Spor Antrenörü Sözleşmeleri Belirsiz Süreli Olarak Kabul Edilmiştir

sporcu-antrenor-sozlesmeleri-belirsiz-sureli

Bu yazımızda futbol kulüplerinde görev yapan sporcu antrenörlerinin sözleşmelerinin iş kanunu kapsamında belirsiz süreli olarak kabul edileceğini içtihat eden Yargıtay 9.Hukuk Dairesi’nin 29.06.2020 tarihli ve 2017/16506 E  2020/6610 K. Sayılı kararını inceliyoruz.

Sözleşme yapma özgürlüğü, Anayasanın 48. Maddesi kapsamında çalışma özgürlüğü ile birlikte hüküm altına alınmış ve herkesin çalışma ve sözleşme yapma özgürlüğüne sahip olduğu kabul edilmiştir. Sözleşme yapma özgürlüğü, taraflara herhangi bir sözleşmeyi yapma zorunluluğunda olmama, sözleşmenin başta tarafları, içeriği, kapsamı da dahi olmak üzere herhangi bir bölümünü diledikleri şekilde kararlaştırma hakkı tanımaktadır.  Taraflar, işbu Anayasal hak temelinde dilediği sözleşmeyi yapabilecek, yükümlülük ya da borç altına girebilecektir.

Kanun koyucunun Anayasal sözleşme yapma özgürlüğünü kısıtlamaya yönelik düzenlemelerin yansımasını 4857 s. İş Kanunu’nun 11. Maddesi ile görebilmekteyiz.

İş sözleşmelerinin “belirsiz süreli” olarak akdedilmesi esasken, belirli süreli sözleşmeler istisnai olarak  kabul edilmektedir. Bu sebeple 4857 s. İş Kanunu’nun 11. Maddesi ile, “belirli süreli işlerin görülmesi” veya “belirli bir işin tamamlanması ya da belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak” belirli süreli iş sözleşmesinin akdedilebileceği kabul edilmiştir.

Dolayısıyla, iş sözleşmesinin tarafları ancak,

  1. Belirli süreyle yapılması öngörülen işlerle ilgili olarak veya,
  2. Belli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi “objektif koşul”un varlığı halinde, iş sözleşmesini belirli bir süre ile sınırlandırabilecektir.

Bu çerçevede belirli süreli iş sözleşmelerinin akdedilmesi için objektif koşullara şu şekilde örnek vermek gerekebilir;

  1. iş gücüne duyulan ihtiyacın geçici olması,
  2. işçi ile ilgili nedenlerden dolayı iş sözleşmesinin belirli süreli yapılması ihtiyacının bulunması,
  3. işçinin, belirli süreli istihdam ayrılmış ve buna göre istihdamın mümkün olduğu bütçe fonlarından ücretlendirilmesi,
  4. belirli süreli iş sözleşmesinin mahkeme huzurunda yapılan bir dostane çözüme (sulh anlaşmasına) istinaden yapılması,
  5. işçinin (hastalık, hamilelik, askerlik vb nedenler dolayısıyla) bir başka işçinin yerine işe alınması.

Bu çerçevede söz konusu şartları sağlamayan belirli süreli iş sözleşmeleri baştan itibaren belirsiz süreli olarak kabul edilecektir.

Bir sözleşmenin belirli süreli olup olmaması, sözleşmenin sona ermesine bağlı sonuçları değiştirmektedir. Örneğin belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışanların işe iade davası açma hakları olmadığı gibi süresi sona erdiği için biten sözleşme sebebi ile ihbar tazminatı hakkı da bulunmayacaktır. Ancak sözleşmenin süresinden önce haklı bir sebebe dayanmaksızın iş akdini fesheden işverenin de sözleşmenin süresi boyunca işçinin hakkettiği ücreti ödemesi gerekir.

Bu sebeple belirli süreli sözleşmelere istisna olarak bakılmaktadır.

Profesyonel Sporcular ve Antrenörleri Belirli Süreli İş Sözleşmesi Akdedebilirler mi?

Profesyonel oyuncular ve yazımız özelinde futbol oyuncuları 4857 s. İş Kanunu kapsamında olmayıp akdedecekleri sözleşmelerin 6098 s. Türk Borçlar Kanunu’nun “Hizmet Sözleşmesi” çerçevesinde incelenmesi gerekmektedir. Ancak ifade etmemiz gerekir ki, profesyonel spor kulüplerinde 4857 s. İş Kanunu dışında tutulanlar sadece profesyonel sporculardır. Profesyonel sporcular haricindeki kimseler ile akdedilecek iş sözleşmelerinin 4857 s. İş Kanunu kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.

antrenor-sozlesme-iki

Profesyonel spor kulüplerinde çalışan sporcular 4857 s. İş Kanunu kapsamına girmemekle birlikte, kendileriyle yapılacak olan iş sözleşmesinin belirli süreli yapılmasında özellikle sezonların uzunluğu, kulüplerin stratejileri doğrultusunda oyuncu kadrosunda değişiklik yapma ihtiyacı gibi etkenler, “objektif koşul”un gerekliliği koşulunu yerine getirebilmektedir.

Ancak, yukarıda ifade ettiğimiz gibi profesyonel sporcular haricinde spor kulübüne bağlı olarak çalışan diğer kimseler için sporcular için geçerli kabul edilen objektif koşullar esas alınamayacaktır.

İncelememize konu Yargıtay Kararı’nda da izah edildiği gibi sporcu antrenörlerinin genel anlamda iş tanımının kulüp dahilinde bulunan sporcuların gelişimini takip etmek, gerçekleştirilecek müsabakalara hazırlamak olduğundan dolayısıyla esas olarak sezona ya da belirli bir hedefe bağlı olarak çalışma yapılamayacağından belirli süreli iş sözleşmesinin yapılması bu kapsamda olanaksızdır.

Nitekim, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 29.06.2020 tarihli ve 2017/16506 E  2020/6610 K. Sayılı kararı ile de bu durum ayrıntılı şekilde izah edilmiştir.

İnceleme konusu karara konu olan olaylarda;

Davacının İddiaları:

Davacı vekili, müvekkili antrenör ile davalı … arasında 12/07/2013 başlangıç ve 31/05/2014 bitiş tarihli teknik adam sözleşmesi imzalandığını, davalı … kulübünün akdetmiş oldukları sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini bildirdiği haksız fesih nedeniyle elde etmesi gereken 16.800 TL’den mahrum kaldığını, uğranılan zararlardan ve mahrum kalınan gelirlerden ödenmeyen net 31.2000 TL alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.

Davalının Savunması:

Davalı vekili, mahkemelerinin görevli olmadığını, sporcuların iş kanun kapsamında olmadığını belirtildiğini, husumet itirazında bulunduklarını, davacının hiçbir haber vermeden görevinden ayrıldığını, hiçbir alacağı olmadığını davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı:

Mahkemece, dosya kapsamına göre davacının takımı iyi duruma getirdiği, sözleşmesinin feshinin haklı sebebe dayanmadığı, bu sebeple bakiye süre ücretinin istenebileceği, bakiye süre ücretinin bir nevi tazminat olduğu, davacı bakiye dönemde herhangi bir yer çalışmamışsa da fiilen çalışmayarak ya da çalışabileceği halde bundan kaçınarak tasarruf yapmış bulunduğu, bakiye süre ücretinden % 30 oranında hakkaniyet indiriminin yapılmasının yerinde olacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin Kararı:

Yargıtay’a göre; uyuşmazlık taraflar arasındaki ilişkinin belirli süreli iş sözleşmesinin unsurlarını taşıyıp taşımadığı noktasında toplanmaktadır.

antrenor-sozlesme

Yargıtay 9.Hukuk Dairesi tarafından

Somut uyuşmazlıkta, davacı işçi davalı … kulübünde kaleci antrenörü olup yapılan işin niteliği itibari ile taraflar arasında belirli süreli iş akdi yapılması için İş Kanunu’nun 11. maddesinde aranan unsurların bulunmadığı tespit edilmiştir.

Sözleşme başından beri belirsiz süreli olarak kabul edildiği için, bakiye süre ücreti talebinin reddi gerekir iken kabulü de hatalıdır. 

SONUÇ

  • Profesyonel sporcular İş Kanunu kapsamında olmamakla birlikte bir spor külünde çalışan profesyonel sporcular dışındaki tüm çalışanlar, antrenörler de dahil iş kanunu kapsamındadır. 
  • Antrenörler ile yapılan iş sözleşmeleri belirsiz süreli olarak kabul edilmektedir.

Yazar Notu

Her ne kadar, anılan karar ile profesyonel sporcu antrenörlerinin iş sözleşmelerinin, profesyonel sporcularda olduğu gibi belirli süreli olarak yapılaması için esas olarak objektif koşulların varlığının gerekliliği sağlanamadığından ve istisnai herhangi bir durumun da olmaması nedeniyle, belirli süreli olarak akdedilemeyeceği kabul edilmiştir.

Bununla birlikte işbu karar, buradaki linkten ulaşabileceğiniz yazımız ile birlikte ele aldığımız Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin 9.7.2020 tarihli ve E. 2017/34697 K. 2020/9344 sayılı kararında objektif şartlar bulunmadığı halde belirli süreli yapılmış iş sözleşmesinin belirsiz süreli olduğunun işveren tarafından ileri sürülmesinin TMK’nın 2. maddesi uyarınca hakkın kötüye kullanımını teşkil ettiği ve bu sebeple İş Kanunu’nun 11. maddesine dayanarak sözleşmenin belirsiz süreli olduğunu ileri sürme hakkının sadece işçiye ait olduğu yönündeki Yüksek Mahkeme kararına açıkça aykırı olduğu değerlendirilebilir.

Ancak, yukarıda ele aldığımız Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin Kararı ile davalı tarafından “objektif şartlar bulunmadığı halde belirli süreli yapılmış iş sözleşmesinin belirsiz süreli olduğu” savunması yapılmadığı, mahkemenin bu hususu resen değerlendirdiği anlaşılmaktadır.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 29.06.2020 tarihli ve 2017/16506 E  2020/6610 K. Sayılı kararının tam metnine bağlantıdan ulaşabilirsiniz.

           Av. Murat Yalçın

            Okyay | Evren  

 Avukatlık & Arabuluculuk Ofisi

         www.okyayevren.com

Yorum Bırak

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir