İşyerinin Devredilmesi İşçiye Fesih Hakkı Vermez

İş hayatında işçilerin çalıştığı işyerlerinin bir başka kişiye satışı sebebi ile işyerinin devri veya genelde ihale usulü alt işverende çalışan personelin çalıştığı şirketin ihaleyi kaybetmesi sebebi ile kazanan yeni işverenin eski işçiler ile çalışmaya devam etmek sureti ile işyerinin devri gibi vakıalara sık rastlamaktayız. Burada önemli bir sorun da işyerinin devredilmesi işçi veya işveren açısından haklı bir fesih sebebi yaratacak mıdır ? Dolayısı ile işyerinin devri sebebi işe işçilerin kıdem tazminatı talep etme hakları olacak mıdır ?

İşyeri devrinin esasları ve sonuçları 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 6. maddesinde düzenlenmiştir.

Sözü edilen hükümde, işyerinin veya bir bölümünün devrinde devir tarihinde mevcut olan iş sözleşmelerinin bütün hak ve borçlarıyla devralan işverene geçeceği öngörülmüştür.

Devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlar açısından, devreden işverenle devralan işverenin birlikte sorumlu oldukları aynı 4857 Sayılı Kanun’un üçüncü fıkrasında belirtilmiş, devreden işverenin sorumluluğunun devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlı olduğu hükme bağlanmıştır. Hükümde işyeri devrinin haklı fesih sebebi olacağı düzenlenmemiştir.

Konu ile ilgili olarak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 13.06.2018 tarih ve 2015/22-2383 E ve 2018/1197 K sy ile verilen kararda bu konular tartışılmıştır. Karara konu olan olaylarda;

1- Davacının İddiası

Davacı vekili müvekkilinin iş sözleşmesinin işyerinin kiralanması sebebiyle işverence feshedildiğini, yeni işyerinde işe başlayabilmek için ibraname imzaladığını, kıdem tazminatına mahsuben kısmi ödeme yapıldığını belirterek işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.

2- Davalının Savunması

Davalı vekili davacının iş sözleşmesinin feshedilmediğini, işyerinin devredildiğini ve davacının devredilen işyerinde çalışmaya devam ettiğini, çalışması devam edenler yönünden tüm borçların yapılan protokol uyarınca devralan tarafından üstlenildiğini, belirli süreli sözleşme ile çalışan davacının ihbar ve kıdem tazminatlarına hak kazanamadığını, kısmi ödemenin mağdur olmamaları için iyi niyetle yapıldığını, tüm hakların ödendiğine dair ibraname bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

3- Yerel Mahkemenin Kararı

Mahkemece işyerini devreden davalı işveren ile işyerini devralan dava dışı şirket arasındaki protokolün ”devredenin yükümlülükleri” başlıklı bölümlerinin ( h ) bendi ve ( c ) bendi ile dosyada bulunan ve davacının gerçek iradesini yansıtmayan istifa belgesi birlikte değerlendirildiğinde davacının devreden davalı işveren yanındaki hak ve alacaklarının tasfiye edildiği, davalı işverenin işyerinin devrinden ve tasfiyesinden sonra davacıya kıdem tazminatı ödemesi yapıldığını ve davacının işverenliği ibra ettiği yolundaki çelişkili savunmalarının istifa ve ibranameye itibar edilemeyeceği kanaatini oluşturduğu, bu sebeple davalı işverenin iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini ispat edemediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4- Yargıtay Kararı

Taraf vekillerinin temyizi üzerine hüküm Özel Dairece

Somut olayda, işyeri devri söz konusu olup davacı ara vermeksizin devralan şirkete bağlı olarak aynı işverene ait işyerinde çalışmaya devam ettiğinden feshe bağlı ihbar ve kıdem tazminatı ile yıllık izin alacağını isteyemez. Anılan tazminat ve alacakların reddi yerine kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir…

gerekçesi ile bozulmuştur.

5- Yerel Mahkemenin Direnme Kararı

Mahkemece

devreden işveren tarafından işçinin iş sözleşmesinin feshedilmesi hâlinde, yapılan fesih bildirimi ile iş ilişkisi sona ereceğinden işçinin daha sonra devralan işveren yanında çalışmasının yeni bir iş sözleşmesi olduğu, bu durumda işçinin feshe bağlı işçilik hakları olan kıdem ve ihbar tazminatları ile izin ücretini talep edebileceği, davaya konu somut olayda davalı devreden işverenin işçinin iş sözleşmesini tasfiye edilmek suretiyle sonlandırdığı

belirtilerek ve önceki gerekçeler de eklenmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.

yargitay

6- Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı

Direnme kararını davalı vekili temyiz etmiştir.

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, somut olayda davalı işveren ile dava dışı şirket arasında işyeri devrinin bulunup bulunmadığı, burada varılacak sonuca göre davacının feshe bağlı işçilik alacakları olan kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.

Hukuk Genel Kurulu’nca Somut uyuşmazlık değerlendirildiğinde, 08.09.2009 tarihli protokol uyarınca işyerinin kira sözleşmesi kapsamında işletilmek üzere davalı işveren tarafından dava dışı şirkete devredildiği, davacı işçinin aynı işyerinde devralan şirkette çalışmaya devam ettiği, işçiye karşı işverence bir fesih bildirimi yapılmadığı hususları gözetildiğinde davacının çalıştığı işyerinin dava dışı şirkete devrinin 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 6. maddesi kapsamında işyeri devri niteliğinde olduğu kabul edilmiştir.

İşyerinin devrinin davacıya fesih hakkı tanımadığı, kısmi kıdem tazminatı ödemesinin işyerinin devrini ortadan kaldırmayacağı, davacı devralan yanında çalışmasını devam ettirdiğinden ortada geçerli bir istifa bulunmadığı ve işyerinin devri sebebiyle feshe bağlı hakların istenmesinin mümkün olmaması karşısında, davacının feshe bağlı olan ihbar ve kıdem tazminatları ile yıllık izin alacağı taleplerinin reddine karar verilmesi gerekmektedir.

gerekçesi ile direnme kararı bozulmuştur.


SONUÇ

1-İşyerinin devri halinde, devreden işverenin kendi dönemi ile ilgili olarak devralan işveren ile birlikte yasaya göre belirli süreler ile sorumluluğu devam etmektedir. 

2- İşyerinin devri, işçi ve işverene sözleşmeyi haklı sebeple sona erdirme hakkı vermez. Bu sebeple işyerinin devri sebebi ile işçi açısından kıdem tazminatı talep etme hakkı doğmaz. 

Av. Eren Evren

        Okyay | Evren 
Avukatlık & Arabuluculuk 
   www.okyayevren.com

 

 

Yorum Bırak

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir