Sosyal Medya Üzerinden İşverenin Eleştirilmesi Bir Fesih Sebebi Midir ?

Sosyal medyanın hayatımızın içine bu kadar girdiği günlerde, işverenin sosyal medya üzerinden eleştirilmesi ve hatta eleştiri sınırını aşan ifadeler kullanılması ile de sıklıkla karşılaşmaktayız. Anayasa’nın ifade özgürlüğüne yer veren 25. Maddesi; “Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir. Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz.” şeklinde düzenlemiştir. Peki işverenin sosyal medya üzerinden eleştirilmesi düşünce ve ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilebilir mi ?

Düşünce özgürlüğü hakkı çerçevesinde; olumlu veya olumsuz düşüncelerimizi her bir kişi veya durum nezdinde dile getirebiliriz. Bu düşüncelerimizi sözlü veya yazılı olarak ifade edebiliriz. Ancak günümüzde; hayatımızın her alanında kendisini gösteren sosyal medya, bir düşüncenin ifade edilebileceği hatta aynı düşünce etrafında birçok kişinin birleşebileceği bir platform haline gelmiştir. Ancak ifade özgürlüğünü sınırını, ifadelerin yöneldiği kişilerin “kişilik hakları” oluşturmaktadır. İfade edilen düşünceler, başkalarının kişilik haklarına zarar verdiği sürece, oluşan zararın ağırlığına göre hukuki ve hatta cezai sorumluluğa yol açabilmektedir.

İfade özgürlüğünün işçi bakımından, iş hukukundaki yansımasını ise 4857 sy İş Kanunu’nun 25/2-b maddesi oluşturmaktadır. Yasaya göre; “İşçinin, işveren yahut bunların aile üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak sözler sarfetmesi veya davranışlarda bulunması, yahut işveren hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnadlarda bulunması” hallerinde işçinin iş akdi, bildirim sürelerine uymadan ve kıdem tazminatı ödenmeksizin feshedilebilecektir.

İşçinin sözlü veya yazılı olarak ifade ettiği düşüncelerinin, iş akdini haklı nedenle feshedilmesine sebep olabilmesi; işverene veya işverenin aile üyelerinin şeref ve namusuna dokunması veya işveren hakkında şeref veya haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnat içermesine bağlanmıştır.

İşçi, işyerinde gösterilen tavır ve tutuma, çalışma koşullarına veya işyeri uygulamalarına yönelik ifade özgürlüğü çerçevesinde olumlu veya olumsuz eleştiri getirebilecektir. İşveren ise, işçinin sözlü veya sosyal medya paylaşımlarında getirdiği olumsuz eleştiriler işyerinde düzenin bozulmasına neden olmadıkça haklı fesih sebebi olarak gösterilemeyecektir.

İşverenin sosyal medya üzerinden eleştirilmesi durumunda bu hususun İş Kanunu’nun 18. Maddesine göre geçerli nedenle fesih sayılıp sayılamayacağı ise, ifadenin; iş ilişkisinin devamını çekilmez kılacak hale getirip getirmediği, davacının söylemi nedeniyle işverenin işletmesel menfaatlerinin zarar görüp görmediği, çalışma düzeninin bozulup bozulmadığı dikkate alınmaktadır.

Bu hususlar Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 11.11.2019 Tarih ve 2019/3100 E. 2019/19483 K. sy kararında konu tartışılmıştır. Karara konu olayda;

1- Davacının İddiaları

Davacı vekili, davacının iş akdinin 08/09/2016 tarihli elektronik postayı görevi ve yetkisi olmadığı halde sosyal medya hesabı üzerinden paylaştığı gerekçesiyle tazminatsız olarak feshedildiğini, davacıya işten çıkması için amirleri tarafından mobbing uygulandığını ve işçinin psikolojisinin bozulduğunu, davacının geçerli olmayan ve haksız gerekçelerle işten çıkarıldığını iddia ederek, feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.

2- Davalının Savunması

Davalı vekili, davacının 09/09/2016 tarihinde müvekkili şirket ile aynı tesiste faaliyet gösteren bir başka şirketin kendi çalışanlarına hediye vermesi ve müvekkili şirket çalışanları ile bu konu hakkında görüşülmemesini bildiren 08/09/2016 tarihli elektronik posta iletilerini görevi ve yetkisi dahilinde olmamasına rağmen usulsüz şekilde elde ettiği ve sosyal medya hesabı üzerinden

“bütün arkadaşlarımın dikkatine ) ) ) ) ) ) işte bakın ne kadar büyük bir firmada çalıştığımızı bir kez daha bizlere ifade ettiler, bizler bu kadar aşağılanacak ne yaptık bilmiyorum”

ifadesi ile paylaştığını, bu durumun müvekkili şirket çalışanı işçiler arasında huzursuzluğa neden olduğunu, davacıdan savunmasının talep edildiği ancak savunma vermekten imtina ettiğini, bu durumun tutanak altına alındığını, davacı tarafın mobbinge uğradığı iddiasının mesnetsiz ve gerçeğe aykırı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

3- Yerel Mahkeme Kararı

Mahkemece, davalı işyerinde aynı alanda faaliyet gösteren diğer firmanın çalışanlarına hediye dağıtması nedeniyle her iki firma çalışanları arasında şaka yapılmasından kaynaklı huzursuzluk yaşandığı ve bunun üzerine davalı firma tarafından bu konuda şaka yapılmamasını belirtir yazının duyuru panosuna asıldığı ve davacının da bu yazıyı facebook hesabında paylaştığı tespit edilerek

  • Tanık anlatımlarından davacı dışında da işyerinde aynı şekilde paylaşımda bulunan diğer işçilerin de
    bulunduğu,
  • Davacının söz konusu paylaşımında olaya ilişkin yorumunda davalı işverene, fabrikaya ve çalışanlara ilişkin hakaret içeren herhangi bir söz kullanmadığı, yazılan yazının eleştiri sınırlarında olduğu,
  • Fesih bildiriminde belirtilen işyeri sırlarının haksız olarak ifşa edilmesinin söz konusu olmadığı
  • Ayrıca davalı işveren tarafından da söz konusu yazı ile diğer firma çalışanlarının yapmış olduğu şakanın işyerinde huzursuzluk yarattığının kabul edildiği, bu nedenle işçiler arasında bir hassasiyet olabileceği ve işverenin bu durumu da göz önünde bulundurması gerektiği
  • İşyerinde çalışan diğer işçiler tarafından da duyuru panosuna asılan yazının sosyal medyada paylaşılmış olması

Hususları dikkate alındığında davacının bu davranışı nedeniyle iş akdi feshinin ölçülülük ilkesine ve feshin son çare olmalı ilkesine de uygun olmadığı ve tüm bu nedenlerle davalı işveren tarafından yapılan feshin haklı ve geçerli nedene dayanmadığı kanaatine varılmakla davanın kabulüne karar verilmiştir.

4- Bölge Adliye Mahkemesi’nin Kararı

İlk derece mahkemesinin kararına karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

Bölge adliye mahkemesince,

“davacının facebook paylaşımının dairemizce haklı fesih nedeni kabul edilmemekle birlikte, Facebook’da yapmış olduğu sözlerin, eleştiri sınırını aşan ve fakat sataşma veya hakaret boyutuna ulaşmayan sözler olduğu ve bu sözlerin facebook gibi bir sosyal platformda paylaşılması dikkate alındığında, davacının iş akdinin davalı işverenlikçe, facebookta yapmış olduğu paylaşımlar haklı fesih sebebi oluşturmasa bile geçerli fesih nedeni oluşturacağı, bu nedenle iş akdinin geçerli nedenle feshedildiği”

gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne ve davanın reddine karar verilmiştir.

yargitay

4- Yargıtay’ın Kararı

Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.

Dosyayı inceleyen Yargıtay 9.Hukuk Dairesi’ne göre;

“Dava konusu olayda

  • Davacı tarafından sosyal medya hesabında yapılan paylaşımın hakaret ve sataşma niteliğinde olmadığı,
  • Yakınma niteliğinde olup eleştiri sınırları içinde kaldığı,
  • Başka bir ifadeyle davacının davranışının tek başına 4857 Sayılı Kanun’un 25. maddesi kapsamında haklı neden ağırlığında olmadığı,
  • 4857 Sayılı Kanun’un 18. maddesi kapsamında yapılan değerlendirmede de söz konusu paylaşımın iş ilişkisinin devamını çekilmez kılacak nitelikte bulunmadığı,
  • Davacının yaptığı bu paylaşım nedeniyle işverenin işletmesel menfaatlerinin zarar gördüğüne, çalışma düzeninin bozulduğuna ilişkin de bir delil bulunmadığı,

hususları tespit edilerek davacının yaptığı paylaşımın işverene haklı nedenle fesih imkanı vermeyeceği gibi geçerli nedenle fesih imkanı da vermeyeceği.”

gerekçeleri ile Bölge Adliye Mahkemesi’nin kabul kararının bozulmasına karar vermiştir.

SONUÇ

  1. İşçi, işyerinde gösterilen tavır ve tutuma, çalışma koşullarına veya işyeri uygulamalarına yönelik ifade özgürlüğü çerçevesinde olumlu veya olumsuz eleştiri getirebilecektir. İşverenin sosyal medya üzerinden eleştirilmesi, kişisel haklara zarar vermediği sürece ifade özgürlüğü içerisinde değerlendirilebilecektir.
  1. İşçinin sosyal medya aracılığı ile ifade ettiği düşüncelerinin, iş akdinin haklı nedenle bildirimsiz ve tazminatsız olarak feshine sebep olabilmesi; işverene veya işverenin aile üyelerinin şeref ve namusuna dokunması veya işveren hakkında şeref veya haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnat içermesine bağlıdır
  1. Mahkeme; Feshe konu edilen ancak İş Kanunu 25/2-b kapsamı dışında kalan paylaşımların ise; 18. Maddeye göre feshin geçerli nedene dayanıp dayanmadığını değerlendirecektir. İşverenin sosyal medya üzerinden eleştirilmesi işyerinde düzeni bozdu ise, iş ilişkisinin devamını çekilmez kıldı ise veya işverenin işletmesel menfaatlerinin zarar görmesine sebep oldu ise işveren açısından geçerli sebeple fesih mümkün olabilecektir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 11.11.2019 Tarih ve 2019/3100 E. 2019/19483 K. sy kararının tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.

 Stj. Av. Asena Ballı

            Okyay | Evren  

 Avukatlık & Arabuluculuk Ofisi

       www.okyayevren.com

Not: Bu yazı Av. Eren Evren tarafından incelenerek yayına uygun  bulunmuştur.

Yorum Bırak

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir