Rakip Firmaya Bilgi Sızdırma ve Şüphe Feshi

İşçi ile işveren arasındaki sözleşmesel ilişkinin diğer sözleşmesel ilişkilerden en önemli farklarından bir taraflar arasındaki sadakat ve özen borcudur. İşçinin sadakat ve özen borcu gereğince işverenin güvenini sarsacak ve zarara uğramasına neden olacak davranışlarda bulunmaması gerekmektedir. Ancak kimi zaman bazı çalışanların kasden veya kötüniyet taşımaksızın işvereninin ticari sırlarını ve gizli bilgilerini rakip firmalara sızdırması gibi haksız fiilleri gerçekleştirdikleri görülebilmektedir.

İşbu haksız fiilin ağırlığı ve niteliği gereğince çok gizli bir şekilde yürütülmesi söz konusu olduğundan işverenler çoğu zaman böylesi bir durumdan şüphelense dahi eylemin varlığını ortaya çıkarak kesin bir delil bulunmakta zorlanmaktadırlar. Kesin bir delil bulamayan ancak eylemin varlığından yoğun bir şekilde şüphelenen işverenler çoğunlukla “şüphe feshi”nden yararlanarak ilgili çalışanın iş akdini kıdem ve ihbar tazminatını ödeyerek geçerli nedenle feshetme yoluna gitmektedirler.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi de 22.04.2019 tarihli, 2019/205 E., 2019/9469 K. sayılı benzer konulu bir uyuşmazlıkta işverenin elinde işçinin rakip firmalara bilgi sızdırdığına ilişkin kesin bir delil olmamakla birlikte eğer işverenin şüphelerini haklı gösterebilecek yan deliller bulunması halinde işverenin “şüphe feshi”nden yararlanarak işçinin iş akdini geçerli nedenle feshedebileceğine hükmetmiştir. İlgili kararda;

  • Uyuşmazlık Konusu Olayın Özeti

Somut uyuşmazlıkta, davacının iş akdi davalı işverence 15/05/2015 tarihinde “Görevinizin gereklerini yerine getirmemeniz nedeni ile şirketimiz içinde çeşitli kişilerden hakkınızda yapılan şikayetlerde olumsuz davranışlarınızın iş akışını bozduğunu ve çalışma arkadaşlarınızın iş yükünü artırdığını ortaya koymaktadır.

Diğer yandan şikayet konusu olaylar görev ve sorumluluklarınızı ısrarla yapmaktan kaçındığınızı, ekibinizin yöntemi konusunda açıkça zafiyet gösterdiğinizi ortaya koymaktadır.

rakibe-bilgi-sizdirma-iki

Bununla birlikte şirketimizden ayrılarak rakip bir şirkette çalışmaya başlayan eski iş arkadaşlarınızla olan samimiyetiniz ve bu şirketin anlaşmak üzere olduğumuz firmalara geç saatlerde karşı taraf için daha avantajlı teklifler götürerek anlaşmaları tarafınızca bilgi sızdırıldığı şüphesini ortaya çıkartmıştır. Ayrıca bu şikayetler samimi olduğunuz bayilere de bilgi sızdırdığınız şüphesini uyandırmıştır. Tarafınızca bilgisayarınızda bulunan şirketimize ait bir çok rapor ve bilgiyi şahsınıza ait harici belleğe kopyalamanızda ayrıca zaafınıza duyulan güveni sarsmıştır. Hakkınızda yapılan bayi şikayetleri ise görevinizin gereklerini yerine getirmediğiniz ve bu nedenle şirketimizin bayiler karşısındaki imajını zedelediğini ve maddi açıdan da müşteri kaybetme riskini soktuğunu ispat etmektedir…” gerekçeleriyle haklı nedenle feshedilmiştir.

  • Davacının İddiaları ve Talepleri

Davacı vekili, müvekkilinin iş akdinin geçerli bir sebep olmadan savunması alınmadan, şirketten ayrılarak rakip firmalardaki şirketlerde çalışmaya başlayan eski iş arkadaşları ile olan samimiyetine, rakip firmalara bilgi sızdırdığı şüphesi üzerine işveren tarafından feshedilerek sona erdirilmiş denmesine karşılık hiçbir hukuki gerekçe belirtilmediği ve akdinin keyfi olarak feshedildiğini iddia ederek; davacının iş akdinin feshinin geçersizliğinin tespitine, davacının işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.

  • Davalı Cevabının Özeti

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının şirket sırlarını rakip firmalara paylaştığı yönünde ciddi şüphelerin olduğunu, rakip firmalarla olan samimi ilişkileri ve … Toki işinde sipariş alma noktasına gelindiğinde adı hiç duyulmamış bir firmanın müvekkil şirketten daha uygun bir teklif vermesi üzerine davacının suskun kalarak konuyu üst yönetime dahi iletmemesinin müvekkil şirkette kuşku uyandırması üzerine müvekkilinin kendi ticari ve iktisadi sırlarını ifşa etmekten çekinmeyen bir yönetici ile çalışmasını beklenmesinin hakkaniyet ve iyi niyet kuralları ile örtüşmesinin mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

  • İlk Derece Mahkemesi Kararı

İlk Derece Mahkemesince, yazılı fesih gerekçelerinin açık ve kesin olmadığı, varsayımlara dayalı ve soyut beyanlarla kaldığı, olayların gerçekleştiği tarihlerin açıkça belirtilmediği, bu nedenle hak düşürücü süre yönünden denetime elverişli olmadığı, davacının bilgisayarına yedeklemesi ve eski çalışan bir kişi ile samimiyetinin davalı şirket açısından somut ve denetime elverişli ne gibi bir zarar doğurduğunun ispatlanamadığı,  dinlenen tanıklardan … ve …’in davalı işyerinde bilgisayardan yedekleme yapma yetkisinin müdürlerin olduğunu, ayrıca davalı tanığı Halil’in de istediklerinde böyle bir bilgiyi CD’ye veya USB’ye aktarabilme imkanlarının olduğu şeklindeki beyanları karşısında iş akdinin geçerli sebeple fesih edildiğinin ispat yükümlülüğü kendisinde olan davalı tarafından bu yükümlülüğün yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

  • Bölge Adliye Mahkemesi Kararı

Bölge Adliye Mahkemesince; “davalı şirket bünyesinde 11 yıla yakın hizmet dönemi bulunan davacıya yönelik düzenlenen fesih ihbarnamesinin, varsayımlara dayalı soyut beyanlar içerdiği, olayların somut olmadığı, tarih ve oluşun denetime açık olarak belirlenmediği, davacının ayrıntılı savunma dilekçesi verdiği, somutlaştırarak her bir iddia yönünden savunmasını bildirdiği, tüm tanık beyanlarından davacının iş akdinin feshinin … TOKİ ihalesinden sonra vuku bulduğu, tanık beyanlarından davacının TOKİ ihalesinden 4 ay sonra işten çıkartıldığı, bu 4 aylık süreçte birçok çalışmanın ve bu çalışmaya ilişkin elektronik postaların dosyada mevcut olduğu, davacının uzun hizmet dönemi içerisinde herhangi bir yazılı ihtara maruz kalmadığı, Toplu Konut İdaresinin … TOKİ ihalesi olayını teyit etmediği, davacının hizmet döneminin uzunluğu, yaptığı işin niteliği ve savunma içeriğinin feshin son çare olma ilkesi de gözetilerek feshin incelemeye tabi tutulmasının gerektiği, ancak iş akdinin feshinin son çare olması ilkesinin gözetilmediği hususları birlikte değerlendirildiğinde” davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararına karşı davalı vekili tarafından temyiz talebinde bulunulmuştur.

  • Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin Gerekçesi

rakibe-bilgi-sizdirma

Dosyayı inceleyen Yargıtay 9.Hukuk Dairesi’nin dosya içerisindeki delilleri şu şekilde değerlendirmiştir;

  • Yargılama sırasında dinlenen davalı tanıklarından … “Firmamızın …’da bir iş dolayısı ile görüşmeleri vardı. Ertesi gün tam iş bitecekken ondan bir gün önce saat 21.30 sularında rakip firma tarafında o görüştüğümüz firma arasında bir görüşme olmuş ve o firma teklif sunmuş, bizimle anlaşmadan vazgeçerek çok daha düşük fiyat veren rakip firmaya iş verilmiştir. Bu durumu davacıya ilettiğimde yine umursamaz tavırlar sergiledi. Bende genel müdürlüğe ilettim. Bu olay ile davacının işten ayrılışı arasında yaklaşık 4 ay geçmişti. Davacı sonradan bu işi alan rakip firmaya geçerek orda çalışmaya başlamıştır
  • Diğer davalı tanığı … ise Müdürler bazında davalı işyerine ait bilgileri usb ye aktarılması yasaktır. Ancak ellerindeki imkanla istediklerinde böyle bir bilgiyi cd ye veya USB ye aktarabilme imkanı vardır. … store projesi bayilerimizin mağazalarının konsept mağaza haline çevrilmesi projesidir. Davacının burada görevi tabiri ile bayilerle sözleşme koşullarını oluşturması gerekirdi. Ancak davacının alt kadrosundan edindiğim bilgiye göre davacı burada görev ve sorumluluklarını yerine getirmemiştir şeklinde beyanda bulunmuştur.
  • Dosyaya davacı hakkında birçok şikayet dilekçesi sunulduğu, … isimli çalışan tarafından sunulan 07.05.2015 tarihli dilekçede satış rakamlarının herkes tarafından bilinmemesi gerektiği halde ilgili ilgisiz herkese gönderildiği,
  • Toki ihalesinde bayi üzerinden ihaleye satış teklifi verildiği, her konuda anlaşma sağlandığı ancak sipariş alınacağı anda firmanın vazgeçtiği, … firmasından bir yetkilinin akşam 21.30 gibi teklif verdiği ve ihaleyi onların kazandığı, bu durumu davacıya ilettiği halde davacının umursamayarak üst yönetime bilgi vermediği, firmayla görüşüldüğünde … in daha düşük teklif verdiği ve firmanın kimseyi aramadığı bu durumun dışarıya bilgi sızdırıldığı şüphesini uyandırdığı,
  • Ürün müdürü … ise şikayet dilekçesinde … TOKİ projesinde kombi verileceğini proje satış müdürünün yanlışlıkla bunu rapora işlediğini, davacının bundan sonra hemen … Hanımdan verilen fiyat ve kimle görüşüldüğüyle ilgili bilgi istediği, bu zamana kadar böyle ilgilenmediğini … hanım bilgi vermeyince ihaleyi kendilerinin aldığını, …’de bayilik alımı işlemleri sırasında davacının …’de görüşmeye gittikten sonra …’in gidip burayı kendi bayileri yaptığını,
  • Dosyaya sunulan diğer mail yazışmalarında ise davacının toplantılara katılmadığı, bayilerle gerekli iletişimi kuramadığı, rakip bayi ziyaretlerini raporlamadığı gibi sebeplerle davacı hakkında şikayetler bulunduğu görülmektedir.

Yargıtay’a göre tüm bu delillerin değerlendirilmesi sonucunda;

Davacının bayilik ve ihale için görüşme yaptığı firmalarla tam sipariş alınacakken davalı işyerinden ayrılan çalışanların bulunduğu rakip … firmasının son anda daha yüksek teklif vererek ihaleleri alması ve davacının daha önce ilgilenmediği halde bazı ihaleler için ayrıntılı bilgi talep etmesi, toplantılara katılmamasının davalı işverende makul bir şüpheye neden olduğu ve şirkete ait bilgileri kişisel bilgisayarına aktarması, bayileriyle yeterli iletişim sağlayamaması gibi şikayetler ve mail yazışmaları gözetildiğinde davacının eylemleriyle işyerinde olumsuzluğa neden olduğu, taraflar arasındaki güven ilişkisinin sarsıldığı artık işverenin davacı ile çalışmaya devam etmesinin kendisinden beklenemeyeceği anlaşıldığından davacının iş sözleşmesinin feshi haklı neden ağırlığında olmasa da geçerli nedene dayanmakta olduğu tespit edilmiş ve mahkemece davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi hatalı olduğu gerekçesi ile karar bozulmuştur.

SONUÇ

  • İşçinin rakip firmaya bilgi sızdırmasına ilişkin işverenin elinde kesin bir delil olmasa dahi işverenin şüphe etmesinin makul olduğunu gösterir yan delillerin varlığı halinde işçinin iş akdi geçerli nedenle feshedilebilecektir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi de 22.04.2019 tarihli, 2019/205 E., 2019/9469 K. sayılı kararının tam metnine buradan ulaşabilirsiniz

       Av. Burçak Kandemir

            Okyay | Evren  

 Avukatlık & Arabuluculuk Ofisi

         www.okyayevren.com

Yorum Bırak

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir