Serbest Bölge veya Teknokentlerde Çalışan İşçilerin Ücretlerinden Kesilen Gelir Vergisinin İşçilere Ödenip Ödenmeyeceği

Mevzuatımızda Serbest Bölgeler veya Teknokent (Teknoloji Geliştirme Bölgesi) gibi bölgelerde çalışan işçilerin ücretlerinin gelir vergisinden müstesna olduğu yani bu işçilerden, şartların oluşması halinde gelir vergisi tahsil edilmeyeceği düzenlenmiştir.

3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu’nun geçici 3. Maddesinde bu bölgelerde üretilen ürünlerin … bedelinin en az %85’ini yurtdışına ihraç eden mükelleflerin istihdam ettikleri personele ödedikleri ücretlerin gelir vergisinden müstesna olduğu düzenlenmiş iken 09.02.2017 tarihinde yapılan değişiklik ile Bu bölgelerde üretilen ürünlerin FOB bedelinin en az %85’ini yurt dışına ihraç eden mükelleflerin istihdam ettikleri personele ödedikleri ücretler üzerinden asgari geçim indirimi uygulandıktan sonra hesaplanan gelir vergisi, verilecek muhtasar beyanname üzerinden tahakkuk eden vergiden indirilmek suretiyle terkin edileceği düzenlenmiştir.

Yine 4691 sy Teknoloji Bölgeleri Geliştirme Kanunu’nun geçici 2.maddesinde Bölgede çalışan; AR-GE, tasarım ve destek personelinin bu görevleri ile ilgili ücretleri 31/12/2023 tarihine kadar her türlü vergiden müstesna olduğu belirtilmiştir

Yasal düzenlemelere ve usule bakıldığında; serbest bölgede ya da teknokentlerde faaliyet gösteren üretici işverenin, yasal koşulları sağlamaları halinde, işçilerin ücretlerinden gerekli gelir vergisi kesintisini yapması, bunu bağlı bulunduğu vergi dairesine beyan etmesi, beyan edilen bu verginin tecili ve işverenin yeminli mali müşaviri tarafından hazırlanan raporla kanunda aranan koşulları sağladığının tespiti halinde, bu verginin düzeltme fişi ile terkin edilmesi gerekmektedir.

Terkinle sonuçlanan bu süreçte kesinti ve terkin konusu bu gelir vergisi üzerinde, işverenin mi yoksa işçinin mi hakkının olduğu sorusu ile karşılaşılmaktadır.

Konu ile ilgili olarak Yargıtay 9.Hukuk Dairesi’nin 2015/7072 E sy kararında bu sorunun cevabı verilmiştir.  Davaya konu olan olaylarda;

Davacı vekili; diğer dava sebeplerinin yanısıra … Kurulu Başkanlığı’nın davalı işyerinde yapmış olduğu incelemeler sonucu çalışanların ücretlerine uygulanan gelir vergisi kesintilerinin, çalışanlara iadesi gerektiği hususunu içeren 29/06/2012 tarihli karar gereği gerekli ödemenin yapılmadığını ileri sürerek; diğer alacakları ile birlikte vergi kesintisi alacağının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili; davacının iddia ettiği gelir vergisi kesintisi alacağının Serbest Bölgeler Kanunu’ndan kaynaklanan işçinin ücretinde yapılan gelir vergisi kesintisinin işveren tarafından ilgili vergi dairesi müdürlüğüne müracaatla önce tecil edilmesi ve daha sonra da yıl sonu itibari ile de yapılan üretimin %85 inden fazlasının ihraç edilmesi halinde terkin edilerek işverene sağlanan bir teşvik olduğunu ve işçinin bunda herhangi bir hakkının bulunmadığını, Gelir Vergisi Kanunu gereği tüm çalışanların ücretlerinden gelir vergisinin kesildiğini ve vergi dairesi müdürlüğüne yatırıldığını, dava dilekçesinde iddia edildiği gibi davalı şirket nezdinde …Kurulu Başkanlığının davalı işyerinde herhangi bir incelemesinin olmadığını ve çalışanların ücretlerine uygulanan gelir vergisi kesintisinin çalışanlara iadesi gerektiği hususunda herhangi bir rapor düzenlenmediğini, davalı şirket ile işyerinde çalışanlar arasında yapılan sözleşmelerden de anlaşılacağı gibi şirketin tüm çalışanları ile aylık net ücret üzerinden anlaşma yapıldığını savunarak; tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Karar süresinde, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

yargitay

Dosyayı inceleyen Yargıtay 9.Hukuk Dairesine göre; 

3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu’nun geçici 3. maddesinin değişik 2. fıkrasına göre getirilen muafiyet sonucunda, işçinin ücretinden kesilen gelir vergisinin işçiye ödenip ödenmeyeceği taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.

213 Sayılı Vergi Usul Kanunun 8. Maddesine göre aynı zamanda vergi sorumlusu sıfatını taşıyan işveren, işçiye ödeyeceği ücretten devlete ait gelir vergisini keser ve bu kesintiyi devlete yine kendisinin verdiği bir muhtasar beyanname ile öder. Görüldüğü üzere devletle ücretli işçi arasındaki ilişkide işverenin rolü, işçiye ait ücretten kesilen verginin devlete aktarılması işindeki bir aracılıktan ibarettir. Bu ilişkide işçi gelir vergisi mükellefi, işveren ise bu verginin beyanı ve tahsili ile görevli vergi sorumlusudur. Bu ilişki çerçevesinde vergi sorumlusunun işçiden kesilen gelir vergisi üzerinde hiçbir hak sahipliği bulunmamakta, sadece kesilen bu tutarı doğru bir biçimde beyan ve vergi dairesi veznesine intikal ettirme görevi yerine getirilmektedir.

Uyuşmazlık, vergi dairesinin yaptığı herhangi bir işlemden değil, vergi dairesince işverene ret ve iadesi yapılan işçi ücretinden kesilen gelir vergisi tutarının işçiye mi işverene mi ait olduğudur.

Dolayısıyla uyuşmazlığın tarafları işçi ve işverendir.

Nitekim yukarıda yer verilen genel tebliğ hükümleri gereği işveren tarafından kesilen vergi tutarı YMM raporuyla işverenin teşvik kapsamında olduğunun belirlenmesine kadar yine işveren uhdesinde kalmakta, rapor olumluysa vergi dairesine hiç intikal etmeksizin düzeltme işlemiyle reddedilmektedir. YMM raporuna göre işverenin teşvik kapsamında olmadığının anlaşılması halinde ise bu tutar gecikme zammı ile beraber vergi dairesine yatırıldığından işçinin de işverene yöneltebileceği bir talep hakkı kalmamaktadır. İstisna uygulamasından yararlanan mükelleflerin yurt dışı ihracat tutarının toplam satış tutarına oranı, %85 veya üzerinde gerçekleştiğinin YMM faaliyet raporu ile tespit edilmesi halinde, vergi dairesince tecil edilen vergi terkin edilecektir.

Öte yandan, serbest bölgede üretim faaliyetinde bulunan işletmelerde çalıştırılan ve yıl içinde gelir vergisi tevkifatı yapılmış olan işçi ücretleri de, işverenin yılsonu itibarıyla ürettikleri ürünlerin %85’ini yurt dışına ihraç etme şartını gerçekleştirmesi halinde, gelir vergisi istisnasından yararlanılabilecektir.

3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu’nun lafzında dahi işçiden kesilen gelir vergisinin işverene aktarılacağı düzenlenmemişken, idari yazı ve işlemlerle böyle bir sonuca ulaşılması mümkün değildir.

Türkiye Cumhuriyeti Devletinde, vergi mevzuatına göre ücret ve benzeri alacaklar gelir vergisine tabidir. Bu nedenle, ücretin iş sözleşmesinde net olarak belirlenmesi vergi tahakkuk ettirilmeyeceği sonucunu doğurmamaktadır. Davacının vergi kesintisi alacağı talebinin dayanağı 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu’nun geçici 3. maddesi olup, bu maddede belirtilen koşulların gerçekleştiği takdirde işçinin ücretinden gelir vergisi kesilemeyeceği ortadadır. Ücretten kesilecek verginin, yukarıda ayrıntılı bir biçimde ifade edildiği üzere, mükellefi işçi olup, kanundaki koşulların gerçekleşmesi halinde muafiyetten yararlanacak olan da işçidir.

Tüm bu hususlar dikkate alındığında mahkemece vergi kesintisi alacağı talebinin reddine karar verilmesi isabetsizdir.

gerekçesi ile diğer alacak taleplerinin yanısıra bu sebeple de Yerel Mahkemenin kararını bozmuştur.

9.Hukuk Dairesi’nin bu kararına

“Anayasa Mahkemesinin uyuşmazlığa emsal nitelikteki düzenlemeye ilişkin yorumu, yasal düzenlemeler, yasal düzenlemelerin doğru anlaşılması için en uygun yol gösterici olan … tarafından benimsenmiş yasa gerekçeleri ve tarafımıza ait açıklama ve yorumlar karşısında davaya konu muafiyetin işçiye değil işverene ait olduğu şeklindeki kanaatim nedeniyle aksi yönde oluşan sayın çoğunluk görüşüne katılamıyorum.”

gerekçesi ile karşı oy yazılmıştır.


SONUÇ

1- Serbest Bölge ya da Teknokent gibi özel alanlarda faaliyet gösteren işyerlerinde çalışan işçilerin ücretleri, yasalarında yer alan şartların varlığı halinde gelir vergisinden müstesnadır.

2- Yargıtay 9.Hukuk Dairesi’nin çoğunluk görüşüne göre;  Yasada tanınan bu muafiyet işverene değil işçiye tanınmıştır.

3- Bu sebeple İşçinin ücretinin net ya da brüt olup olmamasına bakılmaksızın; işçilerin ücretlerinden yapılan gelir vergisi kesintilerinin, işçilere ödenmesi gerekir.

4- Ücret alacakları 5 yıllık zamanaşımına tabi olup, bu tür özel bölgelerde çalışan işçiler, çalıştıkları işyerlerinin yasal şartları taşıması halinde, geriye dönük 5 yıllık gelir vergisi kesintilerini işverenlerden talep edebileceklerdir.

Av. Eren Evren

        Okyay | Evren 

Avukatlık & Arabuluculuk 

   www.okyayevren.com

Yorum Bırak

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir