İşyerinde Mobbing ve Onur Kırıcı Sözler Sebebi ile Maddi ve Manevi Tazminat

İş hukukumuzda son dönemde adından sıkça bahsedilen Mobbing kavramı, İngilizce “mob” kökünden gelmekte olup, “Mob” sözcüğü, aşırı şiddetle ilişkili ve yasaya uygun olmayan kabalık anlamıa gelmediğinden daha önceki yazılarımızda bahsetmiştik.

Mobbingin (işyerinde psikolojik taciz) kelime anlamı ise; psikolojik şiddet, baskı, taciz, rahatsız etme veya sıkıntı vermektir. Öğretide; çalışanın yüzüne bağırılmasının, yüksek sesle azarlanmasının, yaptığı işin sürekli eleştirilmesinin, sözlü olarak tehdit edilmesinin, diğer çalışanlardan soyutlayıcı iş verilmesinin, gülünç duruma düşürülmeye çalışılmasının; dini, siyasi görüşü ve özel yaşamı ile alay edilmesinin, sahip olduğundan daha az yetenek gerektiren işlerin verilmesnini, çalışanın işinin sürekli değiştirilmesinin mobbing olarak kabul edilebileceği belirtilmektedir.

Mobbing’i yani bir nevi psikolojik tacizi, sadece işverenin değil aynı zamanda çalışanların başka bir çalışana veya bir grup çalışanın başka bir grup çalışana uygulaması da mümkündür. Kişiyi yıldırarak, arkadaşlarının yanında küçük düşürerek, sürekli yıpratarak istifaya zorlamak bu kapsamda mobbing olarak değerlendirilmektedir.

Uygulamada ise mobbing iddialı davalara Mahkemelerin çok da sıcak bakmadığını, bir davranışın mobbing olabilmesi için aranan kriterlerin yüksek seviyede tuttulduğu görülmektedir.

Yargıtay 9.Hukuk Dairesi’nin 27.12.2017 tarih ve 2015/33818 E ile 2017/22160 K sy kararına konu olan olaylarda bu iddialar işlenmiştir. Kararda geçen olaylarda;

A- OLAYLARIN ÖZETİ

  • Davacının İddiaları

Davacı vekili dava dilekç…de özetle; Müvekkilinin İstanbul Barosuna 36678 baro sicil numarası ile kayıtlı avukat olduğunu, 10.09.2012 tarihinden itibaren iş sözleşm…in 24.07.2014 tarihinde sözlü olarak feshedilene kadar … Avukatlık Ortaklığının ücret hesap pusulasında yer alan bir çalışan olarak büronun banka ve finans hukuku departmanında avukat sıfatıyla görev yaptığını kıdemli yöneticilerden …’in gözetim ve denetimi altında çalıştığını, …’in davacıya karşı kendi isteğiyle işten ayrılmasını sağlamak için yıldırmak ve bezdirmek amaçlı ayrımcı davranış ve uygulamalarını, sistematik ve planlı şekilde psikolojik taciz ve baskının seviyeyi gidererek arttırdığını, konu ile ilgili işyerinde bir iç soruşturma açıldığını ancak soruşturmanın tamamen ortağı temize çıkartmak üzerine olduğunu bu sebeple davacı ile aynı ortamda çalışamayacağı gerekçesi ile davacının iş akdinin feshedildiğini iddia etmiş ve davacının mesleki deneyim ve bilgisiyle doğru orantılı olarak iş alamadığı için kariyerinde tahlihsiz bir duraklama yaşadığını, davacının maruz kaldıklarının maddi zararla sınırlı olmadığını, maruz kaldığı mobbing nedeniyle psikolojik olarak zarar gördüğünü ve destek almak durumunda kaldığını, bu nedenden dolayı fazlaya dair tüm hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000,00 TL. maddi, 50.000,00 TL. manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilm…i talep ve dava etmiştir.

Davacının mobbing iddiasına dayanak olarak gösterdiği vakıa ve iddialar şu şekildedir;

  • Davacının yöneticisinin sürekli yurt dışında olduğu ve Davacının insanlarla olan ilişkileri ve projeler konusundaki performansı hakkında henüz tam bir fikri olmadığını belirttiği halde davacı hakkında beş üzerinden yapılan değerlendirmede iki notunu vererek davacının performans açısından yetersiz olduğunu işyeri kayıtlarına geçirmesi,
  • Davacının yaşı ve kıdemine rağmen iki yıllık süreçte minimum seviyede müvekkil toplantılarına götürüldüğünü, müvekkil ile direkt bağlantısı olmaması adına daha çok tali ve sekreteryal işlerde çalıştırılması,
  • en prestijli devlet bursunu almak suretiyle Türkiye’de en iyi üç hukuk fakültesinden biri olan … Hukuk Fakültesinde kendi uzmanlık alanını pekiştirmek için uluslararası ekonomi hukuku alanında yüksek lisans yapıp, programı başarıyla tamamladığını, bu mesleki deneyime ve eğitime sahip davacıya, davalı tarafından 2014 yılı içerisinde onsekiz banka ve finans hukuku projelerden sadece iki tanesinin verilmesi,

  • bir ekip değiştirme durumu sonrasında ekibinin değişmediğini öğrenen Yöneticisinin agrasif durum sergileyerek masaya elini vurarak “kızım hayatının hatasını yaptın! … sana gül gibi davaranacaktı, bir yıl sana dokunmayacaktı, ben sana kötü davranıyorum sen yine de takımdan ayrılmıyorsun!” diye bağırması
  • Davacının Yöneticisinin ” madem beni tanımak istiyorsun, o zaman sana kendi özel hayatımdan bir anektot anlatayım ” diyerek üniversitede okuduğu yıllarda evlenmeden önce bir seks ortağının olduğunu, bu seks ortağına bir Cuma gecesi görüşmek için mesaj attığını, onunda kendisine ” bakarız” diye cevap verdiğini, seks ortağının Cuma akşamı geldiğinde kendisiyle görüşmek istediğini, hatta arkadaşlarıyla olduğu mekana bile geldiğini, ancak kendisinin seks ortağı ile görüşmediğini çünkü kimsenin kendisine ” hayır” ya da ” bakarız ” diyemeyeceğinin kendisinin reddedilemeyeceğini belirttiğini, performans değerlendirmesi görüşmesi sırasında yöneticisi tarafından kendisine bağlı çalışan bir kadın olarak davacıya cinsel içerikte böyle bir hikayeyi anlatması, hikay…in mesajında kimsenin …’e hayır diyemeyeceği gibi onur ve şeref zedeleyici bir mesaj vermesi,
  • Bir yılbaşı kutlamasında …’in herk… duyabileceği şekilde “…’in azgın karılarından artık çok sıkıldığını” dile getirdiğini, davacının daha önce … … isimli hukuk bürosunda çalıştığını, bu durumun … dahil yemekteki tüm takım üyeleri tarafından bilindiğini, …’in kullandığı bu yakışıksız, onur zedeleyici ve aşağılayıcı ifadeden ötürü fazlasıyla rahatsız olduğunu, rahatsızlığını dile getirdiğinde …’in ” kadınlarla çalışmayı sevmediğini ve istemediğini, kadınların yönetici pozisyonuna geldiklerinde vahşileştiklerini, elinde olsa kadınlarla çalışmayacağını” belirttiğini, davacının da kendisiyle çalışan tek kadın olduğu için kendisi açısından dezavantajlı duruma sokup sokmadığını sorduğunda böyle bir durumun olmadığını belirttiğini, davacının nefes almak için masadan ayrıldığını döndüğünde ise …’in “..nerede kalmıştık …’in azgın karılarından bahsediyorduk..” diyerek bu sözlü saldırısının kasıtlı olduğunun altını çizilmesi
  • Davalının Savunması 

Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının 10 Eylül 2012 tarihinde çalışmaya başladığını, 31 Temmuz 2014 tarihinde 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca her türlü yasal hakkı ödenmek suretiyle geçerli sebeple feshedildiğini, bugüne kadar gerek çalışanların ihtiyaçlarına gerekse kanunun getirdiği yükümlülüklere uygun hareket ettiklerini, bugüne kadar böyle bir dava ile hiç karşılaşmadıklarını, davacının mobbing iddialarının kesinlikle  asılsız olduğunu, Yöneticinin otoriter olması tek başına mobbing uygulandığı anlamına gelmediğini, davacının konumu itibariyle talimatların sırf küçük düşürme amaçlı olduğu kabul edilecek olsa dahi mobbingde herşeyden önce sürekliliğin esas olduğunu, böyle bir sonuç çıkarmaya çalışmanın zorlama bir yorum olacağını, psikolojik taciz davasında maddi tazminattan bahsedebilmek için davacının uğradığı psikolojik taciz sebepleriyle bir maddi zararın oluşması gerektiğini, davacının iddiaları ile ilgili olarak bir soruşturma komitesi kurulduğunu, iddialarının tamamının detaylı olarak ve diğer çalışanlarla da görüşerek incelendiğini, bu inceleme sonucunda davacının iddialarını ispat edecek herhangi bir delile veya bir başka çalışan ifadesine rastlanmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.

  • Yerel Mahkemenin Kararı

Yerel Mahkemece konu bir çok açıdan incelenmiş ve özetle olaylarda bir süreklilik olmadığı, mesleki gelişimin engellenmesi ve sürekli bir baskı ortamı yaratılması ile ilgili olarak davacının daha üst yöneticileri ile rahatlıkla iletişime geçebildiği ancak bu konular ile ilgili daha önceden hiçbir şikayetinin ve serzenişinin olmadığı 2013 Mart ve 2014 Ocak aylarında olan olayların toplanarak bir demet halinde 2014 Haziran ve Temmuz tarihlerinde gündeme getirilmesinin uygun olmadığı sonucuna varılmıştır.

Yerel Mahkemeye göre; Olayda süreklilik, kasıt, sistematik ilişki bulunmamıştır. Sadece bir yöneticinin aralarında süreklilik arzetmeyen yersiz davranışı, doğrudan mobing sayılmaz üstelik davacının her zaman ulaşabileceği konuşabileceği, mailleştikleri, sair yöneticiler varken … “ gerekçeleri ile sistematik, süreklilik arzetmeyen davranışlar mobing kapsamında görülmediği belirtilerek maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

yargitay

  • Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin kararı;

Kararı davacı vekili temyiz etmiştir

Dosyayı inceleyen Yargıtay 9.Hukuk Dairesi tarafından;

Yerel Mahkemenin mobbing yönünden yapmış olduğu tespitler ve varmış olduğu sonuç doğru bulunmakla birlikte; aşağıda yazılı hususlarda karar verilmiştir.

Davacının iddiaları arasında bulunan, kişiliğine saldırı olarak nitelediği ve davacının amiri konumunda olan ve … Avukatlık Ortaklığında Ortak/ Avukat sıfatı ile çalışan … ve tanıklar tarafından da doğrulanan iki ayrı zamanda meydana gelen;

      • seks partneri ile ilgili hikayesinden bahsetmesi
      • Davacının daha önce çalıştığı hukuk bürosunda çalışanları kastederek “azgın karılar” ifadesini kullanması

Yukarıda belirtilen iki olay bu sözleri söyleyen … ve tanıklar tarafından doğrulanmıştır.

Bu iki ifade birlikte değerlendirildiğinde;

Ortak/Avukat’ın işyeri çalışanı olup, emrinde çalışan davacıya kimsenin kendisine ” hayır” ya da ” bakarız ” diyemeyeceğini, kendisinin reddedilemeyeceğini belirtmek amacı ile seks ortağından bahsetmesi ve davacının … isimli avukatlık bürosundan davalı .işyerine geçtiğini bilerek, davacıyı da kasteder şekilde … isimli avukatlık bürosunda çalışan kadınlara yönelik olarak “ …’in azgın karıları” şeklindeki sözlerinin ve davacının kısa bir süre ortamdan ayrılıp, dönmesi üzerine bu sözleri devam ettirmesinin yakışıksız, taciz edici, onur kırıcı olduğu ortadadır.

İşyerinde amir durumunda bulunan, ekibinde çalışanlara karşı, tavizsiz, katı ve sert tutum ve davranışları olduğu anlaşılan ve yukarıdaki sözleri söyleyen Ortak/Avukat …’in bu davranışlarının davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olup, Mahkemece davacının duyduğu manevi acıların giderilmesi için uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken hukuki tavzihin mahkemeye ait olduğu gözden kaçırılarak davanın salt mobing üzerinden değerlendirilip, Ortak/Avukat …’in yukarıda belirtilen davacının kişilik haklarına saldırı niteliğindeki davranışlarının değerlendirilmemesi hatalıdır.

gerekçesi ile karar bozulmuştur.


SONUÇ
 
1- Mobbing sadece işveren tarafından değil işverene bağlı çalışan diğer çalışanlar tarafından da yapılabilir. İşverenin koruma ve gözetme borcu gereğince, diğer çalışanlarca yapılan bu tip davranışların işverence önlenmesi gerekir. 
 
2- Bir olayda mobbing olgusunun varlığından bahsedebilmek için olayın kasıtlı ve sistematik olduğu ile süreklilik arz ettiğinin ispatlanması gerekir. Sadece bir yöneticinin sistematik olmayan yersiz davranışları mobbing olarak kabul edilemez.
 
3- İşyerinde Mobbing yapıldığına dair yeterli bir kanıt olmasa bile, cinsel veya psikolojik taciz olarak kabul edilebilecek söz ve eylemlerde bulunulursa işveren bu sözler sebebi ile maddi veya manevi tazminat sorumluluğu altına girebilir.

 Av. Eren Evren

        Okyay | Evren 
Avukatlık & Arabuluculuk 
   www.okyayevren.com

Yorum Bırak

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir