Belirli Süreli İş Sözleşmesi İle Çalışanlar İşe İade Davası Açabilir mi ?

Belirli süreli iş sözleşmesi, sözleşmenin kurulduğu anda taraflarca hukuki ilişkinin devam süresinin yani sona erme anının bilindiği veya öngörülebildiği, bu anın sözleşmede açık ya da örtülü olarak kararlaştırıldığı sözleşme olarak tanımlanabilir. Diğer bir ifadeyle, taraflar, sözleşmenin sona erme süresini belirleyerek fesih bildirimine gerek olmaksızın sözleşmenin sona ermesini sağlamak amacıyla sözleşmenin geçerliliğini belli bir süreye bağlayabilirler.

Belirli süreli iş sözleşmesi yapma serbestisi Kanun ile sınırlandırılmıştır. İş sözleşmesi, belirli süreli işlerde veya belli bir işin tamamlanması veya belli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak yapılabilecektir. Ancak, belirli süreli iş sözleşmesi yalnızca maddede belirtilen bu üç halde yapılmayacak aynı zamanda objektif koşulun bulunduğu başka durumlarda da söz konusu olabilecektir.

İş Kanunu’na göre, belirli süreli iş sözleşmeleri ile belirsiz süreli iş sözleşmelerinin hükümleri birbirinden farklıdır. Belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışan bir işçi iş güvencesi hükümlerinden yararlanamazken belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışan bir işçi belirli koşulların varlığı halinde iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilecektir. Keza belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışan bir işçinin sözleşme süresi sona erdiğinde kıdem tazminatı hakkı mevcut değilken belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışan bir işçinin Kanun’un aradığı şartların mevcut olması halinde kıdem tazminatı hakkı olacaktır.

Peki, iş sözleşmesi belirli süreli yapılmış ancak objektif koşullara mevcut değil ise açılan işe iade davasında verilecek karar ne olacaktır?

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi; 21.12.2017 tarihli 2017/27386 E. ve 2017/21921 K. sayılı kararında bu konuya açıklık getirilmiştir; Karara konu olan olaylarda;

1- Davacının İddiası

Davacı vekili; davacının davalı işverenliğe ait … isimli otelde 11/04/2001-02/01/2015 tarihleri arasında güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, davacının iş akdinin belirli süreli iş sözleşmesinin 31/08/2015 tarihinde sona ermesi gerekçe gösterilerek sonlandırıldığını, davacının üstlendiği görev ve işyeri kıdemi esas alındığında belirli süreli iş sözleşmesini yapılmasını gerektirecek objektif bir nedenin bulunmadığı, taraflar arasındaki iş sözleşmesinin belirsiz süreli olduğundan ve bu tür sözleşmelerde süre sonu bulunmadığından iş verenin feshinin şekil ve esas açısından geçerli olmadığını bu nedenle davacının işe iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2- Davalının Savunması

Davalı vekili; davacının iş akdinin feshedilmediğini, belirli süreli sözleşmenin süresinin sona erdiği için davacının işten ayrıldığını, davacının davalı işyerinde uzun yıllardır çalıştığını ancak taraflar arasında imzalanan birden fazla hizmet sözleşmesi bulunduğunu, davacının ikale sözleşmesi sonrasında ailevi nedenleri sebebi ile belirli süreli sözleşme imzalayarak çalışmaya devam ettiğini, 06.01.2015-31.08.2015 tarihleri arasında belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştığını, davacının belirli süreli iş sözleşmesinde sürenin bitimiyle işten ayrıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

3- Yerel Mahkemenin Kararı

Mahkemece davacının iş sözleşmesinin belirli süreli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

yargitay

4- Yargıtay’ın Kararı

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’ne göre;

Belirli süreli iş sözleşmesinden söz edilebilmesi için sözleşmenin açık veya örtülü olarak süreye bağlanması ve bunun için objektif nedenlerin varlığı gerekir.

İşçinin niteliğine göre sözleşmenin belirli ya da belirsiz süreli olarak değerlendirilmesi imkânı ortadan kalkmıştır. Buna karşın, yapılan işin niteliği belirli süreli iş sözleşmesi yapılabilmesi için önem arz etmektedir. Belirli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak “belirli süreli iş sözleşmesi” yapılabilecektir.

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 430 uncu maddesinde ilk defa yapılacak olan sözleşmelerde objektif neden öngörülmemiş oluşu, önceki özel kanun olan İş Kanunu’nun 11 inci maddesindeki objektif nedenlerin varlığını ortadan kaldırmaz.

Somut uyuşmazlıkta otopark görevlisi olarak çalışan davacının iş sözleşmesinin belirli süreli olmasını gerektiren objektif esasların bulunmadığı, bu nedenle iş sözleşmesinin belirsiz kabul edileceği, davacının iş sözleşmesinin yazılı bildirim yapılmadan ve haklı nedene dayanılmadan feshedildiği feshin geçersiz olduğu anlaşıldığından davanın kabulü yerine yazılı gerekçeyle reddi hatalıdır.

SONUÇ

Belirli süreli iş sözleşmesi,  taraflarca sona erme anının bilindiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme, belirli süreli işlerde veya belli bir işin tamamlanması veya belli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak yapılabilecektir.

Sözleşmenin belirli süreli yapılmasını gerektirir objektif kritere rastlanmadığı taktirde sözleşme baştan itibaren belirsiz süreli sayılacak ve işçinin işe iade davası açma hakkı bulunacaktır. 

 

      Av. Gözde Gökçe

         Okyay | Evren 

 Avukatlık & Arabuluculuk Ofisi

      www.okyayevren.com

                                                       

 

Yorum Bırak

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir