İşe İade Davası Devam Ederken İmzalanan Sulh Sözleşmesine Aykırılık

İşe iade davası devam ederken tarafların kendi aralarında yaptıkları sulh sözleşmesi ile uyuşmazlığı sona erdirmeleri karşılaşılan bir durumdur. Fakat uygulamada genellikle bu sulh sözleşmelerinin işe başlatma ile ilgili bir düzenleme içermediği görülmektedir. İşe iade davası devam ederken imzalanan sulh sözleşmeleri ile genelde sadece tazminat yönünden anlaşıldığı ve tarafların asıl amacının işe geri dönmek de değil de haksız/geçersiz feshin sonrasında ödenecek tazminatın belirlendiği görülmektedir.

Peki uygulamada genellikle karşılaşılan bu durumun aksine; işe iade davası devam ederken yapılan sulh sözleşmesi ile işçinin işe iadesi kararlaştırılsa ve taraflar işçinin işe iade edileceği hususunda mutabık kaldıkları için boşta geçen süre ve işe başlatmama tazminatı konularında bir düzenleme yapsalar ancak işveren bu sözleşmeye aykırı davranarak işçiyi işe başlatmasa ne olur ?

Tarafların arasında imzalanan sulh sözleşmesinde boşta geçen süre ve işe başlatmama tazminatına dair hükümler bulunmadığı için sulh sözleşmesine aykırı olarak işe başlatılmayan işçi bu haklardan yararlanamayacak mıdır ?

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 19.04.2017 tarih ve 2015/9-1588 E ve 2017/784 K sy kararında tam da bu husus tartışılmıştır.

Karara konu olan olaylarda; İşverene karşı 183 işçi  işe iade davası açmış, dava devam ederken taraflar arasında imzalanan mahkeme dışı sulh sözleşmesine göre; “davalı şirket işçilere noter kanalı ile işe davet gönderecek, işçiler eski unvan ve görevlerinde işe başlatılacak, mahkemeye işe çağrı sebebi ile davanın konusuz kaldığı belirtilecek, yargılama giderleri ve 1/2 oranında vekalet ücretleri işverence ödenecek, protokol çerçevesinde kararlar temyiz edilmeyecektir”

Protokolün feshin geçersizliği ve işe iade davasında dosyaya sunulması üzerine mahkemece protokol gereğince feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmiş, ancak işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücreti hakkında olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmamıştır.

İşveren ise protokole uygun davranarak işçileri işe davet etse de, işlerine başlatmamıştır.

Bu işçilerin içinde Konya 2.İş Mahkemesi’ne başvuran Davacılar Vekili;  iş sözleşmesi geçersiz sebeple feshedilen ve bu sebeple feshin geçersizliği ve işe iade davası açan davacı işçinin, protokol gereği feshin geçersizliği ve işe iade kararı sonrası işe başlatılmadığını belirterek, işe başlatmama tazminatının ve işe başlatmama tarihine göre fark kıdem tazminatının davalı işverenden tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı vekili ise feshin geçersizliği ve işe iade ile ilgili davanın kesinleştiğini ve kesin hüküm bulunduğunu, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

Konya 2.İş Mahkemesince özetle; taraflar arasında imzalanan mahkeme dışı sulh sözleşmesinin mahkemeye ibrazı ile mahkeme içi sulh sözleşmesi haline geldiği, Mahkeme kararında boşta geçen süre ücreti ve işe başlatmama tazminatı konusunda bir hüküm kurulmadığı, Ayrıca işçi tarafından hakkedilmiş olsa da kesin hüküm bulunduğu ve kararın tebliğ edilmemesi sebebi ile işçinin işe iade için başvurma süresinin başlamadığı gerekçeleri ile davayı reddetmiştir.

yargitay

Davacı vekili kararı temyiz etmiş ve Dosyayı inceleyen Yargıtay 9.Hukuk Dairesi ise; öncelikle Medeni Kanunu’nun 2.maddesindeki dürüstlük kuralından bahsederek, Mahkemelerin hileli davranışlara alet olamayacağının altını çizmiştir.

Ayrıca Yargıtay 9.Hukuk Dairesi’ne göre; protokol kapsamında verilen feshin geçersizliği ve işe iade kararında, işe başlatmama tazminatı yönünden olumlu yada olumsuz bir karar verilmediğinden, bu kararın bu davada istenen işe başlatmama tazminatı yönünden kesin hüküm oluşturmaz. Mahkemenin bu yöndeki gerekçesi hatalıdır. Kaldı ki davalı işveren protokol ve karar gereğini yerine getirmeyerek dürüstlük kuralını ihlal etmiş, davacının güvenini boşa çıkarmıştır. Bu sebeple işe başlatmama tazminatından sorumluluğu vardır.

Keza işe başvuru ve başlatılma konusunda tarafların iradesi birleşmiştir. Artık burada temyiz edilmeyeceği kabul edilen ve kesinleşen feshin geçersizliği ve işe iade kararının kesinleşme şerhli ilamının tebliğinin ve başvurunun bu tebliğden itibaren aranmasının gereği yoktur. Zaten protokol gereği davalı işveren davacıyı işe davet etmiş, ancak işe başlatmamıştır. Başvuru ve işe davet protokol gereğince kararlaştırılmıştır. Bu sebeple bu yöndeki gerekçe de isabetsizdir.

Yargıtay 9.Hukuk Dairesi’nin bu yöndeki bozmasına karşı Konya 2.İş Mahkemesi’nce direnilmiş ve dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun önüne gelmiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nca; 9.Hukuk Dairesi’nin bozma kararındaki gerekçeler aynen benimsenerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

SONUÇ

1- İşe iade davası devam ederken imzalanan sulh sözleşmeleri geçerlidir ve uyulması gerekir.

2- İmzalanan sulh sözleşmesine uyulmayarak işçinin işe başlatılmaması halinde; protokolde yazmasa bile işçi lehine boşta geçen sürenin ücreti ve işe başlatmama tazminatı hükmedilmesi gerekir.

Yazarın Notu:

Meclis gündeminde yer alan İş Mahkemeleri Kanunu taslağına göre; işe iade davalarında imzalanacak olan Arabuluculuk tutanaklarında, boşta geçen süre ücret ile işçinin işe başlatılmaması halinde doğacak işe başlatmama tazminatlarının açıkça belirlenmesi zorunlu hale getirilmiştir.

Av. Eren Evren

        Okyay | Evren 

Avukatlık & Arabuluculuk 

   www.okyayevren.com

Yorum Bırak

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir