Sözleşmeli Kamu Personeli İşe İade Davası Açabilir mi ?

İş sözleşmesi haklı veya geçerli bir neden olmaksızın feshedilen işçinin başvurabileceği yollardan bir tanesi işe iade davası açmaktır. İşe iade davası açabilmenin şartları İş Kanunun 20. ve 21. maddelerde düzenlemiştir.

Buna göre; iş sözleşmesi geçerli bir neden olmadan feshedilen işçi, fesih bildiriminin kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren 1 ay içerisinde mahkemeye başvurmalıdır. İşyerinde en az 30 işçi çalışıyor olmalıdır. İşçinin en az 6 aylık kıdemi bulunmalıdır. Ve son olarak işçinin sözleşmesi belirsiz süreli sözleşme niteliğinde olmalıdır.

İş Kanunun kapsamında çalışan ve yukarıdaki şartları sağlayan bir işçi sorunsuz işe iade davasını iş mahkemelerinde açabilecektir.

Peki Kamu’da sık karşılaşılan sözleşmeli personeller için durum nedir? Onlar geçerli bir neden olmaksızın işten çıkarıldıklarında İş Kanunu hükümlerinden faydalanabilecekler midir? İşe iade davası açabilecekler midir? Ya da açacakları bir işe iade davasını hangi mahkemelerde açacaklardır?

657sy Devlet Memurları Kanunu’nun 4/b maddesine göre Sözleşmeli Personel; Kalkınma planı, yıllık program ve iş programlarında yer alan önemli projelerin hazırlanması, gerçekleştirilmesi, işletilmesi ve işlerliği için şart olan, zarurî ve istinaî hallere münhasır olmak üzere özel bir meslek bilgisine ve ihtisasına ihtiyaç gösteren geçici işlerde, “Bakanlar Kurulunca belirlenen esas ve usuller çerçevesinde kurumun teklifi ve Devlet Personel Başkanlığının görüşü üzerine Maliye Bakanlığınca vizelenen pozisyonlarda, mali yılla sınırlı olarak sözleşme ile çalıştırılmasına karar verilen ve işçi sayılmayan kamu hizmeti görevlileridir.” olarak tanımlanmıştır. Bu kapsamda sorularımız Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2016/1161 E. 2016/2597 K. sayılı ve 8.2.2016 tarihli kararında cevaplandırılmıştır. Karar şöyledir:

“Davacı vekili; müvekkilinin iş sözleşmesinin davalı tarafından geçerli sebep olmadan feshedildiğini belirterek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde sekiz aylık ücret tutarında tazminat ile boşta geçen süre için dört aylık ücretin hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalı vekili; davacının işçi niteliğinde değil, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu kapsamında sözleşmeli personel niteliğinde istihdam edilen kamu personeli olduğunu, davanın iş mahkemesinde görülmesinin imkanlı olmadığını, idari yargı kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini dile getirerek görev itirazında bulunduklarını, davacının sözleşmeli olarak müdür yardımcılığı görevine başlarken kendisinden zorla istifa dilekçesi alındığını ve işsiz kalma korkusuyla bu dilekçeyi imzalamak zorunda kaldığını iddia etmesinin yersiz olduğunu, hali hazırda kamu çalışanı olan bir kimsenin işsiz kalma korkusu olmasının akla yatkın olmadığını, kişinin kendi rızasıyla verdiği istifa dilekçesi sonucunda iş sözleşmesinin feshedilmesinin haksız olarak nitelendirilemeyeceğini beyan ederek davanın reddini istemiştir.

Mahkemece toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, yazılı gerekçe ile feshin geçersizliğine ve davacı işçinin işe iadesine, işe başlatmama tazminatının dört aylık ücret tutarı olarak ve çalıştırılmadığı süre için en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının belirlenmesine karar verilmiştir.

Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.

yargitay

Yargıtay 22.Hukuk Dairesi’ne göre; 

Uyuşmazlık taraflar arasındaki ilişkinin İş Kanunu kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda yargı yolunun caiz olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

4857 Sayılı İş Kanunu’nun 1. maddesinin 2. fıkrası ve 4. maddesinde belirtilen ayrık durumlar dışında kalan bütün işyerlerinde, işverenler ile işveren vekillerine ve çalışma şekline bakılmaksızın işçilere bu Kanunun uygulanacağı belirtilmiştir.

Sorun daha çok statü hukukuna tabi kamu çalışanları ile yine kamuda çalışan işçiler arasındaki ayrım noktasında ortaya çıkmaktadır. Anayasanın 128. maddesi, “Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür. Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir” şeklindedir.

657 Sayılı Kanun’un 4. maddesinde ise kamu hizmetlerinin memurlar, sözleşmeli personel, geçici personel ve işçiler eliyle görüleceği hükme bağlanmıştır. Aynı Kanun’un (A) bendinde mevcut kuruluş biçimine bakılmaksızın Devlet ve diğer kamu tüzel kişiliklerince genel idare esaslarına göre yürütülen asli ve sürekli kamu hizmetlerini ifa ile görevlendirilenler bu Kanun’un uygulanmasında memur sayılacağı ayrıca maddede sözü edilen kurumlar dışındaki kurumlarda genel politika tespiti, araştırma, planlama, programlama, yönetim ve denetim gibi işlerde görevli ve yetkili olanların memur oldukları belirtilmiştir.

Memur, sözleşmeli personel ve işçinin ortak noktası ücret karşılığı bağımlı çalışmalarıdır. Memur genel idare esaslarına göre yürütülen asli ve sürekli kamu hizmetlerinin yerine getirilmesinde görevlendirilir. İşe alınması “atama” idari işlemiyle olur.

Yine memurların çalışma şartları, hakları, ödev ve sorumlulukları ve memurluğun sona ermesi önceden yasa ile kesin olarak belirlenmiştir. Bu konularda memur ile onu atayan idare arasında farklı bir uygulamanın kararlaştırılması söz konusu olmaz.

657 Sayılı Kanun’un 4/B. maddesinde ise, “kalkınma planı, yıllık program ve iş programlarında yer alan önemli projelerin hazırlanması, gerçekleştirilmesi, işletilmesi ve işlerliği için şart olan, zaruri ve istisnai hallere münhasır olmak üzere özel bir meslek bilgisine ve ihtisasına ihtiyaç gösteren geçici işlerde, kurumun teklifi üzerine Devlet Personel Dairesi ve Maliye Bakanlığının görüşleri alınarak Bakanlar Kurulunca geçici olarak sözleşme ile çalıştırılmasına karar verilen ve işçi sayılmayan kamu hizmeti” yapanların sözleşmeli personel oldukları açıklanmıştır.

sozlesmeli-personel-ise-iade-davasi

399 Sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Personel Rejiminin Düzenlenmesi ve 233 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin 3. maddesinde teşebbüs ve bağlı ortaklıklarda hizmetlerin memurlar, sözleşmeli personel ve işçiler eliyle gördürüleceği belirtilmiştir. Anılan maddenin (b) bendinde, “Teşebbüs ve bağlı ortaklıklarda, devlet tarafından tahsis edilen kamu sermayesinin karlı, verimli ve ekonominin kurallarına uygun bir şekilde kullanılmasında bulunduğu teşkilat, hiyerarşik kademe ve görev unvanı itibariyle kuruluşunun karlılık ve verimliliğini doğrudan doğruya etkileyebilecek karar alma, alınan kararları uygulatma ve uygulamayı denetleme yetkisi verilmiş asli ve sürekli görevler genel idare esaslarına göre yürütülür. Teşebbüs ve bağlı ortaklıkların genel idare esaslarına göre yürütülmesi gereken asli ve sürekli görevleri; genel müdür, genel müdür yardımcısı, teftiş kurulu başkanı, kurul ve daire başkanları, müessese, bölge, fabrika, işletme ve şube müdürleri, müfettiş ve müfettiş yardımcıları ile ekli 1 Sayılı cetvelde kadro unvanları gösterilen diğer personel eliyle gördürülür. Bunlar hakkında bu Kanun Hükmünde Kararnamede belirtilen hükümler dışında 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümleri uygulanır” şeklinde kurala yer verilerek, anılan kurumlarda çalışanlar bakımından memur kavramı ortaya konulmuş ve (c) bendinde ise, “ (b) bendi dışında kalan sözleşmeli personel, teşebbüs ve bağlı ortaklıkların genel idare esasları dışında yürüttükleri hizmetlerinde bu Kanun Hükmünde Kararnamede belirtilen hukuki esaslar çerçevesinde imzalanacak bir sözleşme ile çalıştırılan ve işçi statüsünde olmayan personel” sözleşmeli personel olarak ifade edilmiştir.

Bu anlatıma göre, 657 Sayılı Kanun’un 4/B. maddesinde açıklanan işlerde, özel bir meslek bilgisi ve uzmanlığı olan kişilerin, Bakanlar Kurulu Kararı ile geçici olarak çalıştırılan ve 399 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 3/b. maddesi uyarınca genel idare esaslarına göre hizmet yürüten memur ve işçi sayılmayan çalışanlar sözleşmeli personel olarak ifade edilmelidir. 399 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye göre sözleşmeli personele de 657 Sayılı Kanun uygulanır. Ayrıca 399 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’de Kamu İktisadi Teşebbüslerinde sözleşmeli personel çalıştırılmasının esasları belirlenmiştir.

Memur ve sözleşmeli personel statü hukukunu ilgilendirdiğinden idare ile çıkacak olan uyuşmazlıklar iş mahkemeleri yerine idari yargı yerinde çözümlenmelidir.

Somut olayda, davacı ile davalı arasında yapılan sözleşme, iş sözleşmesi olmayıp sözleşmeli personel statüsüne dair bir sözleşmedir. 5521 Sayılı sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca iş mahkemelerinin görevi, İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş sözleşmesinden veya iş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi olduğundan yukarda açıklanan ilkeler doğrultusunda anlaşmazlığın çözüm yeri idari yargıdır. Söz konusu anlaşmazlığın çözüm yerinin idari yargı olduğunun anlaşılmasına göre davanın yargı yolunun caiz olmadığından usulden reddi gerekirken esasa girilerek davanın kabulü yönünde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

—————————————

Sonuç olarak;

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu kapsamında sözleşmeli personel olarak görev yapan çalışanlar hakkında da 657 sayılı yasa uygulanacağından; bu çalışanların idare ile yaşadığı uyuşmazlıklar idari yargıda çözümlenecektir.

Bu nitelikteki çalışanlar, idare ve çalıştıkları kurum aleyhine olarak İş Mahkemelerinde işe iade davası açamayacaklardır.

 

Av. Tuba Babaoğlu

Konya

18 yorum

  1. SAĞLIK BAKANLIĞINA KURA SONUCUNDA YERLEŞTİRİLDİM.3 AY ÇALIŞTIM.FAKAT PANDEMI SEBEBİYLE GOREVİMDEN KENDİ İSTEĞİMLE İSTİFA ETTİM.GOREVE GERİ GELME İMKANIM VAR MI.

  2. Merhaba,
    Kamuda süresiz 4D işçi statüsünde 4 yıl çalışıp (bizce) haksız fesih olarak işten atıldım.
    7 ay süren iş mahkemesi usulden reddi kararı verdi sanırım idari mahkemedir yeri bunun gibi Bi emsal karar göstererek.
    Sorum şu?
    7 ay süren davada karar böyle çıktı peki şaun ben idari mahkemeye başvurabiliyor muyum?

  3. Merhabalar,
    Ben Tam Zamanlı Sözleşmeli Personel olarak bir buçuk ay önce bir belediyede işe başladım. Bana bir yazıyla işimin feshedildiği dün bildirildi. Yani toplamda 1.5 aylık bir çalışandımç Sözleşmemde herhangi bir deneme süresi yoktur. Herhangi bir sorun da yaşamadım, bana bildirilen bir gerekçede malesef yok. Rapor almıştım iki haftalık. Bugün sözlü olarak bunu bahane ettiklerini duydum. Sağlık durumum performansımı etkiliyormuş. Öyle bir durum da yok halbuki. Sözleşmemin Aralık 2017 tarihine kadar (yaklaşık 9 ay) geçerli olduğu sözleşmeden bir maddede yazmaktadır. Bu durumda ben dava mı açmalıyım, şu an işe de gitmiyorum bir gündür. İşe gelme dedi müdürüm. Ne yapmalıyım bilemiyorum. Hakkım olan işimi nasıl aramalıyım?

  4. Selam benim sorum sosyal yardımlaşma vakıfları bunlarda genel müdürlük site üzeirnden duyuruya çıkar kpss ile işçi alımı yapar ve kanunlar üzirinden çalışma yaparlar ama personel iş konununa göre sicil iişlemleri yapar bu tezat bir durum değilmi aile ve sosyal politikalara bakanlığına bağlı bir kurum olmasından dolayı

  5. Merhabalar ben belediyede 4b sözleşmeli personel olarak görev yapmaktaydım yaklaşık 2 sene çalıştıktan sonra ocak ayında sözleşmem yenilenmedi ve işe iade davası açtım dava tarihim 3 şubat yaklaşık 4 ay oldu işe iade alabilir miyim alabilirsem yaklaşık olarak ne kadar sürede alırım?  Şimdiden teşekkür eder iyi çalışmalar dilerim.

    1. Sayın Doğa Ecem, yazımızda da belirtildiği üzere Yargıtay 22.Hukuk Dairesi tarafından verilen karara göre; 4b sözleşmeli personelin iş mahkemelerinde işe iade dava açma hakkı yoktur. Ancak bu kural bir yasa maddesine değil 22.Hukuk dairesinin emsal kararına dayanır.

      Ancak sizin dava açtığınız mahkemenin bağlı bulunduğu temyiz makamı 22.Hukuk Dairesi’nden farklı ise farklı bir görüş çıkabilir.

      Av. Eren Evren

      1. MerhabaLar eren bey ben işe iade davamı idare mahkeme üzerinden açtım ara kararda yd red kararı çıktı bölge mahkemesine gönderdim kararı aynı sonuç çıktı aynı durumda aynı gerekçeyle dava açan bir mimar arkadaşım bölgeden yd alarak işe başladı ben kararın uyuşmazlığına dair dilekçemi de mahkemeye ilettim esas kararın çıkmasını bekliyorum ocak ayında bir yıl olacak hala karara bağlanmadı sizce bu tarz davaların esas karara bağlanması ne kadar sürer tahmini olarak?

      2. SAYIN AVUKATIMIZ siz olaya yargıtay olarak bakmışınız ama konu idare hukukun konusu olduğu için bu konun yetkili mahkeleri idare mahkemeleri ve doğal olarak da iptal merci danış taydır bu konuda açılmış en az 15 dava bilmekteyim ve hepside sözleşmeli çalışan personel lehine sonuçlanmıştır siz nerden çıkardınız yargıtayı bence bu konu hakkında pek bilginiz yok gibi biraz araştırma yaparsanız göreceksiniz saygılar not avukat değilim ama iyi bir araştırmacıyım saygılar

  6. Merhabalar sayın yönetici sizden bir konu hakında bilgi almak istiyorum serbest bölgede faliyet gösteren bir iş yeri üretiminin en az yüzde 90 nını ihraç etmektedir burda çalışan kadrolu bir işçi nin gelir vergisinden muaf olması gerekmektemidir yada iş veren işçinin gelir vergisinin kendisine hak tanındığını ve bu yüzden işçiden kestiği gelir vergisini kendi kasasına aktardığı yapılan bu uygulamanın doğru olup olmadığı konusunda bilğilendiriseniz sevinirim ilginiz için şimdiden teşekkür ederim

    1. Serbest Bölgeler Kanunu'nun geçici üçüncü maddesine göre; serbest bölgelerde faaliyette bulunan mükellefler tarafından bölgelerde üretilen ürünlerin toplam FOB bedelinin en az % 85'inin yurt dışına ihraç edilmesi kaydıyla, istihdam edilen personele ödenen ücretler gelir vergisinden istisna edilmiştir. Bu durumda sizin işvereniniz ile brüt ücret üzerinden mi yoksa net ücret üzerinden mi anlaşma yaptığınız önem taşır. Eğer net ücret üzerinden anlaşma yaptıysanız, bu teşvik işverene verilmiş bir hak olur. Çünkü sizin elinize geçecek para önemlidir. Ancak brüt ücret üzerinden anlaşma yaptıysanız bu durumda işvereninizin bu kesintiyi doğrudan size yansıtması gerekir.

      1. Bürüt üçret anlaşmam var fakat iş veren normal serbest bölge dışında çalışıyormuşum gibi üçretimden vergi kesiyor ve bunuda devlete ödemiyor iş verenin savunması şöyle devlet bu hakkı bana tanıyor diyor ve araştırmalarıma göre bununla ilgi her hangibir yargı kararı yok serbest bölge mevzuatını kendine göre yorumluyor bu konuda ne yapmam gerekiyor sizlerde bu konuyla alakalı her hangi bir yargı kararı elinizde yada bildiginiz karar varmıdır ilginize şimden teşekkür derim iyi çalışmalar

        1. Brüt üzerinden anlaşmanız varsa ve bunu ispatlayabiliyorsanız, yapılan kesinti hukuka aykırı olup işverenden talep edebilirsiniz.

      2. Slm kolay gelsin.davayı kazanan sözleşmeli personel tekrar işine döner mi? Yoksa tazminat mı alır.

Yorum Bırak

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir