İş Kazası Sebebi ile Hükmedilecek Tazminatın Hesabında Gerçek Ücretin Araştırılması

4857 sayılı İş Kanununun 32. maddesinin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve pa­ra ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.

İşyerlerinde çoğu zaman yüksek SGK ve vergi maliyeti sebebi ile işçilerin bordrolarında gösterilen ücret ile aldıkları ücretler genelde birbirinden farklı olur. İşçinin yakın süre içerisinde emeklilik veya sağlık yardımı gibi konularda olumsuz etki göstermeyen bu duruma işçiler de genellikle itiraz etmez. Ancak iş ilişkisi sona erdiğinde bir şekilde ilişki kötü bir şekilde bitmiş ise ya da iş kazası sebebi ile tazminat ve iş göremezlik ödeneği tespit edileceği zaman  işçiler ve işverenler arasında bordroda gösterilen ücretin gerçek ücretten düşük olması durumu sebebi ile olumsuz olaylar yaşanır.

Özellikle iş kazası sebebi ile hükmedilecek tazminat ve rücüen tazminat miktarı tespit edilirken işçinin gerçek ücretinin tespiti önem arz edecektir. Böyle bir durumda yapılması gerekenler ve izlenmesi gereken yol ne olmalıdır? Mahkeme bu çelişkinin varlığı halinde ne yapmalıdır? Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2015/15339 E. ve 2016/9057 K. 26.05.2016 tarihli kararında bu konuyu incelemiştir;

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.

yargitay

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’ne göre;

Uyuşmazlık, maddi tazminatın belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.Tazminatın saptanmasında ise; zarar ve tazminata doğrudan etkili olan işçinin net geliri, bakiye ömrü, iş görebilirlik çağı, iş görmezlik ve karşılık kusur oranları, Sosyal Sigortalar tarafından bağlanan peşin sermaye değeri gibi tüm verilerin hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde öncelikle belirlenmesi gerektiği tartışmasızdır. Öte yandan tazminat miktarının, işçinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluştuğu yönü ise söz götürmez.

İş kazası sonucu sürekli iş göremezlik sebebiyle sigortalının maddi tazminatının hesaplanmasında, gerçek ücretin esas alınması şarttır. Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Öte yandan, gerçek ücretin ise; işçinin kıdemi ve yaptığı işin özelliği ve niteliğine göre işçiye ödenmesi gereken ücret olduğu, işyeri veya sigorta kayıtlarına geçmiş ücret olmadığı Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır.

Somut olayda, iş yeri kayıtlarındaki ücretinin asgari ücret olduğu sigorta belgelerinden anlaşılmakla birlikte, davacının deneyimli bir kalıp ustası olduğu da uyuşmazlık konusu değildir. Ancak Mahkemece herhangi bir ücret araştırması yoluna gidilmediği ve hükme esas alınan hesaba dair bilirkişi raporunda tanık beyanları dikkate alınarak asgari ücretin 2.588 Katının esas alındığı anlaşılmaktadır.

Yapılacak iş, davacının yaptığı iş, yaşı, kıdemi belirtilmek suretiyle ilgili meslek odasından bilinen devrede sigortalının alabileceği ücretleri sormak, benzer işyerlerinde çalışan ve emsal işi yapanların ücretlerini araştırmak suretiyle işçinin gerçek ücretini belirlemek, gerçek ücretle işçinin tazminatını hesaplatmak, sigortalıya ödenen geçici iş göremezlik ödeneği ile sürekli iş göremezlik sebebiyle kurum tarafından bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin rücu edilebilir bölümünü hesaplanan bu zarardan indirmek ve kazanılmış haklar da göz önünde bulundurularak sonucuna göre karar vermekten ibarettir.

Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.


SONUÇ

İş Kazası sebebi ile hükmedilecek maddi tazminatın hesabında işçinin bordroda gösterilen ücretinin yerine gerçek ücretinin hesaplamaya esas alınması gerekir.

Kayıtlardaki ücret ile gerçek ücret arasında fark olduğu yönünde bir iddia var ise mahkemece; işçinin gerçek ücretinin ne olabileceğini meslek odalarından sormalı, benzer işyerlerinden emsal ücret araştırmasına gitmelidir.

 

         Av. Gözde Gökçe

             Okyay | Evren 

Avukatlık & Arabuluculuk Ofisi

       www.okyayevren.av.tr

Yorum Bırak

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir