Elektronik Takip Sistemleri ve İşçi Hakları: Yargıtay’ın Çığır Açan Kararı İşverenleri Nasıl Etkileyecek?”

elektronik takip sistemleri

Türkiye’de kişisel verilerin korunması hukuku, özellikle 2016 yılında yürürlüğe giren 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) ile büyük bir dönüşüm geçirmiştir. Bu kanun, Avrupa Birliği’nin Genel Veri Koruma Tüzüğü (GDPR) ile uyumlu olarak hazırlanmış ve kişisel verilerin işlenmesinde bireylerin temel hak ve özgürlüklerini korumayı amaçlamaktadır. KVKK, veri sorumluları ve veri işleyenlere önemli yükümlülükler getirirken, veri sahiplerine de geniş haklar tanımaktadır.

İş hukuku bağlamında, işverenlerin çalışanlarının kişisel verilerini işleme konusunda özel bir dikkat göstermeleri gerekmektedir. İşyerinde kullanılan teknolojik sistemler, çalışanların kişisel verilerini işleme potansiyeline sahip olduğundan, bu sistemlerin KVKK’ya uygunluğu büyük önem taşımaktadır. İşverenler, meşru menfaatlerini koruma hakkına sahip olmakla birlikte, bu hakkın çalışanların temel hak ve özgürlükleriyle dengelenmesi gerekmektedir.

Son yıllarda, özellikle çalışan takip sistemleri, biyometrik veriler ve elektronik iletişim araçlarının kullanımı gibi konularda çok sayıda uyuşmazlık ortaya çıkmıştır. Yargıtay’ın bu konudaki kararları, işverenlerin yönetim hakkı ile çalışanların kişisel verilerinin korunması hakkı arasındaki hassas dengenin nasıl kurulması gerektiğine ışık tutmaktadır.

Bu bağlamda, aşağıda inceleyeceğimiz Yargıtay kararı, işyerinde kullanılan RFID takip sisteminin hukuka uygunluğunu değerlendirmesi açısından önem taşımaktadır.

KVKK, çalışanların kişisel verilerinin korunması konusunda çeşitli haklar tanımaktadır. İşte çalışanlara tanınan temel haklar şu şekildedir;

  1. Bilgi edinme hakkı: Çalışanlar, kişisel verilerinin işlenip işlenmediğini öğrenme ve işlenmişse buna ilişkin bilgi talep etme hakkına sahiptir.
  2. Amaç sınırlaması: Kişisel veriler ancak belirli, açık ve meşru amaçlar için işlenebilir.
  3. Açık rıza: Özel nitelikli kişisel veriler de dahil olmak üzere, kişisel verilerin işlenmesi için genel kural olarak çalışanın açık rızası gereklidir.
  4. Düzeltme ve silme hakkı: Çalışanlar, yanlış veya eksik işlenmiş kişisel verilerinin düzeltilmesini veya silinmesini talep edebilir.
  5. İtiraz hakkı: Çalışanlar, kişisel verilerinin işlenmesine itiraz etme hakkına sahiptir.
  6. Veri taşınabilirliği hakkı: Çalışanlar, kişisel verilerini başka bir veri sorumlusuna aktarılmasını talep edebilir.
  7. Şikayet hakkı: Kişisel verilerinin hukuka aykırı işlendiği düşüncesinde olan çalışanlar, Kişisel Verileri Koruma Kurumu’na şikayette bulunabilir.
  8. Güvenlik: İşveren, çalışanların kişisel verilerinin güvenliğini sağlamakla yükümlüdür.
  9. Sınırlı süre: Kişisel veriler, işlenme amacı için gerekli olan süre kadar saklanabilir.
  10. Aydınlatma yükümlülüğü: İşveren, çalışanları kişisel verilerinin işlenmesi hakkında bilgilendirmekle yükümlüdür.

Bu haklar, çalışanların kişisel verilerinin korunmasını ve bu verilerin işlenmesi sürecinde söz sahibi olmalarını sağlar.

İşçilerin işyerinde elektronik cihazlar takip edilmesi ile ilgili olarak güncel kararlardan birisini Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin E. 2024/1311, K. 2024/3381, T. 22.02.2024 tarihli kararında görebiliyoruz. Yargıtay’ın güncel kararı tüm uygulamaya yön verecek şekilde;

Yargıtay kararına konu olan olaylarda; Dava, bir işyerinde uygulanan RFID (Radyo Frekansı ile Tanımlama) takip sisteminin hukuka uygunluğunun tespiti talebiyle açılmıştır.

Olay:

  • Davalı işyerinde 2020 yılı Mayıs ayında RFID takip sistemi kullanılmaya başlanmıştır.
  • Sistem, çalışanların hareketlerini, performansını ve dinlenme sürelerini takip etmektedir.
  • İşçiler, sistemin sürekli titreşim vermesi nedeniyle sinirsel sağlık sorunları yaşadıklarını ve özel hayatlarının gizliliğinin ihlal edildiğini iddia etmişlerdir.
  • Davacı sendika açtığı dava ile işyerindeki bu uygulamanın hukuka aykırı olduğunun tespitini talep etmiştir.

Yargılama Aşamaları

İstanbul Anadolu 8. İş Mahkemesi yapılan yargılama sonunda;

o   RFID sisteminin işçilerin özel hayatına müdahale niteliğinde olduğunu,

o   İşverenin yönetim hakkının sınırlarını aştığını,

o   Sistemin işçiler üzerinde psikolojik baskı oluşturduğun

değerlendirerek davanın kabulüne karar vermiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 41. Hukuk Dairesi) istinaf başvurusu sırasında yapmış olduğu inceleme neticesinde;

o   RFID sisteminin, işçilerin Anayasa ile güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerine aykırı olduğunu,

o   İşverenin meşru menfaatleri ile işçilerin hakları arasında adil bir denge kurulmadığını belirterek istinaf başvurusunu esastan reddetmiştir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi ise temyiz incelemesi neticesinde;

o   RFID sisteminin işçilerin kişisel verilerini işlediğini,

o   Bu uygulamanın 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’na aykırı olabileceğini,

o   İşçilerin özel hayatının gizliliği ve insan onuruna saygı ilkelerinin ihlal edilmiş olabileceğini,

o   İşverenin yönetim hakkı ile işçilerin temel hakları arasında adil bir denge kurulması gerektiğini,

belirtmiş ancak takip cihazının çalışma yöntemi, hangi verilerin kaydedildiği, cihazın titreme sıklığı, hangi durumlarda cihazın devreye girdiği, çalışma saatleri dışında aktif olup olmadığı, çalışma saatleri dışında veya işyeri sınırları haricinde cihazı taşıma zorunluluğu bulunup bulunmadığı, cihazın aktif olduğu alanlar, elde edilen verilerin hangi yöntemle saklandığı ve kaydedildiği, tespit edilecek uygulamanın işçinin sağlığı üzerinde olumsuz bir etkiye sebebiyet verip vermediği gibi hususlar duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmeli; söz konusu kişisel verilerin işlenmesi bakımından ilgilinin açık rızasının gerekip gerekmediği değerlendirilmeli ve bundan sonra işçilerin rızasının bulunup bulunmadığı araştırılarak işçilerin rızası alınmış ise buna dair imzalanmış onay metinleri dosya kapsamına dâhil edilmeli ve tüm bu hususlar araştırıldıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmelidir gerekçesi ile kararı bozmuştur.

Sonuç:

Yargıtay, ilk derece ve bölge adliye mahkemesinin kararlarını eksik görerek bozmuştur. Bu karar, işverenlerin çalışanlarını takip etmek için kullandıkları elektronik sistemlerin hukuki sınırlarını belirlemesi açısından önem taşımaktadır.

İşverenler, işyerinde elektronik takip sistemleri kullanırken işçilerin temel hak ve özgürlüklerini gözetmek ve ölçülülük ilkesine uymak zorundadır. Gerekli olup olmadığı tartışmalı olabilecek konularda çalışanların kişisel verilerinin korunması öncelikli olacaktır.

Ancak yine de bu tip bir uygulama yapılacak ise Kişisel Verilerin Korunması Hukukunun temel kuralları dikkate alınarak çalışanlardan açık rızanın alınması ve özlük dosyalarında muhafaza edilmesi gerekmektedir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin E. 2024/1311, K. 2024/3381, T. 22.02.2024 tarihli kararının tam metnine bağlantıdan ulaşabilirsiniz

Av. Eren Evren  

Okyay | Evren  

Avukatlık & Arabuluculuk Ofisi

 www.okyayevren.com

Yorum Bırak

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir