Kamu Projelerinden İş Alan Müteahhit İşçilerinin Ödenmemiş Alacaklarından Kamu Kurumları da Sorumlu mudur ?

Kamu Kurum ve Kuruluşları, belirli bir kaynaktan karşılanan ve mal veya hizmet alımları ile yapım işlerini ihale yoluyla özel kurum ve kuruluşlara yaptırması mümkündür. Kamu kurum ve kuruluşlarının yapacakları ihalelerde uygulanacak esas ve usuller dayanağını 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu’ndan almaktadır.

Kamu Kurum ve Kuruluşu olan İhale Makamının İşçi Ücret Alacakları Yönünden Sorumluluğu Nasıl Belirlenir?

2018 yılında yapılan düzenleme ile 4857 Sayılı İş Kanunu m. 36’da ihale makamının kamu kurum ve kuruluşu olduğu durumlarda projelerde çalışanların ücret alacağı yönünden sorumluluğuna bir açıklık ve kısıtlama getirilmiştir.

“Bunun için hakkediş ödeneceği ilgili idare tarafından işyerinde şantiye şefliği işyeri ilan tahtası veya işçilerin toplu bulunduğu yerler gibi işçilerin görebileceği yerlere yazılı ilan asılmak suretiyle duyurulur. Ücret alacağı olan işçilerin her hakkediş dönemi için olan ücret alacaklarının üç aylık tutarından fazlası hakkında adı geçen idarelere herhangi bir sorumluluk düşmez.” (4857 Sy. İş Kanunu m. 36 f.2)

Yukarıda yazılı madde uyarınca ihale makamının idare olması halinde; idarenin sadece işçinin hak ediş döneminin son 3 aylık ücret alacağından sorumludur. Bu doğrultuda diğer alacak kalemleri olan kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücret, hafta tatil ve genel tatil ücret alacaklarından sorumluluğu bulunmamaktadır.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 24.02.2020 Tarih ve 2016/15484 E. – 2020/2852 K. Sayılı kararında bu durum tartışılmış ve sonuca bağlanmıştır. Karara konu olan olaylarda:

Davacı vekili, asıl işverenin DSİ 14. Bölge Müdürlüğü, diğer davalıların alt işveren olduğu tünel inşaat projesinde en son 1050,00-TL net aylık ücretle servis şoförü olarak çalışan davacının işine haksız olarak son verilmesi sebebiyle; kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret alacağı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, yılık izin ücreti, genel tatil ücreti ve asgari geçim indirimi alacağının olduğunu iddia ederek alacak davası açmıştır.

Davalı vekili, işin diğer davalıya “anahtar teslimi yapmak üzere” verildiği, söz konusu inşaat ile arasında taşeronluk ilişkisi olmadığı; bu sebeple kendi işyerleri aleyhine açılmış davanın husumet yokluğu sebebiyle reddini talep etmiştir.

Diğer davalı vekili, söz konusu işte yüklenici firma olduğunu, davacının çalıştığını iddia ettiği diğer davalı şirket ise yüklenicinin alt taşeronu olduğunu; davalılar arasındaki sözleşmenin bir eser sözleşmesi olduğunu, davacının müvekkilinin personeli olmadığını, ayrıca kanun gereği yükleniciye yapılacak her hak edişin ilan edildiği, davacının varsa bir alacağı bu süre zarfından gelip talep edeceğini ancak tam aksine davacının ilan eden hak ediş tutanaklarını gelip imzaladığını iddia ederek davanın reddini talep etmiştir.

Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilerek kıdem ve ihbar tazminatı, izin ücreti, fazla mesai, genel tatil, hafta tatili ücret, asgari geçim indirim alacaklıların davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar vermiştir.

Karar davalı tarafından temyiz edilmiştir

yargitay

Kararı inceleyen Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nce;

4857 sayılı İş Kanunu m.36 uyarınca ihale makamı, işçi ücretlerinin ödenip ödenmediğini kontrol etmekle yükümlüdür. Yapılacak olan kontrol ya da işçinin başvurusu üzerine ödenmeyen ücretlerin bulunduğunun tespit edilmesi halinde, belli şartlarla ihale makamının sorumluluğu söz konusu olur. İhale makamının yapmış olduğu ilan üzerine işçilerin başvuruda bulunmamış olmaları, kamu kurumunun anılan madde kapsamındaki sorumluluğunu ortadan kaldırmayacaktır.

Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise, işçilerin her hak ediş dönemi için olan ücret alacaklarının üç aylık tutarından fazlası hakkında adı geçen idarelere herhangi bir sorumluluk düşmeyeceği öngörülmüştür. Madde de bahsi geçen ücret hak ediş dönemi için “son üç aylık temel ücret” olarak değerlendirilmiştir. Bu da açıkça ihale makamının ihbar ve kıdem tazminatı ile kullandırılmayan izin sebebiyle herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını göstermektedir.

Somut olayda davalı İhale makamı olan Genel Müdürlük diğer davalıların müşterek teşebbüs ortaklığına ihale suretiyle Projeyi yaptırdığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle davalı Genel Müdürlüğü’nün sorumluluğu 4857 Sayılı İş Kanunu m.36 uyarınca her hak ediş dönemi için son 3 aylık ücreti aşmamak üzere belirlenmeli ve sonucuna göre istekle ilgili karar verilmelidir.

gerekçeleri ile bozulmuştur.

SONUÇ

İhale makamının Kamu Kurum ve Kuruluşu olması halinde, idarenin ödenmeyen ücretlerden doğan sorumluluğu işçilerin hak ediş dönemini kapsayan son 3 aylık ücretleri ile sınırlıdır.

           Av. Tuğçe Dağ

            Okyay | Evren  

 Avukatlık & Arabuluculuk Ofisi

       www.okyayevren.com

Yorum Bırak

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir