İş Hukukunda Arabuluculuk

is-hukukunda-arabuluculuk-3Henüz çok yeni olan ve medyada yeni yeni duymaya başladığımız ancak çok da ilgi gören  “ Arabuluculuk “un İş Hukuku’nda da uygulanabilirliğinin olup olmadığı ve sürecin nasıl işleyeceği merak konusu oluyor.  Dünyanın birçok ülkesinde başarılı bir şekilde uygulanan “Arabuluculuk” kurumu, 6325 Sayılı Yasanın 22.06.2013 tarihinde yürürlüğe girmesi ile artık Türkiye’de de yasalaştı. Bu konuda eğitim alan, yazılı sınav ve mülakatta başarılı olan Türkiye’nin ilk arabulucuları birkaç ay sonra görev yapmaya başlayacaklar.  

Evet İş Hukuku’ndan kaynaklanan uyuşmazlıklar “ Arabuluculuk” yoluyla çözümlenebilir. İşçi ve işveren arasındaki kıdem, ihbar tazminatı, eğitim gideri, cezai şart, fazla çalışma ve diğer tüm hususlarda arabuluculuğa gidilebilir. Süreç nasıl işler? Arabulucu kimdir ve nasıl başvurulur? Hangi aşamada gidilir? Anlaştıktan sonra ne olur?  Ücreti kim öder, pahalı bir yöntem midir?  bu hususlarda çok ayrıntıya girmeden arabuluculuğu anlatmaya çalışacağım. 

 

Arabulucular, bağımsız ve tarafsız üçüncü kişilerdir. Arabuluculuğa başvurma tamamen ihtiyari olup, müzakere edilen konularda anlaşma zorunluluğu yoktur. Arabuluculuk en basit şekliyle, tarafların  anlaşamadıkları hususları belirterek, yargıya gitmeden çözüm bulmaya çalışmasıdır. Arabulucuya henüz dava açmadan başvurulabileceği gibi, dava devam ederken herhangi bir aşamada da başvurulabilir. Bu yöntemle işçi ve işveren anlaştıktan sonra ise mahkemeden icra edilebilirlik şerhi dediğimiz bir onay alınır. Bu anlaşma mahkeme hükmü niteliğinde olup, karşı tarafın anlaşmada belirtilen bedelleri ödememesi üzerine icraya dahi başvurulabilir. Elbette her iki tarafın da anlaştığı hususlar imzalanacağı için çoğu zaman icraya dahi gerek kalmayacaktır. 

 

is-hukukunda-arabuluculuk

Arabulucuya gitmeyi, taraflar birlikte karar verecekleri gibi ücretini de birlikte ödeyeceklerdir ancak anlaşmada arabulucunun ücreti hususunda da mutabakata varılmak suretiyle bir tarafın ödemesine karar verilebilir. Arabulucuya ödenecek ücrete gelince; kaybedilen zaman, harcanan emek ve mahkeme masraflarından çok daha cüzi olacaktır. 

 

Mahkemelerin ağır iş yükü sebebiyle, Türkiye’de yargılamanın çok uzun sürdüğü, bazen mahkeme kararlarının hem işçiyi hem de işvereni mutlu etmediği gerçektir. Mahkemelerde yazılı yargılama yöntemi uygulandığından, sözlü olarak belki de hiç kendini ifade etme imkanı bulamayan tarafların uzman bir arabulucu gözetiminde kendi istedikleri hususlarda karşı tarafla müzakere yoluyla bir anlaşmaya varması, hem daha kısa zamanda hem daha az para harcayarak hem de kendini ifade etme imkanı bularak uyuşmazlığı kesin  olarak çözüme kavuşturmasını sağlayacaktır. 

Avukat Yüksel Okyay Evren

Okyay & Evren Avukatlık Ofisi

www.okyayevren.av.tr 

 

Yorum Bırak

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir