Aynı Olay Sebebi ile İki Farklı Fesih Bildirimi Gönderilmesi

4857 sayılı İş Kanunu’nun 19. Maddesine göre; işveren, fesih bildirimini yazılı olarak yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorundadır. Aksi halde fesih geçersiz sayılacaktır. yine işverenin fesih bildirimi tebliğ ettikten sonra farklı fesih bildirimi göndermesi de kabul edilmeyecektir.

Bununla birlikte, belirsiz süreli iş sözleşmesi, işçinin savunması alınmadan davranışı veya performansı sebebiyle feshedilemez. Ancak, işveren, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri sebebiyle haklı nedenle derhal fesih hakkını kullanıyorsa, savunmanın alınması koşul değildir.

Bildirimli fesih; belirsiz süreli iş sözleşmesini, işçi veya işverenin belirli süre geçtikten sonra sona erdirmeye ilişkin irade açıklamasıdır. Bildirim süreleri, işçinin kıdemi esas alınarak İş Kanunu’nun 17. Maddesinde belirtilmiştir. Fesih beyanında bulunan taraf bildirim süresi içinde beyanından dönemez. İş sözleşmesini bildirimli şekilde fesheden işveren, bildirim süresi ve iş saatleri içinde, ücret kesintisi yapmaksızın iş arama iznini vermek zorundadır.

Sözleşmeyi fesheden taraf, bildirdiği sebep veya sebepler ile bağlıdır, daha sonra farklı sebeplerin varlığı veya feshin başka sebebe dayandırılması mümkün olmayacak ve farklı fesih bildirimi gönderilmesi kabul edilmeyecektir.

İşveren hatalı şekilde iki farklı fesih bildirimi gönderirse ne olacaktır?

Fesih bildirimi, bozucu yenilik doğuran bir hak olduğundan karşı tarafa ulaşmasıyla birlikte sonuçlarını doğuracaktır. Bu sebeple aynı olay sebebiyle hatalı şekilde iki farklı fesih bildiriminde bulunulmuş da olsa, işveren bundan tek taraflı olarak dönemez ve ilk yaptığı fesih bildirimindeki sebep veya sebeplerle bağlıdır. Belirtmek gerekir ki, geçerli sebeple yapılan bildirimli fesihte, bildirim süresi içerisinde fesih için haklı bir neden ortaya çıkarsa, sözleşme haklı sebeple derhal feshedilebilir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin E. 2017/13254 K. 2019/22866 19.12.2019 tarihli kararını değerlendirecek olursak;

Mahkemeye konu olan olaylarda; Davacı 04.07.2013 tarihinde çalıştığı plaka slim makinasından epoksi makinasına görevlendirilmiş ancak davacı 08/07/2013 tarihinde dilekçe vererek iş değişikliğini kabul etmediğini beyan etmiştir.

İşverence tutulan 05/07/2013 tarihli tutanakta davalı işçinin 04/07/2013 tarihinde yapılan görev değişikliğini kabul etmediği, 04/07/2013 ve 05/07/2013 tarihlerinde kendisine verilen görevleri yerine getirmediği tespit edilmiş yine 06/07/2013 tarihinde de benzer tutanak tutulmuştur.

19/08/2013 tarihinde işveren fesih bildiriminde bulunmuş ve tebliğ edilmiş ve davalıya 56 günlük ihbar süresi tanınmıştır.

Bu bildirimden sonra işverence 20.08.2013 tarihinde davacıya bir de görevini yapmadığı için haklı fesih bildirimi tebliğ edilmiştir.

Davacı açmış olduğu alacak davasında; istifaya zorlandığını akabinde başka birimde çalıştırılmak istendiğini fakat birimin teknik bilgisine sahip olmadığını bu sebeple aynı bölümde devam etmeyi istediğine ilişkin dilekçeyi şirket yönetimine sunduğunu fakat bu talebinin dikkate alınmayıp ihtarname gönderilerek iş akdinin haksız yere feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı işveren davacının verilen görevleri yapmaması sebebiyle iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini savunmuştur.

Yerel Mahkeme;

Bölüm değişikliğinin davacı açısından çalışma koşullarında aleyhe değişiklik olup olmadığı konusunda maden mühendisi tarafından yerinde incelemeyle tespitler yaptırmış ve kararında iki bölümün de benzer çalışma şartlarına sahip olduğunu, işçinin ücretinde bir azalmaya gidilmediğini, işyerinin il veya ilçe bazında değiştirilmediğini, tenzili rütbe vasfında olmadığını bu sebeple yapılan değişikliğin işverenin yönetim hakkı kapsamında kaldığı ve bu hakkın kötüye kullanıldığı noktasında da somut veri bulunmadığından aleyhe esaslı değişiklik olarak değerlendirilmeyeceğini belirtmiştir.

Yerel mahkemece davacıya ihbar süresi verilmiş olmasına rağmen ikinci bildirime öncelik verilmiş ve fesih haklı bulunmuş bu sebeple davacının kıdem tazminatı talebinin reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararı, davacı ve davalı vekili temyiz etmiştir.

Dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Hukuk Dairesi kararında;

Doğal olarak Yerel Mahkeme tarafından dosyada yer alan iki farklı fesih bildirimi gönderilmesine ayrı ayrı değer verilmek suretiyle çelişkili şekilde hüküm tesis edildiği tespit edilmiştir.

Dosyada yer alan ve davacının imzasını taşıyan 19.08.2013 tarihli fesih bildiriminde iş sözleşmesinin ihbar öneli tanımak suretiyle 4857 sayılı İş Kanunu’nun 17. maddesine göre feshedileceği bildirildiğini ve iş arama izni ile ilgili açıklamalara yer verildiğini fakat haklı fesihten söz edilmediği, söz konusu feshin davacıya tebliğ edilmekle sonuçlarını doğurduğunu belirtmiştir.

Bu sebeple Mahkemece ihbar tazminatının reddine karar verilmesi yerindeyken, fesih nedeni ile fesih şekline göre kıdem tazminatı isteğinin kabulünün gerektiği, iş sözleşmesinin haklı olarak feshedildiği bildirilen 2. fesih yazısına değer verilerek kıdem tazminatını talebinin reddinin hatalı olduğu gerekçesiyle yerel mahkeme kararını bozmuştur.

SONUÇ

  1. Fesih bildirimi karşı tarafa ulaşmasıyla birlikte sonuçlarını doğurur, sözleşmeyi fesheden taraf, bildirdiği sebep veya sebepler ile bağlıdır.
  1. İş sözleşmesi geçerli sebeple feshedildikten sonra artık aynı olay sebebi ile tekrardan haklı sebeple feshedilemez.
  1. Geçerli sebeple fesih sebebi ile ihbar öneli verilmiş ise ihbar öneli içerisinde haklı feshe konu yeni bir olay olur ise sözleşme haklı sebeple feshedilebilir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin E. 2017/13254 K. 2019/22866 19.12.2019 tarihli kararının tam metnine buradan ulaşabilirsiniz

 Stj. Av. Su Evrim Şanal

           Okyay | Evren

Avukatlık & Arabuluculuk Ofisi

      www.okyayevren.com

Not: Bu yazı Av. Eren Evren tarafından incelenerek yayına uygun  bulunmuştur. 

Yorum Bırak

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir