İşçinin Kendi İsteği veya Savsaması Yüzünden İşin Güvenliğini Tehlikeye Düşürmesi

is-guvenliğini-tehlikeye-dusurmesi

İşçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi durumu, yapılan işin niteliği gereği riskli olması ve/veya işçinin kişisel özelliklerinden dolayı ortaya çıkmakta, işveren veya üçüncü kişiler bu sebeple zarara uğrayabilmektedirler.

Sık sık karşılaşılan bu tür zararlar nedeniyle, İş Kanun'da konu ile ilgili açık bir hüküm düzenlenmiştir;

İş Kanunu 25/II-ı bendi ile işverene, işçinin verdiği zarar sebebiyle iş sözleşmesini ihbarsız ve tazminatsız olarak feshetme hakkı tanımıştır. Bu maddeye göre; “İşçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi, işyerinin malı olan veya malı olmayıp da eli altında bulunan makineleri, tesisatı veya başka eşya ve maddeleri otuz günlük ücretinin tutarıyla ödeyemeyecek derecede hasara ve kayba uğratması” halinde işveren işçinin iş sözleşmesini bildirimsiz ve tazminatsız olarak feshedebilir.

Bu sebeple yapılan fesih işleminde, hangi incelemeler yapılır, nelere dikkat edilir sorularına Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 23.12.2015 tarih ve  2015/24759 E. 2015/36525 K. sy güncel kararı yanıt oluyor;

Davacı vekili, davacının 25/02/2013 tarihinden beri davalı işyerinde üretim operatörü olarak çalışmaktayken, iş akdinin 28/03/2014 tarihinde hiçbir geçerli ve haklı olmadan, müvekkile yazılı fesih belgesi de verilmeden feshedildiğini, müvekkilinin işyerinde telefonla konuştuğu gerekçesiyle, disiplin suçu işlediği bildirerek işten çıkartıldığını, müvekkil ile ilgili daha önce işyerinde böyle bir olay olmamasına rağmen, uyarı bile verilmeksizin doğrudan işten çıkartıldığını işe iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili davacı personelin iş akdinin 4857 sayılı İş Kanunu M. 25/II h-ı bendi gereği işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi sebebiyle haklı nedenle feshedildiğini, müvekkil şirket işyerinde dilimleme operatörü olarak çalışan davacının, iş bu eylemine istinaden aynı tarihte alınan savunmasında gün içinde operatörü olduğu ve deyim yerindeyse her saniyesinde başında bulunması ile yükümlü olduğu makinesinin yanında sandalyede oturduğu ve cep telefonu ile meşgul olduğunu ikrar ettiğini, davacı işçinin operatörü olduğu dilme makinesi sektör bazında yaşanan iş kazalarına sebep olan makinelerin başında gelmekte olup bu bakımdan makinenin çalışması esnasında iş güvenliği önlemlerine en üst seviyede ve aralıksız bir şekilde uyulması gerektiğini, davacı işçinin çalışma kuralarına aykırı davranışı daha önce birçok kez almış olduğu eğitimlerde öğrenilmesine ve son olarak da üretim müdürünün 09/01/2014 tarihinde verdiği eğitimde üretim alanlarına kesinlikle cep telefonu götürülmemesi hususunda tüm personeli uyarmasına rağmen gerçekleştiğini, bu sebeple müvekkil şirket tarafından yapılan fesih işleminin haklı nedene dayandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacının üretim sırasında makinenin başında sandalyede oturup cep telefonu ile ilgilendiği ve bu hareketi ile iş güvenliğini tehlikeye soktuğu, ayrıca savunmasında bu durumu kabul ettiği ve ayrıca cep telefonu ve bunun gibi cihazların üretim alanında bulunmaması gerektiğinin eğitimini aldığını kabul ettiği, böylece iş sözleşmesinin feshinin geçerli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

yargitay

Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi,

İşçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenler, aynı yasanın 25. maddesinde belirtilen nedenler yanında, bu nitelikte olmamakla birlikte, işyerlerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen nedenlerdir. İşçinin davranışlarından veya yetersizliğinden kaynaklanan nedenlerde, iş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli nedenlere dayandığını kabul etmek gerekecektir.

İşçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25. maddenin II. fıkrasının ı bendinin birinci cümlesi gereğince işverene haklı fesih hakkı verir.

Güvenliği tehlikeye düşürme davranışının ağırlığı, görev tanımına, faaliyet alanına, görev yerine, işverenin gerekli önlemleri alıp almadığına, işçinin alınan önlemlere uyup uymadığına göre değişebileceğinden, nedeninin haklı veya geçerli neden teşkil edip etmediği, işverenin neden olup olmadığı ölçülülük ilkesi kapsamında değerlendirilmelidir.

Dosya içeriğine göre, davalı işyerinde dilimleme operatörü olarak çalışan davacının iş sözleşmesi, tüm dikkatini makineye vermesi gerekirken sandalyede oturup telefonu ile uğraşarak işin güvenliğini tehlikeye soktuğu ve birçok kez aldığı eğitimlerde öğrenmesine ve son olarak üretim müdürünün 09.01.2014 tarihinde verdiği eğitimde üretim alanına telefon götürülmemesi gerektiği kuralına aykırı davrandığı, bunda ısrar ettiği gerekçesiyle, işçinin yapmakla ödevli olduğu görevlerin hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi ve işçinin iş güvenliğini tehlikeye düşürmesi nedeniyle 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25/II-h-ı maddesi uyarınca feshedilmiştir.

Somut uyuşmazlıkta, davacıya 27.03.2014 tarihinde cep telefonuyla uğraşmaması gerektiği konusunda bildirim yapıldığı, ancak davacının bu bildirime rağmen yine de telefonla uğraştığı tekrar hatırlatmada bulunulduğu ancak davacının bu hatırlatmaya rağmen telefonla uğraşmaya devam ettiği konusunda bir tutanak bulunmadığından davranışının 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25/II-h maddesine girmeyeceği açıktır. Davacıya verilen eğitimlerde üretim alanında cep telefonu bulundurulmaması gerektiği bildirilmiş olup davacının buna aykırı ilk davranışı üzerine doğrudan fesih yapılması ölçülü kabul edilemez. Ancak bunun kabul edilebilmesi için davacının davranışının iş güvenliğini tehlikeye düşürmemesi gerekir. Eğer davacının davranışıyla işin güvenliği tehlikeye düşüyorsa yapılan feshin haklı nedene dayandığı kabul edilmelidir.

is-guvenliğini-tehlikeye-dusurmek

Bu nedenlerle davacının makine başında sandalyeye otururken cep telefonuyla meşgul olmasının iş güvenliğini tehlikeye düşürüp düşürmediği konusunda makine mühendisi ve iş güvenliği alanında uzman bilirkişi eşliğinde iş yerinde keşif yapılmak suretiyle ortaya çıkarılıp iş güvenliği tehlikeye düşmekteyse feshin haklı nedene dayandığının kabulü; iş güvenliği tehlikeye düşmüyorsa davacıya ilk davranışı üzerine bir uyarı veya başka bir disiplin yaptırımı uygulanmadan doğrudan feshin yapılmasının ölçülü olmayacağından feshin geçerli nedene dayanmadığının kabulü gerekir. Eksik araştırmayla yazılı şekilde karar verilmesi bozma nedenidir.

SONUÇ

1- İşçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi, işyerinin malı olan veya malı olmayıp da eli altında bulunan makineleri, tesisatı veya başka eşya ve maddeleri otuz günlük ücretinin tutarıyla ödeyemeyecek derecede hasara ve kayba uğratması” halinde işveren işçinin iş sözleşmesini ihbarsız olarak feshedebilir.

2- İş güvenliğini tehlikeye düşürme davranışının ağırlığı, görev tanımına, faaliyet alanına, görev yerine, işverenin gerekli önlemleri alıp almadığına, işçinin alınan önlemlere uyup uymadığına göre değişebileceğinden, nedeninin haklı veya geçerli neden teşkil edip etmediği, işverenin neden olup olmadığı ölçülülük ilkesi kapsamında değerlendirilmelidir.

3- Konu ile ilgili uzman bilirkişi eşliğinde iş yerinde keşif yapılmak suretiyle iş güvenliğinin tehlikeye düşüp düşmediği tespit edilmeli, iş güvenliği tehlike düşmüş ise feshin haklı nedene dayandığının kabulü gerekmektedir.

 

        Av. Gözde Gökçe

            Okyay | Evren  

 Avukatlık & Arabuluculuk Ofisi

     www.okyayevren.av.tr

 

 

Yorum Bırak

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir