Emeklilik Sebebiyle İşten Ayrılan İşçinin Yeniden Çalışması Kıdem Tazminatını Etkilemez

1475 Sayılı önceki İş Kanunun halen daha yürürlükte olan 14. maddesi uyarınca prim ödeme günü ve fiili hizmet süresini tamamlanması halinde emeklilik için yaş beklenmesine gerek olmadan, iş sözleşmesi emeklilik sebebiyle sonlandırılarak kıdem tazminatına hak kazanılabilir.

Yasanın ilgili maddesinin uygulanabilir olması için işçinin belli şartları yerine getirmiş olması gerekir. Kısaca bahsetmek gerekirse:

  • İşçinin işverenin yanında en az bir yıl çalışmış,
  • Yasada öngörülen hizmet ve prim ödeme günü süresini tamamlamış,

Olması halinde işçinin yaş dışında emekli olmasına ilişkin koşulları sağladığına dair Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan aldığı belgenin işverene ibrazıyla işçi emeklilik sebebiyle iş akdini sonlandırmış ve kıdem tazminatına hak kazanmış olacaktır.

İşçinin bu sebeple fesih sonrasında başka bir işyerinde çalışması halinde ise işçinin kötü niyetli olup olmadığı hususu gündeme gelmektedir.

Yargıtay’ın konuyla ilgili son tarihli kararlarında işçinin; yeniden çalışmasını gerektirecek durumların ortaya çıkabileceği, bu hakkın işçi için daha olumlu sonuçlar doğurabileceğini düşündüğü başka bir işyerinde çalışma amacı için kullanılmasının mümkün olduğu, çalışma hakkının anayasal bir hak olduğunu ve dürüstlük kurallarına aykırılık teşkil etmediği sonucuna varılarak kıdem tazminatına hak kazandığı yönünde kararlar verilmiştir.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi’nin 07.03.2019 Tarih ve 2017/4122 E. – 2019/1237 K. Sayılı kararında bu durum tartışılmış ve son tarihli Yargıtay Kararları doğrultusunda sonuca bağlanmıştır.

Karara konu olan olaylarda:

Davacı vekili, müvekkilinin 09.06.2016 tarihinde Bağcılar Sosyal Güvenlik Merkezime başvurarak hizmet süresinin 15 yıldan, prim ödeme gün sayısının ise 3600 günden fazla olduğuna dair yazı aldığını ve iş sözleşmesini 29.06.2016 tarihinde 1475 sayılı İş Kanunumun 14. Maddesinin birinci fıkrasının 5 numaralı bendi gereğince feshederek işten ayrıldığını iddia ederek kıdem tazminatının ödenmesini talep etmiştir.

Davalı vekili, davacının dava dilekçesinde belirttiğinin aksine, emekli olmak gayesinde olmadığını, davacının iradesinin istifa ederek is akdini sonlandırmak olduğunu bu nedenle kıdem tazminatı talebin haksız ve dayanaksız olduğunu, Kanun’unda her ne kadar 15 yıl sigortalılık ve 3600 prim günü şartlarını haiz işçiye kıdem tazminatının ödenmesine dair bir düzenleme içermekte ise de, yargı kararları işçiye söz konusu tazminatın ödenebilmesi için, “isçinin ayrılma anındaki ilk iradesinin yalnızca kıdem tazminatı almak olması gerektiğini ve isçinin yeniden çalışma iradesi içinde olmamasını” arandığını, yeniden çalışma yönünde bir iradenin tespiti halinde, vargı kararları uyarınca isçinin kıdem tazminatına hak kazanamayacağını, tüm bu nedenlerle davanın reddini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya bırakılmasını arz ve talep etmiştir.

Yerel mahkemece; davacının fesihten sonra başka bir işyerinde çalışmasına yasal bir engel bulunmadığı ve yeniden işe başlamış olmasının fesih iradesinin tespitinde tek başına yeterli delil oluşturmayacağı, başka bir işyerinde çalışma isteği ile akdin feshedildiği yönünde davalı iddiasını ispata elverişli somut delil bulunmadığı gerekçeleri ile Davacının kıdem tazminatı talebi kabul edilmiştir.

Karar davalı tarafından istinaf edilmiştir

Kararı inceleyen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi’nce;

Davalı vekilinin istinaf başvurusu yönünden yapılan inceleme neticesinde, davacının emeklilik talebi ile haklı nedenle iş sözleşmesinin feshettiği, bu nedenle kıdem tazminatı talep hakkı olduğu, böylelikle tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, ilk derece mahkemesinin objektif, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine, kararın dayandığı deliller, delillerin takdiri, karar gerekçesine göre istinaf başvuru nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzeni kapsamında yapılan inceleme sonucunda, yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

SONUÇ

  • Yukarıda açıklanan koşulları sağlayan işçi, emeklilik talebi ile iş akdini sonlandırması halinde kıdem tazminatına hak kazanacaktır.
  • İşçi emeklilik nedeniyle iş akdini sonlandırmış olsa da Bölge Adliye Mahkemesi’nin de kararında açıklandığı üzere; daha sonra çalışma hayatına devam etmesinde hiçbir engel bulunmamaktadır. Yeniden çalışması bir anayasal hak olup, anayasa ile güvence altına alınmıştır.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi’nin 07.03.2019 Tarih ve 2017/4122 E. – 2019/1237 K. Sayılı kararının tam metni 

 

            Okyay | Evren  

 Avukatlık & Arabuluculuk Ofisi

         www.okyayevren.com

 

Yorum Bırak

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir