Geçerli Sebep ile Fesihte Makul Süre Nedir ?

İş hukuku mevzuatımızda biri geçerli ve diğeri de haklı olmak üzere iki fesih türü mevcuttur. İşveren açısından haklı fesih; İş Kanunu’nun 25.maddesinde işveren açısından sözleşmenin devamını çekilmez hale getirecek ahlaka aykırı sebepler, güven sarsıcı eylemler ve devamsızlık gibi ağır koşulların varlığı halinde söz konusu olabilir. Geçerli fesih ise haklı fesih kadar ağır olmasa da işveren açısından sözleşmenin feshine sebep olabilecek işçiden, işletmeden ya da işyerinden kaynaklanan sebeplerdir.

Her iki feshin sonucu birbirinden farklıdır. Haklı fesih halinde işverene herhangi bir tazminat ödenmeksizin derhal fesih yapma hakkı tanınmış iken, geçerli fesihte kıdem süresine oranlı bir ihbar öneli veya tazminatı verilmeli ve işçinin kıdem tazminatı ödenmelidir.

Her iki fesih arasındaki en önemli farklardan birisi de, haklı fesih sebebinin varlığı halinde iş akdi fesih sebebinin öğrenildiği tarihten itibaren 6 işgünü ve herhalde en geç 1 yıllık  süre içerisinde feshedilmelidir. Haklı feshin varlığına rağmen bu sürelere uyulmaması halinde işveren, haklı fesih yoluna gitme hakkını kaybedecektir. Geçerli sebepte ise kesin bir süre verilmekten kaçınılmış ve her olayın kendi şartlarına uygun olarak makul bir sürede fesih yapılması öngörülmüştür.

Peki bu makul süre nedir ? 1 hafta mıdır ? 1 ay mı ? Makul sürenin ne kadar olduğu her olayın kendi şartları içerisinde tartışılacak ve değerlendirilecektir.

Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi’nin 22.06.2017 Tarih, 2017/1204 R ve 2017/999 K sy kararında bu konu tartışılmıştır. Karara konu olan olaylarda;

1- Fesih Konusu Olay

Davacının 14/01/2016 – 20/01/2016 ve 21/01/2016 tarihlerinde işe gelmediğine dair tutanaklar tutulmuştur. Davacıya 09/02/2016 tarihli mazaretini bildirmesi için noter ihtarnamesi gönderilmiştir. Bu ihtarname davacıya 14/02/2016 tarihinde tebliğ edilmiştir. İhtarname ile davacıya mazaretini bildirmesi için 3 günlük süre verilmiştir. 03/03/2016 tarihli ihtarname ile de davacının iş akdinin bu tarihlerdeki devamsızlıkları sebebiyle ve 22/02/2016 – 23/02/2016 ve 24/02/2016 tarihlerinde tutulan tutanaklarda bulunduğu birimlerde temizlik yapmaması ve sürekli sıkıntı çıkarması sebebiyle davacının iş akdinin 4857 Sayılı Kanununu 25/2-g maddesi gereğince feshedildiğininin bildirildiği anlaşılmıştır.

2- Davacının İddiaları

Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkil …’ın 12/08/2006 tarihinden 01/03/2016 tarihine kadar taşeron davalı şirket işçisi olarak davalı kuruma ait Diyarbakır Çocuk Hastalıkları Hastanesinde temizlik personeli olarak sürekli ve kesintisiz bir şekilde çalıştırıldığını, müvekkilin iş akdinin feshedildiğine dair ihtarnamenin 09.03.2016 tarihinde ulaştırıldığını devamsızlık için haklı mazeretinin bulunduğunu, belirterek maddi ve manevi tazminat, kıdem ve ihbar tazminatı, fazla mesai alacakları için dava açma haklarının saklı kalmak kaydıyla; iş akdinin feshinin geçersizliğine ve davacının eski işine İadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

3- Davalı Taşeron Şirketin Savunması

Davalı … Tem. Vekili cevap dilekçesi ile ; davacının müvekkil şirkette çalıştığı dönemde 14.01.2016 – 20.01.2016 – 21.01.2016 tarihlerinde devamsızlık yaptığını, müvekkil şirket tarafından davacıya gelmediği günler için mazeretini bildirmesi için Diyarbakır 4.noterliği 02095 yevmiye no’su ile ihtarnamenin gönderildiğini, davacıya verilen süre içerisinde mazeret bildirmediğini, süre geçtikten sonra bildirdiği mazeretler ile dava dilekçesinde sunduğu mazeretlerin tutarsız olduğunu belirterek haksız hukuka aykırı ve mesnetsiz davanın reddine yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.

4- İlk Derece Mahkemesinin Kararı

Mahkemece ” her ne kadar davacının devamsızlık nedeni ile davacının haklı sebeple çıkarıldığı davalılar tarafından ileri sürülmüştür Davalılardan … Temizlik A.Ş.nin keşide ederek davacıya gönderdiği ihtarnamede 14.01.2016, 20.01.2016, 21.01.2016 tarihlerinde davacının mazeretsiz işe gelmediği iddia edilmiş ise de ihtarnamenin 09.02.2016 tarihinde keşide edildiği, işten ayrılış bildirgesinde de iş sözleşmesinin 01.03.2016 tarihinde fesh edilmiş olduğu anlaşılmıştır. Davalılar bu şartlar altında İş kanunu 26.madddesine aykırı olarak (Yazarın Notu: Fesih süresi içinde sözleşmeyi feshetmeme) sözleşmeyi fesh etmişlerdir.

gerekçesi ile davanın kabulüne ve davacının işe iadesine karar verilmiştir.

5- İstinaf Sebepleri

Davalı … Şirketi vekili istinaf dilekçesiyle, davacının 14/01/2016 – 20/01/2016 ve 21/01/2016 tarihlerinde devamsızlık yaptığını, davacıya mazaretini bildirmesi için noter kanalıyla ihtarname gönderildiğini, davacının süresinden sonra bildirdiği mazaretlerin devamsızlık yaptığı günlere dair olmadığını ve tutarsız olduklarını, davacının iş akdinin devamsızlık sebebiyle feshedildiğini, mahkemece fesih süresi içerisinde olmadığının kabulünün maddi gerçeği yansıtmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.

6- Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi’nin Kararı

İncelenen dosya kapsamına göre: 4857 Sayılı Kanun’un 26.maddesinde ön görülen 6 günlük süre feshe dair olayın fesihe yetkili makama ulaşmasıyla başlayacaktır. Ayrıca bu süre haklı fesih için gerekli olan süredir.

Yerleşik Yargıtay uygulamasında geçerli feshe dair makul süre aranmaktadır. Davalı işveren tarafından davacının iş akdinin makul süre içerisinde feshedildiği anlaşıldığından tarafların bildirdiği deliller değerlendirilerek feshin geçerli olup olmadığı hususunun mahkemece karara bağlanması gerekmektedir.

Tarafların feshe dair bildirdiği deliller değerlendirilmeden 6 günlük süre içerisinde feshin yapılmadığı gerekçesiyle, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca, tarafların davanın esası ile ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması nedeni ile, diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin ilk derece mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.


SONUÇ : 

1- Geçerli sebebin varlığı halinde feshin gerçekleştirilmesi kesin bir süre sınırlaması yoktur. Fesih makul süre içerisinde yapılmalıdır.

2- Makul sürenin tanımı yapılmamıştır. Her olayın şartları içerisinde değerlendirilecektir. Yeri geldiğinde 1 aylık süre dahi makul bir süre olarak kabul edilebilir.

3- Süresi içerisinde yapılmayan haklı fesih, diğer şartları var ise geçerli fesih olarak da kabul edilebilir. Ancak bu halde işçiye kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenmesi gerekir.

Av. Eren Evren
Patent & Marka Vekili

        Okyay | Evren 
Avukatlık & Arabuluculuk 
   www.okyayevren.com

Yorum Bırak

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir