İşçi Alacaklarında Zamanaşımı Süresi

isci-alacaklarinda-zamanasimi

İşçi alacaklarında zamanaşımı süresi ne kadar ?

isci-alacaklarinda-zamanasimi

İşçi ve işveren arasındaki sözleşmede aksine bir hüküm yoksa genel olarak işçiler, devlet memurlarından farklı olarak, çalıştıkları ayın ücretini, bu ayın sonunda talep edip, davaya hak kazanırlar. Aylık ücretler için zamanaşımı, her bir ayın ücretinin muaccel olduğu tarihten itibaren ayrı ayrı işlemeye başlar ve beş yıl sonra zamanaşımına uğrar.

Fazla çalışma, hafta ve genel tatilde çalışma ücretleri ile ikramiye ve sosyal yardımlara ilişkin ücretler doğdukları anda muaccel olur ve bu tarihten itibaren zamanaşımı işlemeye başlar. Tüm bu işçi alacakları için dava açıldığında, davalının zamanaşımı savunması ile karşılaşılırsa, beş yıllık zamanaşımı süresi, davanın açıldığı tarihten geriye doğru hesaplanacaktır.

İşçilerin yıllık izin ücretleri ise, yıllık iznin hak edildiği anda değil, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona erdiği anda muaccel olur. Yıllık izinlerin ücreti ancak iş sözleşmesi sona erdiği anda talep edilebilir ve zamanaşımı da bu tarihten itibaren işlemeye başlar.

İşçilerin ihbar ve kıdem tazminatı ücretleri de yıllık ücretli izin ücretinde olduğu gibi, işçinin ihbar ve kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde iş sözleşmesinin sona ermesiyle muaccel hale gelir ve on yıl sonra zamanaşımına uğrar.

İşçilik alacaklarında zamanaşımı süresi ile ilgili Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 14.01.2013 tarihli 2010/38436 E. Ve 2013//253 K. Sayılı kararı mevcuttur. 9. Hukuk Dairesinin kararda yaptığı tespitler şöyledir:

Davacı, fark kıdem tazminatı ile faizi, kıdem zammı alacağı ile kömür yardımı alacağı, ikramiye gecikme faizi, genel tatil ücreti, fazla mesai ücreti, giyecek yardımı, taşıt yardımı, tasarruf teşvik kesintisi neması ve faizi, ücret farkı ile izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiştir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi,

yargitay(1)

Gerek İş Kanununda, gerekse Borçlar Kanununda, kıdem ve ihbar tazminatı alacakları için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmemiştir. Uygulama ve öğretide kıdem tazminatı ve ihbar tazminatına ilişkin davalar, hakkın doğumundan itibaren, Borçlar Kanununun 125 inci maddesi uyarınca on yıllık zamanaşımına tabi tutulmuştur.

Taraflar arasında kıdem tazminatı alacağında uygulanan faizin başlangıç tarihi konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Dairemizin yerleşik kararlarına göre, 4857 sayılı İş Kanunu’na tâbi olarak çalışan işçiler yönünden kıdem tazminatına uygulanacak faizin başlangıç tarihi, iş sözleşmesinin fesih yolu ile sona ermesi hâlinde fesih tarihi, emeklilik nedeniyle sona ermesi hâlinde ise işçinin emeklilik tahsis talebinin Kurumca işverene bildirildiği tarihtir. Uygulanacak faiz türü ise, bankalarca bir yıllık mevduata fiilen uygulanan en yüksek mevduat faizidir.

SONUÇ

Zamanaşımı, borcun doğumu ile ilgili olmayıp, istenmesini önleyen bir savunma olgusudur. İşçi alacakları için dava açıldığında, zamanaşımı savunması beş yıllık zamanaşımı süresi içinde yapılmalıdır. Kıdem tazminatı ve ihbar tazminatına ilişkin davalarda ise, hakkın doğumundan itibaren, on yıllık zamanaşımı geçerlidir. Zamanaşımı, yargılamayı yapan hakim tarafından yürüttüğü görevinin bir gereği olarak kendiliğinden göz önünde tutulamaz. Borçlunun böyle bir olgunun var olduğunu, yasada öngörülen süre ve usul içinde ileri sürmesi zorunludur.

 

Stj. Av. Gözde Gökçe

             Okyay | Evren 

Avukatlık & Arabuluculuk Ofisi

       www.okyayevren.av.tr

 

Yorum Bırak

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir