Aile Üyelerinden Birisine Bakmak İçin İşten Ayrılmak Haklı Fesih Sebebi midir ?

4857 sayılı İş Kanunu’nun 24. maddesi hükmünde işçinin haklı nedenle derhal fesih hakkına ilişkin düzenlemeler mevcuttur. Madde hükmünde sağlık sebepleri; ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan haller ve benzer durumlar ya da zorlayıcı birtakım sebepler söz konusu olduğunda işçinin iş sözleşmesini süresinin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin haklı nedenle derhal feshedebileceği belirtilmiştir.

Haklı nedenle fesih sebepleri Kanun Koyucu tarafından genel tanımlamalarla değerlendirilmekte olup spesifik durumlarla sınırlandırılmamıştır. Ancak, genel tanımlamalar da Kanun’da haklı nedenle fesih koşullarının oluşması kriterlerini göstermektedir.

Anlaşılacağı üzere İş Kanunu’nda haklı nedenle fesih sebepleri belirtilmektedir. Peki işçinin babasına bakmak için iş sözleşmesini sona erdirmesi işçinin haklı nedenle fesih koşulları hükümlerine tabi midir?

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 27.02.2020 tarihli, 2017/24376 E. ve 2020/3254 K. sayılı kararı incelendiği takdirde konuya ilişkin cevaplar alınabilir.

Karara konu somut uyuşmazlıkta, davacı vekili, davacı işçinin 17.08.2005 – 01.12.2011 ile 01.05.2012 – 01.07.2012 tarihleri arasında davalı taraf olan Şirket’te işçi  olarak çalıştığını, ilk dönem çalışmasının emeklilik ile sonuçlandığını, ikinci dönem çalışmasının ise, işveren tarafından maaşının düşürülmesi nedeni ile geçerli ve haklı olarak kendisi tarafından sonlandırıldığını ileri sürerek kıdem tazminatı alacağını talep etmiştir.

Söz konusu isteme karşılık olarak Davalı taraf vekili; davayı kabul etmediklerini ifade etmiş, davacı işçinin ilk dönem çalışmasının emeklilikle sonuçlandığını, ikinci dönem çalışmasının ise davacı işçinin istifası ile sonuçlandığını, davacıya kıdem tazminatı ödemesinin yapıldığını, davacının davasının geçerli bir hukuki nedene dayanmadığını, iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.

Yerel Mahkemece dosya incelemesi yapılmış olup toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre,

  • Davacının davalı şirkette 17.08.2005 – 01.12.2011 ile 01.05.2012 – 01.07.2012 tarihleri arasında çalıştığı,
  • Davacının işten ayrıldıktan sonra çalışmış olduğu dönemlerle ilgili olarak kıdem tazminatı talebi ile dava açtığı,
  • Yargılama sırasında tanıkların dinlendiği, davacının işyeri dosyası ile SGK dosyasının getirildiği, dava konusu alacaklarla ilgili olarak bilirkişiden rapor aldırıldığı,
  • Davacının davalıya ait işyerinde 17.08.2005 tarihinde çalışmaya başladığı, 30.05.2011 tarihinde emekli olduğu, ancak emekli olduktan sonra 01.12.2011 tarihine kadar çalışmaya devam ettiği, 01.12.2011 tarihinde işten ayrıldığı, daha sonra 01.05.2012 tarihinde yeniden davalı işyerinde tekrar çalışmaya başladığı ve 01.07.2012 tarihine kadar çalıştığı

tespitleri yapılmıştır. Ayrıca,

  • Davacı vekilince 01.12.2011 itibariyle davacının ücretinin net 1.050,00 TL olduğunu iddia ettiği göz önünde bulundurulmuş ve davacı tanığı A.B. ve M.K. alınan maaşların tespiti hususlarında dinlenmiştir.
  • Davacının unvanı, fiilen yaptığı iş ve emsal ücret miktarı birlikte değerlendirildiğinde davacının en son brüt maaşının 1.466,69 TL olarak kabul edildiği ifade edilmiş,
  • Davacı işçinin davalıya ait işyerinde; 17.08.2005 tarihinde çalışmaya başladığı, 30.05.2011 tarihinde emekli olduğu, ancak emekli olduktan sonra 01.12.2011 tarihine kadar çalışmaya devam ettiği, 01.12.2011 tarihinde babasının ameliyat olması ve bakıma muhtaç olması sebebiyle işten ayrıldığı, daha sonra 01.05.2012 tarihinde işe döndüğünü ve 01.07.2012 tarihine çalıştığı iddiaları göz önünde bulundurulmuştur.
  • Davacı vekilince davacı işçinin 01.12.2011 tarihine kadar net 1.050,00 TL ücret aldığı, 01.05.2012 tarihinde işe başladığında ücretinin 1.000,00 TL’ye düşürüldüğü, iş sözleşmesinin davacı tarafından bu nedenle feshedildiği, davacıya emekli olduğu döneme kadar olan hizmet süresine ilişkin tazminatın ödenmediği iddia edilmiştir.
  • Davalı vekili davacının birinci dönem çalışmasının emeklilik nedeniyle sona erdiğini ve bu döneme ilişkin olarak davacıya net 4.284,69 TL kıdem tazminatı ödemesi yapıldığını, ikinci dönem çalışmasının ise davacının istifası nedeni ile sona erdiğini, davacının istifaya bağlı olarak kıdem tazminatına hak kazanmayacağını savunmuştur.

Yerel Mahkemece, davalıya ait hesap hareketleri incelendiğinde davacının ücretlerinin ve kıdem tazminatı tahakkukunun yapıldığı 2011 Mayıs ayına ait maaşın banka hesabına yatırıldığı, ancak kıdem tazminatının ödenmediği, sözleşmenin davacı tarafından ücretinde eksilme yapılması nedeni ile haklı sebeple feshedildiği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar vermek gerektiği sonucuna varılmış ve davanın kabulüne karar verilmiştir.İlgili yerel mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Yerel Mahkeme kararına ilişkin Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 2017/24376 E. ve 2020/3254 K. sayılı kararında somut olay incelemesi yapılmış; davacı işçinin çalışma süreleri değerlendirilmiştir. Karar’da:

Dava dilekçesindeki ifadeler değerlendirilmiş; davacının 30/05/2011 tarihinde emeklilik gerekçesi ile iş sözleşmesinin sonlandırıldığı ve 01/06/2011 tarihinden itibaren çalışmaya devam ettiği bununla birlikte 01/12/2011 tarihinde davacının babasının ameliyat geçirdiği ve söz konusu ameliyattan dolayı davacının babasına bakma yükümlülüğü nedeni ile işten 01/12/2011 tarihinde ayrıldığı ifadeleri üzerinde durulmuştur. Davacının, 01/05/2012 tarihinde davalı nezdinde yeniden işe başladığı, ama davacının maaşının düşürüldüğü, bu sebeple 01/07/2012 tarihinde davacının iş sözleşmesini haklı nedenle sonlandırdığı iddiaları değerlendirilmiştir.

Kararın devamında cevap dilekçesi incelenmiş; davacının ilk dönem çalışmasının emeklilik ile sona erdiği ve kıdem tazminatının ödendiği, ikinci dönem çalışmasının 21/07/2012 tarihinde istifa ile sona erdiği, dolayısı ile kıdem tazminatına hak kazanamayacağı savunmaları değerlendirilmiştir.

Karar’ın konuya ilişkin değerlendirmelerin sonuçlandırıldığı kısımda:

“Davacının iş aktinin 30/05/2011 tarihinde emeklilik nedeni ile sona erdiği hususun da taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır.

Mayıs / 2011 ayı bordrosunda kıdem tazminatı tahakkuku mevcuttur.

DAVACININ 01/12/2011 TARİHİNDE BABASINA BAKMAK İÇİN AYRILMASI YASA KAPSAMINDA İŞÇİNİN HAKLI FESİH NEDENLERİ ARASINDA BELİRTİLMEMİŞTİR. Bu nedenle, davacının 01/12/2011 tarihinde iş aktini haksız feshettiği kabul edilmeli ve 01/06/2011-01/12/2011 tarihleri arasındaki hizmet süresi, kıdem tazminatına esas süreye eklenmemelidir.

01/05/2012-01/07/2012 tarihleri arasındaki hizmet süresi ise 1 yıldan az olduğundan davacının bu dönem için kıdem tazminatına hak kazanması zaten mümkün olmayacaktır.

Açıklanan nedenler ile davacının sadece emeklilik tarihine kadar olan çalışma süresi, emeklilik tarihi için tespit edilecek ücreti üzerinden hesaplanarak hüküm altına alınmalıdır.”

ifadeleri kullanılmıştır. Yukarıdaki ifadelerden de anlaşılacağı üzere, Yargıtay işçinin babasına bakmak için iş akdini sonlandırmasını işçinin haklı nedenle fesih nedenleri arasında görmemektedir. Burada temel kriter yasada bu duruma ilişkin bir hükmün yer almıyor olmasıdır. İşbu sebeple, somut uyuşmazlıkta davacının emeklilik tarihi kıdem hesaplamasında dikkat edilmesi gereken bir tarih olup sonraki 6 aylık çalışma süresi, sürenin sonun işçinin haklı nedenle feshi durumu olmadığı için kıdem tazminatı hesaplamasında dikkate alınmamalıdır.

Sonuç,

  • İşçinin babasına bakmak için ayrılması yasa kapsamında işçinin haklı fesih nedenleri arasında belirtilmemektedir. Bu sebeple, iş akdini fesheden işçi haklı nedenle fesih hükümlerine dayanamamaktır. Çalışma süresinin sonunda iş akdini bu sebeple haksız fesheden işçinin kıdem tazminatı hakkı doğmamaktadır.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 27.02.2020 tarihli, 2017/24376 E. ve 2020/3254 K. sayılı kararının tam metnine buradaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz

 

    Stj. Av. Can Hakan

           Okyay | Evren

Avukatlık & Arabuluculuk Ofisi

      www.okyayevren.com

Not: Bu yazı Av. Eren Evren tarafından incelenerek yayına uygun  bulunmuştur. 

Yorum Bırak

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir