İhbar Süresi İçinde İş Arama İzninin Kullandırılmamış Olması

Fesih hakkı iş sözleşmesini derhal veya belirli bir sürenin geçmesiyle ortadan kaldırabilme yetkisi veren bozucu yenilik doğuran ve karşı tarafa yöneltilmesi gereken bir hak olup kanunen bildirimli fesih yapılması gereken hallerde iş sözleşmesini fesheden taraf bildirim sürelerine riayet etmeksizin iş akdini sonlandırır ise karşı tarafa ihbar tazminatı ödemek durumundadır.

İhbar tazminatı, belirsiz süreli iş sözleşmesini haklı bir neden olmaksızın ve usulüne uygun bildirim öneli tanımadan fesheden tarafın, karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminattır. Buna göre, öncelikle iş sözleşmesinin Kanunun 24 ve 25. maddelerinde yazılı olan nedenlere dayanmaksızın feshedilmiş olması ve 17. maddesinde belirtilen şekilde usulüne uygun olarak ihbar öneli tanınmamış olması halinde ihbar tazminatı ödenmelidir. Yine haklı fesih nedeni bulunmakla birlikte, işçi ya da işverenin 26. maddede öngörülen hak düşürücü süre geçtikten sonra fesih yoluna gitmeleri durumunda, karşı tarafa ihbar tazminatı ödeme yükümlülüğü doğar.

İşveren tarafından iş akdinin bildirimli olarak feshedilmesi halinde işçinin günde en az 2 saat yeni iş arama izni bulunmaktadır. İşçi isterse iş arama izin saatlerini birleştirerek toplu kullanabilir. Ancak iş arama iznini toplu kullanmak isteyen işçi, bunu işten ayrılacağı günden evvelki günlere rastlatmak ve bu durumu işverene bildirmek zorundadır.

Peki işçiye iş arama izninin kullandırılmaması ihbar önelini geçersiz hale getirir mi? İşçinin ihbar önelinin geçersiz hale geldiği iddiasıyla ihbar tazminatı talep etmesi haklı bir talep midir?

Bu hususa ilişkin Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 2016/16373 E. 2020/5009 K. ve 8.6.2020 tarihli kararında  bu konu tartışılmıştır.

  • İş Arama İzninin Kullandırılması ile İlgili Karara Konu Olan Olaylar

Karara konu olan olaylarda; Davacı işveren davalının iş sözleşmesinin 31/08/2014 tarihinde sona ereceğini 01/07/2014 tarihinde bildirmiş olup, davacının kıdemine göre 8 haftalık ihbar süresine tabi olduğu, işverenin bildirim süresine uyduğu Yargıtay’ın kararında tespit edilmiştir.

Ancak Davalı işçi davalı işveren aleyhine icra takibi başlatmış, işverence tebligattan haberdar olunmadığı için takibe itiraz edilmemiş ve takip kesinleşmiş ve haciz tehdidi sebebi ile işverence ihtirazi kayıt ile ödeme yapılmış ve incelemeye konu istirdat davası açılmıştır.

  • Davacı İşverenin  İddiaları

Davacı vekili; davalının müvekkil şirkette 23.09.2010-31.08.2014 arası çalıştığını, işten çıkartılacağının kendisine 2 ay önce ihbar edildiğini, 2 ay sonra çıkışının yapıldığını, tüm haklarının ödendiğini, süresinde ihbar bildirimi yapıldığından ihbar tazminatı yükümlülüğü olmadığını iddia ederek, davalıya borçlu olmadıklarının tespiti ile ödenen 13.724,12 TL’nın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

  • Davalı İşçinin İş Arama İzninin Kullandırılmaması İle İlgili Savunmaları

Davalı vekili; söz konusu fesih bildiriminin baskı altında davalı müvekkiline imzalatıldığını, haksız olarak işten çıkartıldığı 31.08.2014 tarihine kadar ücretinin gerçeğinden eksik beyan edildiğini, davacının ücretinin 4500 TL net, 7342 TL brüt olduğunu, fesih bildiriminin 29.08.2014 tarihinde verilip imzalatıldığını ancak 01.07.2014 tarihli gibi imzalatıldığını, esasından bildirimsiz fesih yapıldığını, ihbar süresinin kullanıldığına dair belge sunulmadığını, şirket giriş çıkış kayıtlarından ve elektronik yazışmalardan davacının söz konusu tarihlerde günlük 2 saat iş arama izninin kullandırılmadığının anlaşılacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

  • Yerel Mahkeme Kararının Özeti

Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Yerel Mahkemen’in Hükmüne dayanak bilirkişi raporunun inceleme bölümü 4 . bölümünde ” Dosyada fesih bildirim tarihinden itibaren günlük 2 saat iş arama izni veya toplu olarak ( 15 gün ) izin kullandırıldığına dair davacı imzalı veya başkaca yazılı bir delil bulunmamaktadır. Fesih bildiriminin süresinde yapılması yerinde olmayıp yasadan kaynaklanan iş arama izin süresinin kullandırıldığını yöntemine uygun delil ile ispat edilmemiştir. “ şeklinde ki kabul üzerinden davalının ihbar tazminat alacağına hak kazandığı bildirilmiş ve hesaplama yapılmıştır.

  • Yargıtay 9.Hukuk Dairesi’nin Kararı

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Davacı işveren fesih yazısında bildirilen süre içinde davacıya yeni iş arama izninin kullandırıldığını savunmuştur.

Mahkemece ihbar tazminatı alacağı hakkında yapılan takipte fazla ödenen miktarın istirdadına karar verilmiştir.

Davacının bildirim süresi içinde yeni iş arama izninin kullandırılmamasının tanınan ihbar önelini etkisiz kılmayacağı, önel içinde iş arama izninin verilmemesinin İş Kanunu’nun 27. maddesinde de ayrıca yaptırıma bağlandığı dikkate alındığında, davacının ihbar tazminatı talebinin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ

İşçiye bildirim süresi içinde yeni iş arama izninin kullandırılmamış olması, tanınan ihbar önelini geçersiz hale getirmez.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 2016/16373 E. 2020/5009 K. ve 8.6.2020 tarihli kararının tam metnine buradan ulaşabilirsiniz

      Av. Burçak Kandemir

            Okyay | Evren  

 Avukatlık & Arabuluculuk Ofisi

         www.okyayevren.com

 

 

Yorum Bırak

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir