Adres Değişikliğini Bildirmeyen İşçi, İşe Davet İhtarnamesinin Tebliğ Edilememesinden Sorumludur

iscinin-adres-degisikligini-bildirmesi

İŞÇİYE, İŞE DAVET İHTARNAMESİNİN TEBLİĞ EDİLEMEMESİ DURUMUNDA FESHİN GEÇERLİ HALE GELMESİ

iscinin-adres-degisikligini-bildirmesi

İş sözleşmesinin geçerli bir neden olmaksızın feshedilmesi halinde işçinin başvurabileceği yollardan birisi işe iade davası açmaktır.

İşe iade davası açabilmek için; işyerinde çalışan işçi sayısının en az otuz işçi olması, işçinin en az altı aylık kıdeminin olması, işe iade davasının da fesih bildiriminin tebliğinden itibaren 1 ay içerisinde açılması gereklidir.

İşe iade davasının sonuçları İş Kanunun 21. Maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre de; feshin geçersiz olduğuna karar verilmesi durumunda işveren, işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır. İşçiyi başvurusu üzerine işveren bir ay içinde işe başlatmaz ise, işçiye en az dört aylık ve en çok sekiz aylık ücreti tutarında tazminat ödemekle yükümlü olur.

Ancak işe iade kararının verilmesi durumunda öncelikli olarak işçinin, kesinleşmiş mahkeme kararının tebliğ olmasından itibaren on işgünü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunması zorundadır. İşçi bu süre içinde başvuruda bulunmaz ise, işverence yapılmış olan fesih geçerli bir fesih sayılır ve işveren sadece bunun hukuki sonuçları ile sorumlu olur. Bununla birlikte Yargıtay tarafından kabul edilmiş görüşe göre işçinin işe başlama başvurusunda samimi olması gereklidir. İşçi yapılan çağrıya rağmen işe başlamaz ise de bunun hukuki sonuçlarına katlanacaktır.

Daha önceki birçok yazımızda da açıkladığımız üzere özetle işe iade davası koşulları ve sonuçları bu şekildedir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2014/20506 E. 2014/29149 K. Sayılı ve 2.10.2014 tarihli kararında, işe iade davasını kazanan işçinin adres değişikliği yapması, bunu işverene bildirmemesi ve işe çağrı ihtarnamesinin kendisine tebliğ edilememesi sebebiyle feshin geçerli olduğu hususunu değerlendirmiştir. Karar şöyledir;

 

yargitay(1)

“…İşe iade davası sonunda işçinin başvurusu, işverenin işe başlatmaması ve buna bağlı olarak işe başlatmama tazminatıyla boşta geçen süreye ait ücret, ihbar ve kıdem tazminatı konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.

4857 Sayılı İş Kanununun 21. maddesinin 5. fıkrasına göre, işçi kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren on iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. Aksi halde işverence yapılan fesih geçeri bir feshin sonuçlarını doğurur.

İşveren işe iade için başvuran işçiyi ( 1 ) ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde en az dört. en fazla sekiz aylık ücret tutarında belirlenen iş güvencesi tazminatıyla boşta geçen süreye ait en çok dört aya kadar ücret ve diğer hakları işçiye ödemek zorundadır.

İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır.

İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez.

İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir..

İşe iade yönündeki başvurunun on iş günü içinde işverene bildirmesi gerekmekle birlikte, tebligatın postada gecikmesinden işçinin sorumlu olması düşünülemez.

İşverenin de işçinin işe başlama isteğinin kabul edildiğini ( 1 ) ay içinde işçiye bildirmesi gerekir. Tebligat sorunları sebebiyle bildirimin süresi içinde yapılamaması halinde, bundan işveren sorumlu tutulamaz. İşverence yasal süre içinde gönderilmiş olsa dahi, işçinin bir aylık işe başlatma süresi aşıldıktan sonra eline geçen bildirim üzerine makul bir süre içinde işe başlaması gerekir.

Karara konu olan olaylarda;

1- Gebze 2. iş Mahkemesi’nin 2008/307 E., 2008/735 K. sayılı ilamı ( İşe İade Kararı ) Dairemizin 12.10.2009 tarih ve 2009/295 E., 2009/26678 K. sayılı İlamıyla onanmış ve işbu onama ilamı davacı vekiline 5.11.2009 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı da vekili marifetiyle işe başlatılması için işverene ihtarname göndermiş ve aps ile gönderilen bu ihtarname 9.11.2009 tarihinde muhatabına teslim edilmiştir

2- işveren işçiye Noterden keşide ettiği 24.11.2009 tarihli ihtarnamede ihtarnamenin tebliğinden itibaren 7 gün içinde işbaşı yapmasını aksi halde işe iade ve talep hakkından feragat etmiş sayılacağını belirtmiş ise de bu ihtarname muhatabın ismen tanınmadığından bahisle işçiye tebliğ edilemeyerek bila ikmal iade edilmiştir.

adres-degisikligi

 

3- İşverenin işçiye keşide ettiği işe davet ihtarnamesindeki adres ile işçi tarafından işveren aleyhine yapılan icra takibindeki adres aynıdır. ( Mevlana Mah. 859. sok. … Gebze/Kocaeli ) Bu durumda, işverenin yasal 1 aylık süre içinde işçiyi işe davette samimi olduğu, işçi tarafından işverene bildirilmeyen adres değişikliği sebebiyle yapılamayan tebligattan işveren sorumlu tutulamayacağından 31.5.2008 tarihli fesih geçerli hale gelmiş olup, kıdem ve ihbar tazminatlarının buna göre hüküm altına alınması, boşta geçen süre ücreti ile işe başlatmama tazminatının ise reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.


 

Sonuç olarak;

İşe iade davası açar iken işçinin gerçekten işe başlama niyetinde olması yani sırf işe iade davasının sonuçlarından faydalanmak için değil samimi olarak işe başlama isteği ile işe iade davası açması gereklidir. Aksi durumun ispatı halinde fesih geçerli hale gelecektir.

İşe iade davası açan ve davayı kazanan işçinin, işverene başvuru yapmasından sonra herhangi bir adres değişikliği durumu var ise yeni adresini de bildirmesi gereklidir. Bu değişikliği bildirmeyen işçiye, işe çağrı ihtarnamesinin tebliğ edilememesi durumunda fesih geçerli hale gelecektir.

Av. Tuba Özcan

 

 

Yorum Bırak

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir