Kat Malikleri ile Apartman veya Site Görevlileri Arasındaki İşveren İlişkisi

Bu yazımızda Kat Malikleri ile apartman veya site görevlileri arasında bir işveren ilişkisi olup olmadığı konusundaki Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin Şubat 2020 tarihli kararı incelenecektir.

4857 sayılı İş Kanunu’nun “Tanımlar” başlıklı 2/1. maddesi:’ne göre “Bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişiye işçi, işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiye yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlara işveren, işçi ile işveren arasında kurulan ilişkiye iş ilişkisi denir. İşveren tarafından mal veya hizmet üretmek amacıyla maddî olan ve olmayan unsurlar ile işçinin birlikte örgütlendiği birime işyeri denir.”

ifadelerini içermektedir.

Bu bağlamda işveren, işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiye yahut tüzel kişiliği bulunmayan kurum ve kuruluşlara denmektedir. Anlaşılacağı üzere işveren sıfatının olması için işçi çalıştırma koşulu gerekmektedir. İşçi ile işveren arasında bir iş ilişkisi bulunmaktadır. Peki Kat Malikleri de işveren olarak kabul edilmekte midir?

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 17.02.2020 tarihli 2016/13731 Esas ve 2020/2358 Karar sayılı kararına konu somut olayda bu soruya cevap verilmektedir. Karara konu olan olaylarda;

Davacı vekili tarafından:

  • Davacının, davalı işyerinde 15/09/2006 tarihinde kaloriferci, konut kapıcısı ve bahçıvan olarak çalışmaya başladığı, 17/03/2012 tarihinde iş akdine haksız olarak son verildiğini iddia ederek diğer alacaklarının yanısıra kıdem ve ihbar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili ise:

  • Davacının talep etmiş olduğu alacakların 2006 yılına ait olan kısmının zamanaşımına uğradığını, davacının iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.

Yerel Mahkeme, yapılan yargılama sonunda, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nce

“Davalı işveren tarafından feshe konu edilen eylemle aynı zamanda şikayete konu edilmiş olup davacı işçi hakkında ceza davası açıldığı ve yapılan yargılama sonucunda… Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2012/168 Esas 2013/156 Karar sayılı dosyasında davacı işçinin çalıştığı sitedeki kat maliklerinden …’ e yönelik eylemlerinden dolayı hakkında ceza verilip hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği tespit edilmiştir.

yargitay

Yargıtay 9.Hukuk Dairesi’ne göre;

 Somut olayda davacı işçinin çalıştığı sitedeki kat maliklerinden …’ e yönelik eylemi nedeniyle ceza yargılaması neticesinde, davacı hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ise de davacının kabul ettiği eyleminin ( kat maliklerinin aynı zamanda davacının işvereni konumunda kabul edilmesi gerektiğinden ) işverene karşı sataşma olarak kabulüyle 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 25/2 d maddesi uyarınca haklı fesih sayılarak kıdem tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken mahkemece gerekçesiz olarak kıdem tazminatı talebinin kabulüne karar verilmesi hatalıdır. (…)

Sonuç olarak;

  • Kat malikleri konut çalışanı işçilerin işvereni olarak nitelendirilmektedir.
  • Kapıcı tarafından kat maliklerine yönelik gerçekleşen bir davranış, işverene karşı yapılmış bir davranış olarak kabul edilecektir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 17.02.2020 tarihli 2016/13731 Esas ve 2020/2358 Karar sayılı kararına buradan ulaşabilirsiniz

       Stj. Av. Can Hakan

           Okyay | Evren

Avukatlık & Arabuluculuk Ofisi

      www.okyayevren.com

Not: Bu yazı Av. Eren Evren tarafından incelenerek yayına uygun  bulunmuştur. 

Yorum Bırak

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir