına hak kazanacağı sabittir.

Bu noktada Yargıtay 22. Hukuk Dairesi; “Davacının bildirmiş olduğu bu fesih sebebi ile bağlı olduğuna ilişkin mahkeme kabulünde isabetsizlik bulunmamaktadır. 

Ancak işçinin, iş sözleşmesini emeklilik sebebine dayalı olarak feshetmesine rağmen, başka bir işte çalışmaya başlamasının kanuni hakkın kötüye kullanımı olup olmadığı uyuşmazlığın çözümü açısından tartışılması gereken noktayı oluşturmaktadır.

İşçinin emeklilik sebebi ile iş sözleşmesini feshetmesinden kısa bir süre sonra, yeniden çalışmasını gerektirecek durumlar ortaya çıkabileceği gibi, işçinin bu hakkını kendisi için daha olumlu sonuçlar doğurabileceğini düşündüğü bir başka iş yerinde çalışma amacı ile de kullanması mümkündür. Sosyal Güvenlik Hukuku alanında, yaş koşulunu da gerçekleştirmek sureti ile emekli olan işçilere sigorta destek primi ödeyerek çalışma imkanı tanındığı da dikkate alındığında, 

1475 sayılı Kanun`un 14/1-5 maddesindeki düzenleme açısından, kanun koyucunun amacının işçinin çalışma yaşamını aktif olarak sonlandırması olduğundan bahsedilemez. Çalışmakta olduğu iş yerinde yıpranmış olan ve bu arada sigortalılık yılı ile prim ödeme süresine ilişkin yükümlülüklerin tamamlayan işçinin, kendisi için çalışma koşullarının daha olumlu olduğunu düşündüğü bir işyerinde çalışma amacı ile bu hakkını kullanması halinde Medeni Kanun`un 2. maddesinde öngörülen dürüstlük kuralına aykırı davrandığı kabul edilemez. 

Kanun ile tanınmış emeklilik sebebi ile fesih hakkının kullanması ile birlikte kıdem tazminatına hak kazanılacağının kabulü gerekir. İşçinin hangi amaçla bu hakkı kullandığı, kıdem tazminatına hak kazanması açısından önem arz etmemektedir. Bu sebeple davacının kıdem tazminatı isteminin kabulü gerekirken reddine karar verilmesi isabetsizdir.” demek suretiyle görüşünü açıklamış ve kararı bozmuştur.

————————————————————————————————————————————————————————————————-

SONUÇ OLARAK

1- Yasanın emeklilik için aradığı yıl ve prim ödeme gün sayısını dolduran işçiler yaş için beklemeden iş akitlerini feshedip kıdem tazminatlarını isteyebilirler.

2- Emeklilik sebebi ile iş akdini fesheden işçi hemen ertesi gün başka bir yerde işe başlasa bile kıdem tazminatına hak kazanır. 

 

Avukat Tuba Özcan

Okyay & Evren Avukatlık Ofisi

www.okyayevren.av.tr

 

 

 

 

 

Yorum Bırak

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir