İşçinin Feshinde İrade Fesadı İddiasının İspatı

Bu yazımızda da irade fesadı iddiası açılan bir davada kıdem tazminatı ödeneceği vaadi ile alınan fesih bildiriminin geçerli olup olmadığı ile ilgili Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 25.11.2019 tarih ve 2019/3478 E ve  2019/20859 K sy kararını inceliyoruz.

İş Kanunu tarafından iş sözleşmesinin taraflarca haklı ya da geçerli nedenlerle dayalı olarak feshine imkan tanınmıştır. İş sözleşmesinin haklı nedenle feshedilebilmesi için yine Kanun tarafından belirli koşullar öngörülmüştür. Bu koşullar İş Kanunu’nun 24. Ve 25. Maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddelerde yer alan koşullar arasında sayılanlardan herhangi birinin işçi bakımından gerçekleşmiş olması halinde iş sözleşmesinin feshinin ardından kıdem tazminatının ödeneceği öngörülmüştür.  Bu koşullar kapsamında sağlık sebepleri, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri ve zorlayıcı nedenlerin herhangi birinin bulunması halinde gerçekleşmiş kabul edilecek ve haklı nedenle feshin konusu yapılabilecektir. Bu koşullar dışında kalan ancak işçiye iş sözleşmesini fesih hakkı veren başka bir hal ise Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 25. Maddesinde düzenlenen sendikal nedenlerle iş sözleşmesinin sürdürülemez hale getirilmesinden kaynaklanmaktadır.  Bu madde uyarınca işverenler tarafından işçilerin bir sendikaya üye olmaları veya üye olmamaları gerekçe gösterilerek iş sözleşmesine son verilmesi yasaklanmıştır. Aksi halde sendikal nedenlerle iş sözleşmesi sona erdirilen işçi işe iade istemli dava açabileceği gibi sendikal tazminat da talep edebilecektir.

Ancak Borçlar Kanunu’nun 36.maddesine göre; Taraflardan biri, diğerinin aldatması sonucu bir sözleşme yapmışsa, yanılması esaslı olmasa bile, sözleşmeyle bağlı değildir. Hukukumuzda irade fesadı olarak adlandırılan bu kurala göre bir kişi aslında yapmayacağı bir sözleşme veya işlemi karşı tarafın aldatması sonucu yapmışsa işlem veya sözleşme ile bağlı değildir. İrade fesadı kurallarına göre kişi  aldatılmasa idi o sözleşmeyi veya işlemi yapmayacağını ispatlarsa kendisini bağlamaktan kurtulur.

Bu yazımızda da irade fesadı iddiası ile açılan bir davaya konu olan olaylarda sendikal faaliyetlerde bulunan ve iş akdini haklı sebeple fesheden işçinin iradesinin  kıdem tazminatı ödeneceği ve işsizlik maaşı alacağı vaadi ile fesada uğratıldığı iddiasının dinlenip dinlenmeyeceği hususu incelenecektir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 25.11.2019 tarih ve 2019/3478 E ve  2019/20859 K sy  kararına konu olaylarda; yoğun sendikal faaliyette bulunan işçi iş akdini haklı sebeple feshetmiştir. Ancak daha sonra işverenin kendisini kandırdığını iddia ederek işe iade davası açmıştır.

Davacının İddiaları

Davacı Vekili; Depoda sevkiyat yükleme işçisi olarak 11/12/2013 tarihinden itibaren Gebze OSB’de faaliyet gösteren … Gıda isimli iş verenin alt işvereni olarak faaliyet gösteren … Unvanlı şirkette görev yapan davacının 04/11/2015 tarihine kadar aynı iş yerinde kesintisiz olarak çalıştığını, müvekkilin iş akdinin 04/11/2015 tarihinde feshedildiğini, davalı asıl iş verenin işçilerinin büyük çoğunluğunun … Konfederasyonuna bağlı … Iş sendikasına üye olduğunu, işçilerin bu sendika haricinde başka sendikalara üye olmaları veya üye olmak için en küçük bir girişimde dahi bulunmaları halinde işten atılmalarına sebep olduğunu, alt işveren bünyesinde çalışan işçilerin ise genellikle sendikasız olarak çalıştıklarını, sendika üyesi işçilere ve sendika değiştiren işçilere baskı uygulandığını, müvekkilin sendikalı olduğunu ve sosyal paylaşım sitelerinden diğer işçilere de sendika ile ilgili paylaşımda bulunduğunda iş veren tarafından gerçek dışı beyanlarla savunmasının istenildiğini, davacının haberinin dahi olmadığı günler için fazla mesaiye kalmadığından dolayı savunmasının istendiğini, sendika üyeliği sonrasında başta müvekkil olmak üzere, amirleri tarafından diğer işçilerden fazla yük indirmeye veya yüklemeye zorladıklarını, davacının iş akdinin feshedilmesinden kısa bir süre önce iş yeri girişinde sendika tanıtım broşürleri dağıttığını, iş yeri amirleri, … iş sendikası iş yeri temsilcileri tarafından sözlü ve fiili saldırıya uğradığını, davalı vekilince sendikal faaliyetler nedeniyle iş akdinin feshedildiğini iddia edilerek, feshin geçersizliğinin tespitini, davacının işe iadesine, işe başlatmama tazminatının 8 aylık ücreti tutarında belirlenmesine, boşta geçen süreye ilişkin 4 aylık ücret alacağının ve diğer haklarının ödenmesine karar verilmesi hakkında talep mahkemeye sunulmuştur.

Davalıların İddiaları

İki davalı tarafın bulunduğu dosyaya ilişkin Davalı … ve Danışmanlık Hizmetleri A.Ş vekili cevap dilekçesinde; Davacının kendi iş akdini kendi el yazısı ile ve imzasını taşıyan 04/11/2015 tarihli davalı müvekkil şirkete sunduğu 2 ayrı dilekçeyle İş Kanununun 24/II-f bendi hükümlerine göre feshettiği, davacının kendi isteği ile işten çıktıktan sonra sendikaya üye olması sebebiyle işten çıkartıldığı iddiasının kötü niyete dayandığını, davacının sendika üye olması sebebiyle bu yönde baskı uygulandığının tamamen asılsız olduğunu, davacının iş akdi, davalı müvekkil şirket tarafından feshedilmediğinden davacının sendikal tazminat talebinin yersiz ve kabul edilemez nitelikte olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Davalı … Gıda Paz. San. ve Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde husumet itirazında bulunmuştur.

İlk Derece Mahkemesinin Kararı

İlk Derece mahkemesi’ne göre ..davacıya istifa dilekçesi kıdem tazminatı ödeneceği ve işsizlik ödeneğinden faydalanacağı, aksi halde bunlardan faydalanamayacağı baskısı ile imzalatılmıştır.; bu imzadan önce zaten davacının sözleşmesinin feshedilme kararının işverence alınmış olduğu kanaatine varılmıştır. İlk Derece Mahkemesi’nce davacının sözleşmesinin işveren tarafından feshedildiği sonucuna ulaşıldığından, davacının iş güvencesi hükümlerinden faydalanabileceği, bu bakımdan işe iade davası açabileceği, bunun yanı sıra yazılı usulüne uygun bir fesih bildirimi ve sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği iddiası da bulunmadığından feshin geçersiz olduğu, ayrıca cezaya konu eylemlerle ilgili herhangi bir tutanak yada sair belge sunulmadığı, bu tespitler, davacı tanıklarının beyanları, davacının sözleşmesinin feshi için herhangi bir başka sebep ileri sürülememiş olması karşısında davacının iddialarına üstünlük tanınarak, davacı tarafın sözleşmenin sendikal nedenlerle feshedildiğini ispatladığı kanaatine varıldığından sendikal tazminata da hükmedilmiştir.

Buna karşılık davalı vekillerince İstinafa başvurulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesi Kararı

Dosyaya sunulan belgeler ve tanık beyanlarına üyeliğin yapılan incelemede; davacının sendikaya 17/09/2015 tarihinde üye kaydı yaptırdığı ve üyeliğin 18/09/2015 tarihinde onaylandığı, davacının sendikaya üye temini için alt işverene bağlı işçiler arasında çalışma yaptığı, broşür dağıttığı hususunun davacı tanıkları tarafından bildirildiği, davacı sendika üyeliğinden sonra ağır işlerde çalıştırıldığı, çeşitli sebeplerle savunmasının alındığı yönündeki iddiada bulunmuş olup işyeri kayıtları incelendiğinde, davacı hakkında 10/08/2015 tarihli tutanak ile saat 18:30’da işten erken çıkması ile ilgili tutanak düzenlenip savunması alınmasına rağmen sendika üyeliğinden sonraki tarihte 13/10/2015’te kınama cezası verildiği, 17/09/2015 tarihinde performans eksikliği nedeniyle savunma alınmasına rağmen yine sendika üyeliğinden sonra 13/10/2015 tarihinde kınama cezası uygulandığı, ağır işlerde çalıştırılmasına ilişkin iddianın davacı tanıklarının beyanları ile doğrulandığı, davacının istifa iradesinden söz edilemeyeceği ve iş sözleşmesinin işveren tarafından ve sendikal sebeple feshedildiği gerekçesiyle davalıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Davalı vekilleri tarafından temyiz yoluna başvurulmuştur.

Yargıtay Kararı

Dosyayı inceleyen Yargıtay 9.Hukuk Dairesi’ne göre;

Somut uyuşmazlıkta, dosyaya sunulan davacı tarafa ait 04.11.2015 tarihli el yazılı ve imzalı 2 adet istifa dilekçesinin bulunduğu dilekçelerde davacının 11.12.2015 tarihinden beri çalıştığı işyerinden görev tanımında belirtilen işler dışında işler yaptırılması ve İş Kanunu’nun 24. maddesi gereği iş sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülüklerin işverence yerine getirilmemesi nedeniyle istifa etmek istediğini bildirdiği görülmektedir.

Davacı vekilinin dava dilekçesinde istifa dilekçesinden bahsetmediği, davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde ise davacının iş akdini işyerinde iş arkadaşlarıyla anlaşamaması ve ailevi sorunları bulunduğundan kendisinin el yazılı istifa dilekçesiyle feshettiğinin savunulduğu, davacı vekilince davalı vekilinin cevap dilekçesine karşı sunulan beyan dilekçesinde ise söz konusu istifa dilekçesinin müvekkiline işveren baskısı altında yazdırılıp ve imzalatıldığı, müvekkilinin söz konusu istifa dilekçesini tazminatlarını alamayacağı korkusuyla yazmak zorunda kaldığı beyan edilmiştir.

irade-fesadi-vaad

Yargılama aşamasında dinlenilen davacı tanıkları … ve …’in feshe ilişkin görgüye dayalı bilgilerinin olmadığı, davacıdan duyduklarını aktardıkları ancak davalı tanığı …’in “…… çalışanlarının sorumlusuyum, davacı bizim bölümde çalışırdı, beden işçisiydi. Daha önce işi yavaşlattığı için savunmasını almıştım, o gün iş yerine insan kaynakları müdürü gelmişti, ben durumu müdürümüze bahsettim. Müdür beyde davacıyı çağırdı, sorunun ne olduğunu sordu, davacı kendisine vaat edilen işler dışında işler yaptırıldığını söyledi. İşveren kendisine sen ne iş istersin diye sordu, ancak davacının ne dediğini hatırlayamıyorum. Konuşmanın işten ayrılışa nasıl geldiğini de net olarak hatırlayamıyorum, davacı işten ayrılması halinde ne kadar tazminat alacağını sordu, müdürümüz işten ayrılmak için dilekçe yazmasını istedi, davacı da işten ayrılış dilekçesi yazdı, imzaladı, kendisine ne kadar tazminat alacağı söylendi. Davacının olay günü İnsan Kaynakları Müdürünün geleceğinden ve sözleşmesinin feshedileceğinden haberi yoktu..” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.

Somut olayda dinlenen davacı tanıkların istifa dilekçesi yazılırken davacının yanında bulunmadıkları, görgüye dayalı bilgilerinin olmadığı ve tüm delillerle birlikte değerlendirildiğinde davacının irade fesadı iddiasını ispatlayamadığı ve davacının kendi isteği ile işten ayrılma iradesiyle hareket ettiği anlaşıldığından iş sözleşmesini fesheden davacının feshin geçersizliği ve işe iade isteminde bulunamayacağından, davanın reddine karar verilmesi gerekmiş olup önceki mahkemelerin kararı ortadan kaldırılmıştır.

Sonuç

Davacının iddia etmiş olduğu sendikal nedenler dolayısıyla kendi el yazısıyla hazırlamış olduğu fesih yazısının işleme alınması ve ardından iş sözleşmesinin sona erdirilmesine karşın iradesinin fesada uğradığı iddiasında bulunan davacı bu iddiasını ispatlayabilseydi feshin geçersizliğine davacının işe iadesine ve kendisine sendikal tazminat ödenmesine dair karar verilebilirdi. Ancak inceleme konusu olayda davacının iradesinin fesada uğratıldığı ispatlanamamıştır.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 25.11.2019 tarih ve 2019/3478 E ve  2019/20859 K sy  kararının tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.

      Stj. Av. Rabia Kurum

           Okyay | Evren

Avukatlık & Arabuluculuk Ofisi

      www.okyayevren.com

Not: Bu yazı Av. Eren Evren tarafından incelenerek yayına uygun  bulunmuştur. 

 

 

Yorum Bırak

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir