Ücretin Ödenmemesi Halinde İşçinin Hakları ve Başvurabileceği Yollar

ucretin-odenmemesi-nedeniyle-fesih

İş sözleşmesi ile işçi iş görme borcu altına girerken, işveren de ücret ödeme borcu altındadır. İşveren, işçinin emeği karşılığı olan ücretini ödemek zorundadır. Çalışma hayatımızda işçinin ücreti genellikle aylık olarak ödenmektedir. İş Kanununda ‘Ücret ve Ücretin Ödenmesini’ düzenleyen 32. maddede zaten ücretin en geç ayda bir ödeneceği hükme bağlanmıştır.

Maalesef ki çalışma hayatında işçilerin sık sık yaşadığı sorunlardan biri de emeklerinin karşılığını zamanında veya hiç alamıyor olmalarıdır. İş Kanunun 34. maddesinde ücretin ödenmemesi halinde işçinin haklarının neler olduğu düzenlenmiştir. Şöyle ki;

“Ücreti ödeme gününden itibaren yirmi gün içinde mücbir bir neden dışında ödenmeyen işçi, iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınabilir. Bu nedenle kişisel kararlarına dayanarak iş görme borcunu yerine getirmemeleri sayısal olarak toplu bir nitelik kazansa dahi grev olarak nitelendirilemez. Gününde ödenmeyen ücretler için mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanır.

Bu işçilerin bu nedenle iş akitleri çalışmadıkları için feshedilemez ve yerine yeni işçi alınamaz, bu işler başkalarına yaptırılamaz.”
Yasa gereğince özetlemek gerekirse ücreti ödenmeyen işçi;

  • Ücretin ve faizinin ödenmesini işvereninden talep edebilir.
  • İş görmekten kaçınma hakkına sahiptir. Hak ettiği ücret ödenene kadar çalışmayabilir.
  • Ücretinin ödenmediği gerekçesiyle iş sözleşmesini feshedebilir. Ücretinin ödenmesi işçi için haklı bir sebeptir. Fesihten sonra açacağı bir dava ile hakkedişlerinin ödenmesini talep edebilir.

Konu ile ilgili Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 6.6.2013 tarihinde 2013/3541 E. 2013/10669 K. sayılı kararı vermiştir. Karar şöyledir;

“İşçinin emeğinin karşılığı olan ücret işçi için en önemli hak, işveren için en temel borçtur. 4857 Sayılı İş Kanununun 32. maddesinin 4. fıkrasında, ücretin en geç ayda bir ödeneceği kurala bağlanmıştır.Buna göre, aksi bireysel ya da toplu iş sözleşmesinde kararlaştırılmadığı sürece işçinin ücreti bir ay çalışıldıktan sora ödenmelidir.

Ücreti ödenmeyen işçinin, bu ücretini işverenden dava ya da icra takibi gibi yasal yollardan talep etmesi mümkündür.

4857 Sayılı İş Kanununda ücret; güvence altına alınmış ve işçi ücretinin yirmi gün içinde ödenmemesi durumunda, işçinin iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınabileceği açıkça düzenlenmiş, toplu bir nitelik kazanması halinde dahi bunun kanun dışı grev sayılamayacağı kurala bağlanmıştır.

Ücreti ödenmeyen işçinin alacağı konusunda takibe geçmesi ya da ücreti ödeninceye kadar iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınması, iş ilişkisinin devamında bazı sorunlara yol açabilir. Bu bakımdan, işverenle bir çekişme içine girmek istemeyen işçinin, haklı nedene dayanarak iş sözleşmesini feshetme hakkı da bulunmaktadır. Ücretin hiç ya da bir kısmının ödenmemiş olması bu konuda önemsizdir.

Ücretin ödenmediğinden söz edebilmek için işçinin yasa ya da sözleşmeyle belirlenen ücret ödenme döneminin gelmiş olması ve işçinin bu ücrete hak kazanması gerekir.

4857 Sayılı İş Kanununun 24. maddesinin ( II ) numaralı bendinin ( e ) alt bendinde sözü edilen ücret, geniş anlamda ücret olarak değerlendirilmelidir. İkramiye, prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil gibi alacakların ödenmemesi durumunda da işçinin haklı fesih imkanı bulunmaktadır.

İşçinin ücretinin işverenin içine düştüğü ödeme güçlüğü sebebiyle ödenememiş olmasının sonuca bir etkisi yoktur. İşçinin, ücretinin bir kısmını Kanunun 33. maddesinde öngörülen ücret garanti fonundan alabilecek olması da işçinin fesih hakkını ortadan kaldırmaz.

Bireysel veya toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan ayni yardımların yerine getirilmemesi de ( erzak ve kömür yardımı gibi ) bu madde kapsamında değerlendirilmeli ve işçinin “haklı fesih” hakkı bulunduğu kabul edilmelidir.

İşçinin sigorta primlerinin hiç yatırılmaması veya eksik bildirilmesi, sosyal güvenlik hakkını ilgilendiren bir durum olsa da Dairemizin 1475 Sayılı Kanun döneminde istikrar kazanmış olan görüşü, 4857 Sayılı İş Kanunu döneminde de devam etmekte olup, sigorta primlerinin hiç yatırılmaması, eksik yatırılması veya düşük ücretten yatırılması hallerinde de işçinin haklı fesih imkanı vardır.

ucretin-odenmemesi-nedeni

Somut olayda: davacı, ücretleri düzenli ödenmediği için iş sözleşmesinin haklı sebeple kendisi tarafından feshedildiğini iddia etmiştir. Davalı işveren ise, davacının devamsızlık yaptığını, devamsızlık sebebiyle işçinin iş akdinin haklı sebeple feshedildiğini savunmuştur. Dosya içeriğinden davacının iş sözleşmesini fiilen ayrılmak suretiyle kendisinin feshettiği anlaşılmaktadır. Davalının zımnen de kabul ettiği gibi işyerinde ücretlerin düzensiz ödendiği anlaşılmaktadır. İşçinin ücretinin makul sürede ödenmemesi işçiyi mağdur edeceği için haklı fesih sebebi olarak kabul edilmektedir. Bütün bunlar değerlendirildiğinde davacının 30.3.2009 tarihinde haklı sebeple sözleşmeyi feshettiği ve bir daha işe gelmediği sabittir.

Mahkemece davacının bu tarih itibarıyla kıdem tazminatına hak kazandığı gözetilmeden hatalı değerlendirmeyle kıdem tazminatı talebinin reddine karar verilmesi bozma nedenidir.”

Sonuç olarak;

– Emeğinin karşılığı olan ücretini alamayan işçi, ücreti ödenene kadar çalışmaktan kaçınabilir. Bu hakkını kullanması durumunda işveren işçinin iş sözleşmesini feshedemez. Feshederse de haklı sebep olmaksızın feshetmiş olacak ve sonuçlarına katlanacaktır.

– Ücretinin ödenmediği haklı sebebi ile iş sözleşmesini feshedebilir. Haklı sebep ile feshin tüm hukuki sonuçlarına da işveren katlanır.

yazarin-notu

Not: İş sözleşmesi, ücretin ödenmemesi sebebi ile haklı olarak feshedilse bile, işçi şartları varsa sadece Kıdem Tazminatına hak kazanır, İhbar tazminatı alamaz, işe iade davası hakkından yararlanamaz. 

Ayrıca kararla doğrudan ilgili olmasa da, bir paragrafta kullanılan İşçinin sigorta primlerinin hiç yatırılmaması veya eksik bildirilmesi fesih hakkını doğurur ifadesine katılmak mümkün değildir. Eksik bildirim bir haklı fesih gerekçesi olsa da, primlerin yatırılmaması (tahakkuk ettirildiği halde, prim borcunun SGK’ya ödenmemesi) sebebi ile bir zarar doğmadığı için -sigortalılık durumunun iptali hariç-  işçinin haklı fesih hakkı olmadığını düşünüyoruz.

 

Av. Tuba Özcan

                Okyay | Evren 

Avukatlık & Arabuluculuk Ofisi

Yorum Bırak

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir